Turkish: Tren yakında kalkacak.
English: The next train for the airport will depart from platform two.
Turkish: Havaalanı için bir sonraki tren 2. platformdan ayrılacak.
English: The next train arriving at platform 2 will depart for Shibuya at 4:35pm.
Turkish: Peron 2'ye gelen tren 4:35'te Shibuya'ya gidecek.
English: My flight will depart in an hour.
Turkish: Uçağım bir saat içinde hareket edecek.
English: He told us to depart at once.
Turkish: Hemen gitmemizi söyledi.
Depart from : -den ayrılmak. Bir yerden ayrılmak. Sapmak. Ayrılmak. Dönmek.
Depart from this life : Toprak olmak.
Depart from tradition : Geleneği bırakma. Gelenek veya göreneklerden sapma. Gelenekten ayrılma.
Depart this life : Bu hayattan göç etmek. Ölmek. Hayatını kaybetti. Vefat etti. Bu dünyadan göçtü. Bu dünyadan ayrıldı. Öldü. Hayatı terk etmek. Terki hayat etmek. Hayata gözlerini yummak.
Departed : Ölmüş. Bitmiş. Tükenmiş. Geçmiş.
Department head : Daire başkanı. Bölüm şefi. Bölüm başkanı. Departman sorumlusu. Departman başkanı. İdari bir birimin başı. Bölüm sorumlusu. Departman müdürü. Bölüm başı.
Departing : Gitme. Ayrılma. Ayrılan. Geçmiş.
Department : Bölge. Vekalet. Bir kuruluşun çalışma dallarından birisi. kendisine ilişkin özellikleri kapsayan işleri yetenek ve yetkileri çevresi içinde düzenleyen ve yapan organ. genel kuruluşun belirli bir işiyle uğraşan kolu. Bir okul ya da üniversitenin herhangi bir bilim ve uzmanlık dalında eğitim sağlayan alt-birimlerinden her biri. bir üniversite ya da yüksek okulu oluşturan başlıca yönetim birimlerinden her birine verilen ad. Kürsü. Bakanlık. Eğitim, ekonomi alanlarında kullanılır. Öğretim kurumlarında öğretmenlerin ders vermek için üzerine çıktıkları yüksekçe yer. üniversitelerde aynı alanda ya da birbirine çok yakın alanlardaki bilim dallarında oluşan bir çalışma birimi. profesörlük yeri. Bölüm. Servis.
Departing this life : Ölme. Bu dünyadan göçme. Vefat etme. Hayatını kaybetme. Bu dünyadan ayrılma.
Departing passenger : Ayrılan yolcu. İnen yolcu. Bir yolculuğu tamamladıktan sonra (bir uçak otobüs taksi vs'den) inip ayrılan yolcu. Giden yolcu.
Sözcükler, direkt olarak Depart ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Be off : Söndürülmüş olmak (elektrik veya ışık). Defolmak. Vazgeçmek. Yakışıksız olmak (davranış). Gerçekleşmemek. Kapalı olmak (elektrik veya ışık). Bozulmuş olmak (yiyecek veya içecek). Yanılmak.
Pass away : Göçmek. Yok olmak. Bir avuç toprak olmak. Geçmek. Dünyaya gözlerini yummak. Hayatını kaybetmek. Boşa harcamak.
Go : Bahse girmek. Koyulmak. İşlemek. Haline gelmek. Kaybolmak. İddiaya girmek. İlerlemek.
Apostatise : Dönmek (dininden veya prensiplerinden veya inançlarından). Dininden vazgeçmek. Dinden dönmek. İlkelerine sadakatsiz olmak (ayrıca apostatize).
Break with : Tüm ilişkiyi kopartmak. İlgisini kesmek. Selamı sabahı kesmek. Bağlantıyı koparmak. Köprüleri atmak. İlişkiyi kesmek. İle bağını koparmak. Tümüyle kopmak. İlişkisini kesmek. -den ayrılmak.
Disembark : Bir ulaştırma aracından inmek. Fiyatı veya değeri düşmek. Varmak. Yukarıdan aşağıya doğru gelmek. Sayısı azalmak. Karaya çıkmak. Karaya çıkarmak. Gemiden karaya çıkmak. Karaya ayak basmak.
Croaks : Gümlemek. Karga gibi ötmek. Gaklamak. Vraklamak. Fertiği çekmek. Kurbağa gibi ses çıkarmak. Boğuk ses çıkarmak. Nallamak. Zıbarmak. Öldürmek.
Hit the road : Yola düşmek. Yola düzülmek. Yola koyulmak. Yollanmak.
Absent oneself from : Uzak durmak. Geri çekilmek. Başka yerde kalmak. -den uzak durmak. Karışmamak. Kendini çekmek. Okuldan kaçmak. Katılmamak.
Depart synonyms : shove along, comport oneslf, bob, breaking up, fare forth, shove off, go without, conduct oneself, deport oneself, disembarks, diverge, budging, drop off, budged, fared, croak, budge, fall away, bow out of, demise, sheer away, cash in, be through with, back out, behaving, contradict, digressing, crap out, be alienated, be enough, drift apart, back out of, back pedal.
Enter : Girmek. Giriş yapmak. Katılmak. Üyesi olmak. Deftere yazmak. İçeriye girmek. Buyurmak. İçeri girmek. Gümrük beyanında bulunmak. Girmek (bilişim veya bilgisayar terimi).
Conform : Boyun eğmek. Uymak. Uydurmak. Uygulamak. Tevafuk etmek. İntibak etmek. Uyumlu olmak. Alıştırmak.
Equal : Eşdeğerde olmak. Eş değerde olmak. Akran. Karşılık gelmek. Eş. Emsali olmak. -e eşit olmak. Denk. Eşit olmak. Bir olmak.
Depart antonyms : come.
Depart kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To part. To dispart. To separate. To divide. To part thoroughly. Division. To separate. To divide. Separation, as of compound substances into their ingredients.
Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. (F5)
Bu kısımda Depart kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Depart ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Depart anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Depart ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.