Condensing türkçesi Condensing nedir

  • Donucu (krem vb).
  • Veterinerlik alanında kullanılır.
  • Bir yem maddesinin rutubetini uzaklaştırmak suretiyle daha yoğun bir duruma dönüştürme işlemi.
  • Donan.
  • Yoğunlaşmak.
  • Sıvı hale dönüşmek (gaz).
  • Yoğunlaştırma.
  • Kondenserli.
  • Yoğunlaştırıcı.
  • Yoğunlaşan.
  • Koyulaşmak.
  • Katılaşan.
  • Dondurucu.
  • Yoğunlaştırmak.
  • Yoğunlaşma.

Condensing ingilizcede ne demek, Condensing nerede nasıl kullanılır?

Condensing coil : Soğutucu kangal.

Condensing lens : Bir ışık kaynağından çıkan ışığı toplayıp belli bir noktaya olanca yeğinliğiyle düşürebilen, özellikle göstericilerde, gösterici ışıtacının ışığını film üzerine düşüren mercek. Mercek. Aydınlatma merceği. Toplayıcı mercek. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

Condensing routine : Yoğunlaştırma yordamı.

Condensing time : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Derişik zaman. Herhangi bir görünçlük çevrilirken, gereği olmayan zaman parçalarının atılıp zamanda kısaltma yapılmasını, filmsel zamanın oluşmasını sağlayan işlem.

Noncondensing : Yoğunlaşmayan.

Condensation cloud : Yoğunlaşma bulutu.

Condensability : Yoğuşabilirlik.

Condensate : Kondansat. Yoğuşma sıvısı. Yoğuşma suyu. Kıvamlı. Sıvı hale dönüşen. Kondens. Yoğuşmuş olan, yoğun evreye geçen özdek. Yoğuşku. Kondensat.

 

Condensation coefficient : Yoğunlaşma katsayısı. Bir uçunum özdeciklerinin gerçek oylumunun, uçunun oylumuna oranı. Yoğuşum katsayısı.

Condensation : Coğrafya, fizik, uzay, kimya, madencilik alanlarında kullanılır. Özetleme. Sıvılaşma. Yoğuşturma. Gaz evreden sıvı evreye geçiş. benzer moleküllerin bir araya gelerek daha karmaşık bir molekül yapmaları. (örn. çoğuzlanma.) iki molekülün bir araya gelip küçük bir molekülü dışarı atarak yeni bir molekül oluşturması. kimi molekül ya da taneciklerin bir araya toplanarak asıltı tanecikler oluşturması. Buğulaşma. Kısaltma. Yoğuşma. Kümeleme. Sıklaştırma.

İngilizce Condensing Türkçe anlamı, Condensing eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Condensing ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

A dna : Dna çift sarmalının sağ el sarmal yapısı gösterdiği ve çift zincirin bir tam dönüşünde yapıya 11 bazın girdiği dna biçimi. A dna.

Hot up : Kuvvetlendirmek. Hareketlenmek. Isıtmak. Daha sağlam olmasını sağlamak. Heyecanlandırmak. Kızışmak. Heyecanlanmak. Tahrik olmak. Isınmak.

Coagulate : Pıhtılaştırmak. Pıhtılaşmak. Koyulaştırmak. Pıhtılaş. Topaklaşmak.

Concentrated : Yoğun. Birim çözelti niceliği içinde çözünmüş özdeşi çok olan. Yoğuşuk. Çok güçlü. Konsantre. Yoğunlaşmış. Derişik. Dikkatini vermiş. Konsantre olmuş.

A c deformity : Arnold-chiari yapılış bozukluğu. A-c kusuru.

Encapsuling : Koyulaştırmak. Kapsüle saklamak. Kapsüle koymak. İçerme. Kapsüllemek. Kısa ve öz biçimde açıklama. Özetleme. Kapsama. Sıkıştırılmak.

 

Concentration : İktisadi etkinliklerin büyük bir kısmının en büyük birkaç firma tarafından denetlenmesi. Konsantrasyon. Birim oylumdaki mol ya da eşdeğer ağırlık sayısı türünden çözünenin ağırlık ya da oylumca yüzdesi. Toplama. Toplanım. Derişim. Bir çözücüdeki çözünen madde miktarını belirtmede kullanılan bir terim. yoğunluk. Fizik, kimya, uzay, iktisat, nükleer enerji, sosyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır.

Frigorific : Soğukluk üreten. Soğutucu. Frigorifik. Soğutmalı.

Concentrate on : Konsantre olmak. Ağırlık vermek. Bir konu üzerinde odaklanmak. Bir konu üzerinde yoğunlaşmak.

Coagulates : Pıhtılaştırmak. Koyulaştırmak. Pıhtılaş. Pıhtılaşmak. Topaklaşmak.

Condensing synonyms : cryo, abdominal ovariectomy, ice box, centred, centres, abdominal palpation, densification, a band, compacts, chilling, deepen, abamectin, abaxial, deep freezer, densify, concentrations, freezers, deepened, freezing, a c syndrom, inspissate, frostiest, thickens, thickened, densifies, condenses, intensifications, deepens, intensifies, compact, centralising, condensations, encapsule.

Condensing zıt anlamlı kelimeler, Condensing kelime anlamı

Decompression : Basıncı kaldırma. Basıncın düşürülmesi. Basıncın kaldırılması. Basınç düşürme. Yük boşalması. Boşaltma. Basıncı azaltma. Basınç düşmesi. Baskıyı azaltma. Açma.