Exteriorize türkçesi Exteriorize nedir

Exteriorize ingilizcede ne demek, Exteriorize nerede nasıl kullanılır?

Exteriorized : Dışlamak. Dışa vurmak. Ortaya çıkarmak (ayrıca exteriorise). Maddileştirilmiş. Dışlaştırılmış. Cismanileştirilmiş. Haricileştirilmiş. Çıkarmak.

Exteriorization : Dışlama. Hariç tutma süreci. Yabancılaştırma. Yabancılaştırma işlemi. Tezahür. Eksteriyorizasyon. Dışa açılma.

Exteriorizing : Maddileştirme. Haricileştirme. Ortaya çıkarmak (ayrıca exteriorise). Dışlamak. Dışlaştırma. Cismanileştirme. Dışa vurmak. Çıkarmak.

Exteriorisation : Dışa açılma. Eksteriyorizasyon. Tezahür.

Exteriorise : Cismanileştirmek. Maddileştirmek. Dışlaştırmak. Haricileştirmek.

Exterior product : Dış çarpım. Vektörel çarpım.

Exteriority : Dışarda olan şey. Yüzey. Dışsallık. Dışarılık. Hariç olan şey. Satıh. Dış görünüş.

Exterior balance : Dış dengelem. Ödemenin dengede olması.

Exterior paint : Dış yüzey boyası.

Exterior door : Dış kapı.

İngilizce Exteriorize Türkçe anlamı, Exteriorize eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Exteriorize ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Registers : Satırları hizalamak. Kayıtlı olmak. Etki yaratmak. Kaydetmek. Yazmak. İzlenim bırakmak. Kayda geçirmek. Yazılmak. Sicile geçmek.

Blanking : Tarayıcı demetin satır başı ya da resim başı yapması sırasında, istenmeyen imlerin ortaya çıkmasını önlemek ve eşleme imleri gibi belirli biçimdeki imleri göndermek için resim bilgisine verilen ara. Silmek. Sayıyı önlemek (spor terimi). Karartma. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Silme. Kesme. Tıkama. Taslaklama delme. Kalıpla kesme.

Externalizes : Dışında bırakmak. Dışsallaştırmak. Yansıtmak. Açığa vurmak.

Deport : Uzaklaştırmak. Sürgün etmek. Sürmek. Yurtdışına sürmek. Tehcir etmek. Borsa oyuncusunun elinde bulunmayan, ileride fiyatının düşeceğini beklediği ve vade sonunda teslim etmek üzere yüksek fiyattan sattığı taşınır değeri, vade tarihinde yeteri kadar bulamaması durumunda, üçüncü kişilerden belli bir primle geri ödemek üzere satın alması. Sürmek (sınırdışı vb). Sınır dışı etmek.

Brought out : Yayımlamak. -i açmak. Üzerinde durmak. Ortaya çıkarmak. Belli etmek. Yayınlamak. Görülmesini sağlamak. Belirtmek. Piyasaya yeni mal sürmek.

Act out : Davranışlarla göstermek. Davranışlarıyla ortaya koymak. Yaramazlık yapmak. (rol) canlandırmak. Haylazlık yapmak.

Show : Kendini göstermek. Gösteriş. Girişim. Sergilemek. Sahnelemek. Gösterim. Meydana çıkarmak. İbraz etmek. Görünç. Bir film üzerindeki resimlerin gösterici yardımıyla görüntülüğe yansıtılarak görüntülerin oluşturulması. bu yolla, filmin tümünün ya da bir bölümünün izlenmesinin sağlanması. bir sinemanın belli bir izlencesinin yer aldığı ve belirli bir saatten başlayıp yine belirli bir saatte sona eren çalışması.

 

Move : Kıpırdamak. Tahrik etmek. Hareket ettirmek. Kıpırdanmak. Hareket. Taşınmak. Hareket etmek. Yer değiştirmek. Teklif etmek. Oynamak.

Excepts : İtiraz etmek. Haricinde. Karşı çıkmak. Ayırmak. Saymamak. Hariç. Dışında. Hariç tutmak. Dışında tutmak.

Bare : Açık. Tamtakır. Gözle görülür hale getirmek. Yalın. Çıplak. Açılmak. Açığa vurmak. Soymak. Süssüz.

Exteriorize synonyms : bring outside, registering, externalise, excludes, displace, except, alter, abstract, encarnalize, exteriorise, bares, expel from, modify, materialise, materialising, externalised, showed, shows, register, blanked, deporting, coventry, exteriorized, objectify, blankest, externalizing, blanker, externalized, change, materialize, exclude, cast out, blanks.