Coax türkçesi Coax nedir

  • Dil dökerek elde etmek.
  • Kandırmak.
  • Dil dökmek.
  • Koparmak.
  • Tatlılıkla elde etmek.
  • Tatlı sözlerle kandırmak.
  • Gönlünü etmek.
  • Tatlılıkla ikna etmek.
  • Gönlünü almak.
  • İkna etmek.
  • Tatlı sözle kandırmak.
  • Gönlünü yapmak.

Coax ile ilgili cümleler

English: Ali coaxed the mouse out of the hole in the wall with a piece of bread.
Turkish: Ali fareyi bir parça ekmek ile duvardaki deliğin dışına çıkması için ikna etti.

Coax ingilizcede ne demek, Coax nerede nasıl kullanılır?

Coax cable : Koaksiyal kablo.

Coax something out of somebody : Vermeye ikna etmek. Dil dökerek elde etmek.

Coaxal : Ortak eksenli. Eksendeş.

Coaxed : Kandırmak. Gönlünü almak. Gönlünü etmek. Tatlı sözlerle kandırmak. İkna etmek. Dil dökmek. Tatlı sözle kandırmak. Gönlünü yapmak. Tatlılıkla ikna etmek. Dil dökerek elde etmek.

Coaxer : Sataşan kimse. Yağcı. Takılıp kızdıran kimse. Tatlı sözlerle kandıran kimse.

Coaxers : Takılıp kızdıran kimse. Tatlı sözlerle kandıran kimse. Yağcı. Sataşan kimse.

Coaxes : Tatlı sözle kandırmak. Tatlılıkla ikna etmek. Gönlünü yapmak. Koparmak. Gönlünü almak. Dil dökmek. Dil dökerek elde etmek. İkna etmek. Gönlünü etmek. Kandırmak.

Coaxial connector : Eşeksenel bağlaç. Eş-eksenel bağlaç. Eşeksenli bağlayıcı. Eşeksenli kablo konnektörü.

 

Coaxial cavity : Koaksiyal boşluk. Koaksiyel boşluk.

Coaxial diode : Koaksiyal diyot. Koaksiyel diyot.

İngilizce Coax Türkçe anlamı, Coax eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Coax ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Assuring : Temin eden. İtimatlı. Yarılma. Güvenceye almak. Söz vermek. Sağlama almak. Temin etmek. Garantili. Güven veren. Yarma.

Bamboozling : Üçkağıda getirmek. Kafeslemek. İşletmek. Aldatmak. Şaşırtmak. Kazıklamak. Yamuk yapmak.

Atones : Gönül almak. Tarziye vermek. Kefaret etmek. Telafi etmek. Tazminat. Affettirecek harekette bulunmak. Ceremesini çekmek. Karşılığını ödemek.

Wheedled : Tatlılıkla kandırmak. Tatlı dille ikna etmek. Yaltaklanmak.

Assure : İnandırmak. İknaya çalışmak. Kesinleştirmek. Sigorta etmek. Söz vermek. Güven vermek. Güvenceye almak. Temin etmek. Sağlama almak.

Browbeat : Yıldırmak. Gözdağı vermek. (birisini) sindirmek. Göz dağı vermek. Ters bakışla korkutmak. Zorlamak. Sert bakış ya da sözlerle gözünü korkutmak. Kabadayılık etmek. Gözünü korkutmak. Sert bakarak korkutmak.

Assures : Kesinleştirmek. İnandırmak. Sağlama almak. Temin etmek (rahatlatıcı veya ikna edici sözlerle). Sağlama bağlamak. Sigortalamak. Güvenceye almak. Güven vermek. İnandırmaya çalışmak.

Bring home : Razı etmek. Aklını başına getirmek. Görmesini sağlamak. Anlamasını sağlamak.

Deflower : Kızlık zarı bozmak. Çiçeklerini yolmak. (güzelliğini vb) bozmak. Yolmak. Kanına girmek. Kızlığını bozmak. Çiçeklerini koparmak. Harap etmek. Kızlık bozma.

Atone : Ceremesini çekmek. Tazminat. Affettirecek harekette bulunmak. Kefaret etmek. Tarziye vermek. Gönül almak. Karşılığını ödemek. Telafi etmek.

 

Coax synonyms : ethernet cable, befool, blandished, bring oneself to, cozened, wheedles, befooling, conciliated, argued, cajoled, conciliates, cut off, bring around, appeasing, bamboozle, cajoling, sweet talk, argues, brings, line, cajole, cajoles, breaks, persuade, bring round, beguiles, blarney, conciliate, conciliating, please, swagger, transmission line, beguile.

Coax zıt anlamlı kelimeler, Coax kelime anlamı

Dissuade : Caydırmak. Çelmek. Vazgeçirtmek. Vazgeçirmek. Fikrini çelmek. Cesaret kırmak. Kandırmak. Aklını çelmek.

Coax ingilizce tanımı, definition of Coax

Coax kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To soothe. A dupe. To wheedle. A simpleton. To persuade by gentle, insinuating courtesy, flattering, or fondling.