Equal distribution principle türkçesi Equal distribution principle nedir

  • Eşit üleştirme ilkesi.
  • İlkel toplumda üretimin topluluk üyeleri arasında eşit bir biçimde paylaştırılması.
  • İktisat alanında kullanılır.

Equal distribution principle ingilizcede ne demek, Equal distribution principle nerede nasıl kullanılır?

Equal : -e eşit olmak. Eş. Karşılık gelmek. Eşdeğerde olmak. Muadili olmak. Denk. Eşit. Egale etmek. Emsal. Emsali olmak.

Distribution : Halkbilimle ilgili ürün ve olayların coğrafyadaki dağılımı, bk. yayılım. krş. koşut gelişim. Bölüşüm. Dağılış. Düzenleme. Coğrafyanın, doğal ya da insana değgin olayların yeryüzüne dağılış ve yayılışlarını göz önüne alan temel ilkelerinden biri. Yapımcılar ile oynatımcılar arasında aracılık yapan, oynatımcılara kiralamak üzere bir filmin dağıtım hakkını belirli bir süre için yapımcıdan satın alarak çalışan sinema işleyimi kolu. filmin yapımcıdan alınarak oynatımcıya kiralanması işi. Serpme. Yayılma. Bölüştürme. Bir özdek ya da nesneyi çeşitli evrelere, konumlara durumlara üleştirme.

Principle : Köken. Dürüstlük. Kaide. Ç.yol. Ana kaynak. Temel. Ahlak. Prensip. Temel düşünce, temel kanı. bireysel karar ve eylemlerin, tutarlı ve eleştirel biçimde değerlendirilmesine olanak sağlayan ana kural. her türlü tartışmanın dışında sayılan kural. başlangıç, hareket noktası, her şeyin kendisinden türediği ilk ve temel kaynak. Tümdengelimci ya da tümevarımcı bir bilimsel dizgenin bilgi üretme sürecini yöneten üst yönseme ve genel tutamaklar, bk. yönseme.

 

İngilizce Equal distribution principle Türkçe anlamı, Equal distribution principle eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Equal distribution principle ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

A change in demand : İstem kayması. Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

Abolition of forced labour convention : Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi. Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi.

A type mutual funds : A tipi yatırım fonu. Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu. A tipi yatırım fonu ortaklığı.

 

Ability to pay principle : Ödeme gücü ilkesi. Vergilemenin bireylerin ödeme gücüne uygun bir biçimde yapılması gerektiğini ifade eden bir vergileme ilkesi. kaynağı bol olanların kamu projelerine daha fazla katkı vermesi gerektiği ilkesi.

A change in individual demand : Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. Bireysel istem kayması.

Ability to pay approach : Güç yaklaşımı. Bireylerin, devlet harcamalarının finansmanına, elde ettikleri gelir düzeyiyle orantılı olarak vergilendirilmeleri yoluyla katılmalarını ifade eden ve adam smith tarafından geliştirilen vergileme yaklaşımı. krş. yararlanma yaklaşımı.

Ability rent : Yetenek rantı. Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı.

Abnormal budget : Olağanüstü bütçe. Olağan bütçeden ayrı bir belge olarak hazırlanan ve kabul edilen, her yıl tekrarlanmayan ve olağanüstü nitelik taşıyan harcama ve gelirleri gösteren özel bir bütçe.

A shift in individual demand : Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. Bireysel istem kayması.

A change in supply : Sunum kayması. Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması.

Equal distribution principle synonyms : abnormal budget receipts, a group shares, a pass through certificate, a shift in supply, a shift in demand, abnormal budget expenditures.