Expenditure tax türkçesi Expenditure tax nedir

  • Tasarruf artışının sermaye birikimini artıracağı görüşünden hareketle tasarrufların özendirilmesi amacıyla kişinin bir yıl içinde yaptığı harcamaların toplamından alınması öngörülen ve n. kaldor tarafından önerilen ancak kısa bir süre uygulanabilen vergi. bk. tüketim vergisi.
  • Gider vergisi.
  • Harcama vergisi.
  • İktisat alanında kullanılır.
  • Harcamalar üzerinden alınan vergi.

Expenditure tax ingilizcede ne demek, Expenditure tax nerede nasıl kullanılır?

Expenditure : Satın alınan bir mal karşılığı ödenen para. bir değer elde etmek için malı devretmek, gelecekte sağlanacak değerler karşılığı yapılan harcamalar. Tüketme. Sarf. İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Bir şey satın almak için paranın elden çıkarılması, gelirin kullanılması. bk. gider. Tüketim. Harç. Gider. Maliyet. Masraf.

Tax : Kamu giderlerini karşılamak amacıyla devletin veya devletin yetkilendirdiği diğer kamu tüzel kişilerinin, hukuki zorunluluk altında, yasayla belirtilen kurallara göre ve karşılıksız olarak gerçek ve tüzel kişilerin gelir ve malları üzerinden nakdi ya da ayni olarak aldıkları pay. Kesenek, ücret, ödül, bahşiş ve benzerleri gibi belirli bir işgörümü karşılığı ilgiliye ve alacaklısına yapılan ödeme. hükümetçe görülen kişi işleri için devlet veznesine ödenen para. (tapu harcı, mahkeme harcı gibi.). Vergilemek. Zorlamak. -e vergi koymak. Yormak. Yük olmak. Yüklemek. Vergi koymak. Yük.

 

Expenditure balance : Harcama dengesi. Gelir harcama modelinde toplam harcamaların toplam gelire eşit olduğu noktaların geometrik yeri olan 45 derecelik doğruyla toplam harcama eğrisinin kesiştiği, toplam sızıntıların toplam katkılara eşit olduğu denge reel gayrisafi yurtiçi hasıla düzeyi.

Expenditure balance relation : Harcama dengesi. Gelir harcama modelinde toplam harcamaların toplam gelire eşit olduğu noktaların geometrik yeri olan 45 derecelik doğruyla toplam harcama eğrisinin kesiştiği, toplam sızıntıların toplam katkılara eşit olduğu denge reel gayrisafi yurtiçi hasıla düzeyi.

Expenditure changing policies : Harcama miktarını değiştirici politikalar. Gelir düzeyini etkileyerek toplam yurtiçi harcamaları azaltmaya veya artırmaya yönelik uygulanan para politikası veya maliye politikası. Harcama değiştirici politikalar.

Expenditure contractionary policies : Bir ekonomide toplam istemi, reel geliri ve işlendirmeyi azaltmaya yönelik hükümet tarafından uygulanan daraltıcı maliye politikası ve daraltıcı para politikası. Harcama daraltıcı politikalar.

İngilizce Expenditure tax Türkçe anlamı, Expenditure tax eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Expenditure tax ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

A change in supply : Sunum kayması. Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması.

 

A type mutual funds : Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu. A tipi yatırım fonu. A tipi yatırım fonu ortaklığı.

Abnormal budget receipts : Olağanüstü bütçe geliri. Olağanüstü bütçe harcamalarını karşılamak için, söz konusu dönemde ek harç, vergi ve borçlanma gibi yollarla elde edilen gelir.

A change in individual demand : Bireysel istem kayması. Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

Turnover tax : İş hacmi üzerinden alınan vergi. Yasasıyla saptanan satış ve işlemler üzerinden belirli oranlarda alınan ve gereğinin yapılmaması halinde satıcısı ve alıcısına ayrıca ceza yükümlülüğü getiren vergi. İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Türkiye'deki gerçek kişilerin yurt dışında yapacakları her tür gezilerdeki harcamalarından (satın almalar dahil) dış gezi harcamaları yasasına göre alınan vergi. yurt içinde yapılan ya da yabancı ülkelerde yapılıp yurda getirilen mallardan ve banka güvence işlemlerinden alınan vergi. Bir fabrikanın iş devri veya işlem hacmi üzerinden alınan vergi. Mal ve hizmetlerin satışı sırasında fiyatının belirli bir oranı olarak veya miktar üzerinden alınan vergi. krş. değer esaslı vergi, miktar esaslı vergi, özel tüketim vergisi, tobin vergisi. İşlem vergisi. İşletme vergisi. Satış vergisi.

A change in demand : İstem kayması. Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

A shift in individual demand : Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. Bireysel istem kayması.

Ability to pay approach : Bireylerin, devlet harcamalarının finansmanına, elde ettikleri gelir düzeyiyle orantılı olarak vergilendirilmeleri yoluyla katılmalarını ifade eden ve adam smith tarafından geliştirilen vergileme yaklaşımı. krş. yararlanma yaklaşımı. Güç yaklaşımı.

A group shares : A grubu hisse senedi. Şirkete sonradan ortak olanlardan farklı olarak, şirketin ilk kurucularına genellikle kara iştirak ve oy kullanmayla ilgili haklar veren ayrıcalıklı hisse senedi türü.

A pass through certificate : Tutsat senedi. Taşınmaz rehniyle sağlanmış bir kişisel alacak karşılığında alacak sahibi finansal kurum tarafından çıkarılan değerli kağıt.

Expenditure tax synonyms : a shift in demand, ability to pay principle, sales tax, transaction tax, abnormal budget, abnormal budget expenditures, abolition of forced labour convention, excise tax, a shift in supply, ability rent.