Go nedir, Go ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Anne: Go bana ekmek yedir.

Anne sözü ile birlikte kullanılır: Ana go nerdesin ?.

Birini çağırma ünlemi: Go bu raya gel.

Hayır anlamında kullanılır: Go gelmedi, görmedim.

Dedikodu, birini arkasından çekiştirme.

Olgunlaşmamış, ham (meyve için).

Bırak.

Yeşil: go soğan: yeşil soğan.

Gök rengi, mavi.

Ana.

Go ile ilgili Cümleler

  • Go oynamak benim tek eğlencem.
  • "Let me go" ve "let go of me"nin tam olarak aynı şey olmadığı not edilmeli.
  • Go oynamak tek eğlencem.

Go hakkında bilgiler

Go (Japonca: 囲碁, igo; Çince: 圍棋 / 围棋, wéiqí; Korece: 바둑, baduk), tahta üzerinde oynanan iki kişilik bir strateji oyunudur. Go çok eski bir oyundur. Çin kökenli olmasıyla birlikte bütün Doğu Asya'da tanınır ve oynanır. Oyunda siyah ve beyaz renklerdeki küçük ve yuvarlak taşlar kullanılır. Oyuna siyah başlar. Siyah taşın kim olacağını karar vermek içinse; öncelikle beyaz oyuncu eline birkaç tane taş alır sayısını bilmeden. Siyah oyuncu ise, beyaz oyuncunun elinde bulunan taşların sayısının tek mi yoksa çift mi olduğunu bulmaya çalışır. Eğer bulursa, siyah oyuncu siyah oyuncu olarak kalır. Eğer bulamazsa beyaz oyuncu, siyah oyuncu olur. Ve siyah oyuncu oyuna başlar. Sırası gelen oyuncunun kendi taşını oyun tahtasındaki mümkün olan bir yere yerleştirmesiyle oyun devam eder. Tahtaya konulan taşlar esir alınmadığı müddetçe oyun sonuna kadar hareket etmezler. Tüm taşlar aynı değere sahiptir ancak birbirleri arasındaki stratejik konum oyunun yapısını belirler. Oyun sonunda en çok alana sahip olan oyuncu oyunu kazanmış olur. Oyunun temel amacı şöyle bir benzetmeyle açıklanabilir: İki general bir bölgeyi kontrol altına almak istemektedir. Bunun için ilk önce gözetleme kuleleri dikerler ve sonra da kendileri için güvenli bir pozisyon kurmaya çalışırlar. Oyunun amacı rakibi tamamen ortadan kaldırmaktan veya taşlarını esir almaktan çok onun karşısında avantajlı bir konuma geçmek, kendi taşlarınızla mümkün olabildiğince çok alanı kontrol altında tutmaktır. Go, kuralları çok basit olmakla birlikte oldukça karmaşık bir oyundur. Go oyununda satrançtaki gibi taşların hareket kabiliyetleri sınırlı olmadığından bir taşı oynayabileceğiniz çok fazla yer vardır. Satranç oyununda ilk yarım hamle için 20 olasılık , ikinci yarım hamle için 20, tam hamle (bir beyaz bir siyah) için 400 olasılık vardır. Go oyununda ise ilk taş (siyah) için 361 olasılık , ikinci taş (beyaz) için 360 olasılık, toplam 129.960 olasılık vardır. Hamle çeşitliliği o kadar çoktur ki bir go oyuncusunun ustalaşma evresi ömrünün sonuna kadar sürebilir. Go'da hesaplı hareket etmek (strateji) önemli olsa da, oyunun tek önemli noktası değildir. Go, insanı düşündüren yönüyle meditasyona ilham verebilir, hatta insanın iç dünyasına bir ayna tutarcasına kendi kişiliğini ve dahası karşısındaki rakibin kişiliğini daha yakından tanımasına yol açar. Go birçok atasözünün çıkış noktası olmuştur, çünkü go hayatın gerçeklerini minyatür halde yansıtmaktadır.

 

Go kısaca anlamı, tanımı

 

Go govermek : Koyu koyuvermek

Açıklanabilir : Anlaşılır duruma getirilebilen.

Çıkış noktası : Bir şeye başlanılan yer.

Olabildiğince : Olabildiği kadar. Olduğu kadar. Yeterince.

İkinci yarı : Karşılaşmalarda iki devreden sonuncusu.

Yerleştirme : Yerleştirmek işi. Yurtlandırma, iskân.

Meditasyon : Dalınç.

Olgunlaşma : Olgunlaşmak işi.

Çekiştirme : Çekiştirmek işi.

Gözetleme : Gözetlemek işi, dikiz, dikizleme, erkete.

Kaldırmak : Bulunduğu yerden almak. Yukarı doğru hareket ettirmek. Yükseltmek. Piyasadan çekmek. Bir kuruluşun çalışmasına son vermek, feshetmek, lağvetmek. Tayin etmek, atamak. Kaçırmak. Hastayı hastaneye götürmek. Uygun gelmek, yakışmak. Çekmek, taşımak. Çalmak, aşırmak. Uyandırmak. Elin ulaşamayacağı yere koymak, saklamak. Tören yaparak ölüyü gömmek. Bir şeyden çokça satın almak. Ürün toplamak, taşımak. Alıp başka yere götürmek. Yok etmek, ortadan silmek. İyi etmek, iyileştirmek. Toplamak.

Kabiliyet : Yetenek.

Ustalaşma : Ustalaşmak durumu.

Yansıtmak : Işık, ses, görüntü vb.ni geri göndermek, yansımasını sağlamak, aksettirmek. İletmek, duyurmak, aktarmak. Aktarmak, göstermek, aksettirmek.

Meyve içi : Meyvelerde, tohumların bulunduğu iç bölüm.

Şöyle bir : Üstünkörü. Kısa süreli.

Avantajlı : Yararlı.

Stratejik : İzlemsel. Önemli.

Öncelikle : Öne alınarak, daha önce olarak.

Yakından : Yakın bir yerden, yakın olarak. Çok dikkatli, titiz bir biçimde.

Diğer dillerde Gnyas anlamı nedir?

İngilizce'de Gnyas ne demek ? : gneiss