Convulsions türkçesi Convulsions nedir

Convulsions ile ilgili cümleler

English: She has convulsions.
Turkish: Onun konvülsiyonları var.

Convulsions ingilizcede ne demek, Convulsions nerede nasıl kullanılır?

Bovine familial ataxia and convulsions : Sığırların ailevi ataksi ve konvulziyonu. Angus buzağılarında görülen aralıklı tetanik konvulziyonlar, eş güdüm bozuklukları, felç ve beyincikte seçici kortikal dejenerasyonla belirgin kalıtsal hastalık.

Clonic convulsion : İskelet kaslarının iradeye bağlı olmaksızın ve kısa aralıklı olarak yaptıkları sert kasılma ve gevşemeler. Klonik konvulsiyon.

Local convulsion : Bir kas veya kas grubunda görülen kontraksiyonlar. Yerel konvulsiyonlar.

Tetanic convulsion : Tonik kasılmalar. Tetanik konvulsiyon.

Tonic convulsion : İskelet kaslarının istem dışı az veya çok uzun süreli kontraksiyonları, tetanik konvulsiyon, tetanizm. Tonik kasılmalar.

Anticonvulsive : Antikonvülzif.

Convulsing : Allak bullak etmek (argo terim). Sarsmak. Havale geçirmek. Kıvrandırmak. Şiddetle sarsmak. Katılma.

Convulses : Şiddetle sarsmak. Kıvrandırmak. Havale geçirmek. Katılma. Sarsmak. Allak bullak etmek (argo terim).

Convulsive : Sarsıcı. Konvülzif. Çırpınma. Kasılan. Çırpınmalı. Sarsan. Konvülsif.

 

Convulsant : Konvülzan. Spazm veya kasılma nöbetlerine neden olan. Konvülsivan. Kasılmaya neden olan. Konvülsan.

İngilizce Convulsions Türkçe anlamı, Convulsions eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Convulsions ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Paroxysm : Nöbet. Şiddetli nöbet. Paroksizm. Galeyan. Ani nöbet. Şiddetli ve ani nöbet. Kriz. Feveran. Paroksism. Ani kriz.

Fluttering : Düzensiz hareket etmek. Flutering. Titremek. Pırpır etmek. Dalgalanmak. Çırpınmak. Çarpıntılı olmak. Kanat çırpmak.

Cricking : Tutulma. Boyun tutulması. Kriko. Vidalı kriko. Adale kasılması.

Quakes : Deprem. Titremek. Titreme. Titreyiş. Sallanmak. Zelzele. Ürperme. Tirildemek. Sarsılmak.

Quaked : Titreyiş. Ürperme. Titreme. Sarsılmak. Deprem. Zelzele. Titremek. Sallanmak. Tirildemek.

Attendancy : Katılım. Devam.

Attack : Yakalanmak. Uğraşmak. Koyulmak. Hücum etmek. Tecavüz etmek. Doğrudan doğruya sayı kazanmak amacıyla yapılan hamle. Tenis, futbol, eskrim, masa tenisi, voleybol alanlarında kullanılır. Vurmak. Atak. Hücum.

Swagger : Kasıntı. Kasım kasım kasılmak. Kasıntılı yürüyüş. Hava atmak. Kasılarak yürümek. Horozlanmak. Caka satmak. Palavra atmak. Racon kesmek.

Adherence : Yapışma. Merbutiyet. Bağlılık. Bağlı olma. Bir mikroorganizmanın ya da fagositoz yapan bir hücrenin diğer bir hücrenin zarına ya da başka yüzeylere yapışması. Tutunma. Bireylerin kendilerini bir topluluk, toplumsal kesim ya da kümenin üyesi saymaları. Sadakat.

Spasm : Ağrı. Ispazmoz. Kasınç. Kas veya kas grubunda istem dışı ani olarak gelişen ani kas kasılması, spazmus. Spazm. Kasılım.

 

Convulsions synonyms : concussions, shocks, jounce, contraction, spasms, jerk, amalgamation, accessioning, cricks, communions, jactitation, accretions, constringency, hubris, rigors, accession, admissions, shake, attendance, bumpiness, coarctation, concussion, quake, fit, admission, convulsion, attendances, fit of laughter, communion, trouble, joggle, rigour, crick.