F factor türkçesi F factor nedir

  • F faktörü.
  • Biyoloji alanında kullanılır.
  • E.coli de eşey faktörü olarak faaliyet gösteren, taşınan plazmit. protein sentezi sırasında mrna'nın ribozoma bağlanması ve sentezin başlamasında görev yapan faktörlerden herhangi biri.

F factor ile ilgili cümleler

English: There are a lot of factories in Kawasaki.
Turkish: Kawasaki'de bir sürü fabrika var.

F factor ingilizcede ne demek, F factor nerede nasıl kullanılır?

F : Flüorun simgesi. Elektrik sığası birimi; 1 kulonluk elektrik yükü verildiğinde, yüzeyleri arasında 1 voltluk gerilim farkı oluşan bir yoğunlacın sığasına denir. Başarısız not. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Flor. Farad. Fa forte'nin kısaltması. Fa (müzik terimi). Fa notası. Serbest enerjinin simgesi.

Factor : Aracı kuruluş. Birlikte ya da ayrı ayrı etkisini gösteren ve belli bir sonuca götüren güçlerden, koşullardan her biri. zeka ölçümünde, uygulanan iki ya da daha çok sayıda testten elde edilen sonucu belirleyen ve etkileyen böylece ayrı test puanları arasında bağlılaşma sağlayan varsayımsal özellik, yetenek ya da yetenek öğelerinden biri. Bilgisayar, biyoloji, eğitim, fizik, iktisat, veterinerlik alanlarında kullanılır. Öge. Hayvan beslemede, bir vitamin, mineral veya diğer bir besin maddesi veya besin maddesi olmayan, genellikle hayvanın büyümesi veya döl verimi üzerine etkili olan, tanımlanmış veya henüz tanımlanmamış bulunan madde. istatistiksel çalışmalarda, kategorik değişken ve nitel özelliğe sahip değişken, etmen. Finansör (üretimde). Unsur. Faktör. Kalıtımsal özellik taşıyan gen. Kahya (isk.).

 

F distribution : Varyansların eş düzenliliğini test etmede ve varyans çözümlemesinde çok kullanılan, her biri bir ki-kare dağılımını gerçekleyen iki tesadüfi değişkenin birbirlerine olan oranlarının olasılık dağılımı. Ana kitle varyanslarının bilinmediği durumlarda varyans tahminleri yardımıyla ana kitle varyanslarının farklı olup olmadığının sınanmasında kullanılan ve ilk kez 1920 yılında r. a. fisher tarafından geliştirilen istatistiki olasılık bölünmelerinden biri. Ekonomi, iktisat, veterinerlik alanlarında kullanılır. F-dağılımı. F dağılımı.

F flat : Fa notasından yarım ses daha alçak olan müzik notası. Fa bemol.

F gene : Verimliliği kontrol eden gen. F-geni.

F hole : Boş gövdeli veya kasalı gitarlarda öz yankıma oluşturmak için gitar yüzeyine açılan "f" biçimli delik. F deliği.

F number : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. F sayısı. Çeşitli ışık düzengeci açıklıklarında, bir merceğin bağıntılı açıklığını, başka bir deyişle, geçirdiği ışık niceliğini belirleyen sayı; merceğin odak uzunluğunun, ışık düzengeci açıklığına (çapına) bölünmesiyle elde edilir. (örneğin, odak uzunluğu 135 mm, ışık düzengeci çapı 30 mm olan merceğin f sayısı 135:30==4,5'tir ve f 4,5, f:4,5, f/4,5, 1:4,5 gibi çeşitli biçimlerde yazılır). Oransal açıklık (fotoğrafçılık terim).

 

İngilizce F factor Türkçe anlamı, F factor eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak F factor ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

A chromosome : A kromozomu. Diploit bir kromozom takımındaki normal kromozomlar, b kromozomunun zıddı ve normalden fazla olan kromozomlar.

Abambulacral area : Derisi dikenlilerin tüp ayak taşımayan ve genellikle madreporitin de yer aldığı vücut bölgesi. Abambulakral bölge.

Abiotic environment : Organizmanın topografi, jeoloji, iklim ve inorganik besin maddeleri gibi biyolojik olmayan faktörlerden oluşan çevresi. Cansız çevre. Abiyotik ortam. Organizmanın topografi, jeoloji, iklim, inorganik besin maddeleri gibi biyolojik olmayan faktörlerden oluşan çevresi. Abiyotik çevre.

A protein : Tek iplikli rna fajlarındaki bir protein. A proteini. Triptofan sentetaz enziminin bir protein alt birimi. laktoz sentetaz enziminin bir parçası. tek iplikli rna fajlarındaki bir protein. olgunlaşma proteini. tütün mozaik virüsünün deneysel olarak meydana getirilen protein kılıfının bir oligomeri.

Aardwolf : Bir sırtlanın özelliklerine sahip ve esas olarak böceklerle özellikle termitlerle beslenen güney ve doğu afrika yerlisi çizgili memeli. Yeleli sırtlan. Etçiller (carnivora) takımının, sırtlangiller (hyaenidae) familyasından, 80 cm kadar uzunlukta, 30 cm kadar kuyruğu olan, bütün sırtı boyunca uzanan bir yelesi olan, kuzey afrika'da yaşayan bir tür.

Abiotic factor : Abiyotik faktör. Canlı varlıkların hayatlarını önemli derecede etkileyen, iklim faktörleri, toprağın özellikleri ve suyun kimyasal yapısı gibi faktörler. Canlı varlıkların hayatlarını önemli derecede etkileyen iklim faktörleri, toprağın özellikleri, suyun kimyasal yapısı gibi faktörler.

Abramis zone : Abramis zonu. Akarsuların durgun akan ve abramis türlerinin baskın olduğu bölgesi. Akarsuların durgun akan bölgeleri.

Abo blood groups system : Abo kan grupları sistemi. Dokuz numaralı insan kromozomunda bulunan ve kırmızı kan hücresinde belli antijenleri gösteren bir alel sistemi.

Aardvarks : Memeliler (mammalia) sınıfının, etenliler (placentalia) alt sınıfından, az sayıda ve sütun biçiminde sıralanmış ve her birinin bir kanalı olan minesiz ve köksüz dişleri olan, ağızları boru biçiminde uzamış, kulakları büyük, seyrek kıllı, parmaklarında büyük kanca şeklinde tırnakları olan türlere sahip bir takım. Damarlı dişliler. Memeliler (mammalia) sınıfının, damarlı dişliler (tubulidentata) takımından, vücutları aralıklı olarak kıllarla örtülü, parmakları ve kulakları büyük, kanca tırnaklı türleri içine alan bir familya. Yerdomuzu. Yer domuzugiller.

A site : A yeri. Ribozomun üzerinde amino asit taşıyan taşıyıcı rna ların bağlandığı yer. aminoasil yeri, aminoaçil yeri.

F factor synonyms : aardvark, abacus bodies, a cell, acacia, abductor muscle, a cells.