Disappearances türkçesi Disappearances nedir

  • Gözden kaybolma.
  • Ortadan kalkma.
  • Ortadan kaybolanlar.
  • Yok olma.

Disappearances ingilizcede ne demek, Disappearances nerede nasıl kullanılır?

Disappearance : Yitiklik. Ortadan kalkma. Yalın veya ekler ile genişletilmiş olan kelimelerin ön, iç ve sonlarında bulunan seslerden birinin, çeşitli etkenlerle yitirilmesi olayı. bunlar ön ses düşmesi, iç ses düşmesi ve son ses düşmesi diye gruplandırılabilir: || ısıcak > sıcak, ısıtma > sıtma, uyukla- > yukla- «uyumak, uyuklamak», dirilik > dirlik, ilerile-> ilerle-, aşıla- > aşla-, oyuna- > oyna-; küçükcük > küçücük, yanakcık > yanacık, ufakcık > ufacık, ufakrak > ufarak, çabukcak > çabucak; oğulan > oğlan, çiftçi > çifçi, üstçavuş > üsçavuş, astteğmen > asteğmen, rastgele > rasgele, kelgen > gelen, kelgüçi > gelici vb. Yitim. Hukuk, gramer, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Gaiplik. Gözden kayboluş. Gözden kaybolma. Yok olma. Kaybolma.

İngilizce Disappearances Türkçe anlamı, Disappearances eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Disappearances ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Fade : Soldurmak. Solmak. Rengi atmak. Sıvışmak. Zayıflamak. Gevşemek. Açılma - kararma. Bir çekimin yavaş yavaş karanlıktan aydınlığa çıkıp görüntülerin belirmesi ya da bunun tersine, görüntülerin yavaş yavaş kararıp yitmesi, bu iki durumun birbirini izlemesi. Rengi solmak. Zincirleme eylemi.

 

Depletion : Fakirleşme. Madencilik, nükleer enerji alanlarında kullanılır. Bitirme. Tükenme. Azaltma. Tüketim. Tüketme. Zenginleştirme işlemi sürecinde, işlem dışında kalan elementlerin izotop sayısındaki azalma. Eksilme.

Evanescence : Yavaş yavaş kaybolma. Silinme.

Leaving : Terk. Bağlama halatını çözme. Artık. Terketme. Ayrılma. Bırakma. Çıkılıyor.

Termination : Tahdit. İptal. Bitiş. Son bulma. Uçlandırma. Sınırlama. Sonlandırma. Ad ve fiil kök veya gövdeleri üzerine gelerek durum, sayı, zaman, kişi gibi gramer ilişkileri kuran ekler. ad çekimi, iyelik, teklik çokluk, fiil çekimi, fiil çekimindeki zaman ve şahıs ekleri işletme ekleridir: bu insan-lar-ı bir uykusuzluk gece-si-n-de sadece bir gölge gibi gör-müş-t-üm. şimdi bu gölge-ler beni yavaş yavaş, daha öte-ler-e ve derin-ler-e çağır-ıyor. baş-lar-ı-n-ın etraf-ı-n-da-ki aydınlık değiş-i-yor, muamma-lar-ı-n-ı çözme-y-e çalıştıkça bir yığın çetrefil meseleyle karşılaş-ıyor-um. (a. h. tanpınar, yaşadığım gibi, s. 89) vb. Fiil çekimi eki. Son.

Occultation : Okültasyon. Örtülme. Bir gökcisrminden gelen ışığın, bakış doğrultumuz ile bu cisim arasına giren başka bir gökcismi tarafından kesilmesi; bir yıldız ya da gezegenin ay tarafından örtülmesi. Tutulma. Karartma. Göz önünden kaldırma. Bir gökcisminin başka bir gökcismi tarafından karartılması (astronomi). Gölgeye girme. Saklı olma.

Deperdition : Azalma. Yıkım.

 

Going : Yol durumu. Gidiş hızı. Yaşayan. Gidişat. Çalışan. Tempo. İşleyen. Ayrılış. Satılan (mal). Mevcut.

Disappearance : Yitim. Yitiklik. Gözden kayboluş. Yalın veya ekler ile genişletilmiş olan kelimelerin ön, iç ve sonlarında bulunan seslerden birinin, çeşitli etkenlerle yitirilmesi olayı. bunlar ön ses düşmesi, iç ses düşmesi ve son ses düşmesi diye gruplandırılabilir: || ısıcak > sıcak, ısıtma > sıtma, uyukla- > yukla- «uyumak, uyuklamak», dirilik > dirlik, ilerile-> ilerle-, aşıla- > aşla-, oyuna- > oyna-; küçükcük > küçücük, yanakcık > yanacık, ufakcık > ufacık, ufakrak > ufarak, çabukcak > çabucak; oğulan > oğlan, çiftçi > çifçi, üstçavuş > üsçavuş, astteğmen > asteğmen, rastgele > rasgele, kelgen > gelen, kelgüçi > gelici vb. Yitimlik. Ses düşmesi. Gaiplik.

Disappearances synonyms : going away, vanishment, depletions, extinctions, conclusion, wreck, vanishing, extinction, dissolutions, dissolution, ending, destruction, departure, disappearing.

Disappearances zıt anlamlı kelimeler, Disappearances kelime anlamı

Appearance : Belirme. Görünme. Bir nesnenin öze ilişkin olmayan ikincil özellikleri. Görünüm. Şemail. Ortaya çıkma. Kılık kıyafet. Gösteriş. Görünüş. Göze görünme.

Emersion : Ortaya çıkma. Gölgeden çıkma. Sudan çıkma. Kendisini çevreleyen şeyden (sudan tepelerden vs) sıyrılıp kendini gösterme. Bir gökcisminin başka bir gökcisminin, gölgesinden dışarı çıkması. Belirme.

Egress : Çıkış. Çare. Çıkış hakkı. Çıkar yol. Ağ çıkışı. Çıkış izni. Çıkmak. Dışarı çıkma. Belirmek. Çıkma.