Face türkçesi Face nedir

  • Göğüs germek.
  • Karşı karşıya olmak.
  • Yüzey.
  • Karşılamak.
  • Astarlamak.
  • Şekil.
  • Yüzleşmek.
  • Örtmek.
  • Surat.
  • Uzbilimsel olarak iki boyutla gösterilen, bir özdeğin bir evresini öteki evrelerinden ya da başka özdekerden ayıran sınır yüzü.
  • Kaplamak.
  • Tavır.
  • Yüzünü dönmek.
  • Karşı karşıya gelmek.
  • Çehre.
  • Bakmak.
  • Şeref.
  • Karşı koymak.
  • Yönelmek.
  • Yüz ifadesi.
  • Yüz.
  • Sıvamak.
  • Dönmek.
  • İtibar.
  • Saygınlık.
  • Yüz yüze gelmek.
  • Göze almak.
  • Görünüş.
  • Fizik alanında kullanılır.
  • Dış görünüş.
  • Karşı çıkmak.
  • Kaplama yapmak.
  • Karşı olmak.
  • Katlanmak.

Face ile ilgili cümleler

English: Ali could face life in prison.
Turkish: Ali hapishanedeki hayata katlanabildi.

English: A face appeared at the window.
Turkish: Pencerede bir yüz göründü.

English: A person will have the face of an angel when borrowing something, but the face of the devil when returning it.
Turkish: Bir kişi bir şeyi ödünç alırken bir melek yüzüne sahip olur fakat onu geri getirirken şeytan yüzüne sahip olur.

English: Ali could tell by that smile on Mary's face that she had had a good time at the party.
Turkish: Ali partide eğlendiğini Mary'nin yüzüne o gülümsemeyle söyleyebildi.

English: "Your face is all over the BBC, Dima!" Al-Sayib exclaimed. "They say you slept with 25 men and then killed them! How the heck did you do that?!"
Turkish: "Yüzün BBC'nin her yerinde, Dima!"Al-Sayip bağırdı. "Onlar 25 adamla uyuduğunu va sonra onları öldürdüğünü söylüyorlar! Allah'ın belası bunu nasıl yaptın!

 

Face ingilizcede ne demek, Face nerede nasıl kullanılır?

Face a problem : Bir problemle karşılaşmak. Bir sorunla karşılaşmak. Sorunla karşılaşmak. Problemle karşılaşmak.

Face about : Geriye dönmek. Aksi yöne dönmek. Ters tarafa dönmek. Ters yöne dönmek.

Face ache : (hafifçe küçümseyici terim) çok çirkin insan. Kızgın insan. Göze batan insan.

Face amount : Üzerinde yazılı meblağ. İtibari değer. Nominal değer. Nominal bedel veya değer. Yazılı değer. Saymaca değer.

Face amount certificate company : 1940 tarihli yatırım yasasına göre yatırım belgesi ile faaliyet gösteren yatırım firması.

Face cream : Yüz derisini besleyici ilaç veya krem. Yüz kremi.

Face centered cubic structure : Öğeciklerin bir küpün yüzey özeklerine ve köşelerine yerleşmesiyle oluşan buzsul yapı. Yüzey merkezli küp yapı. Yüzey özekli yapı.

Face as long as a fiddle : Suratı beş karış. Çok üzgün yüz ifadesi. Kederli yüz.

Face blindness : Prosopagnosia (yüz körlüğü). Benzer veya tanıdık yüzleri ayırt edememe. Suratlar arasındaki farkları söyleme zorluğu. Suratları tanımakta güçlük çekme.

Face angle : Yüz açısı. Yüzey açısı.

İngilizce Face Türkçe anlamı, Face eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Face ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Exteriority : Dışsallık. Satıh. Dışarılık. Hariç olan şey. Dışarda olan şey.

 

Facial : Yüze ilişkin. Yüz (ile ilgili). Veçhi. Cilt bakımı. Yüz masajı. Yüze ait. Yüzle ilgili. Yüzeyle ilgili. Yüz bakımı.

Resisted : Engellemek. Direnmek. Muhalefet etmek. Dayanmak. Dayanıklı olmak. Kafa tutmak. Göğüslemek. Karşı durmak.

Abides : Sadık kalmak (vaade veya karara). Kalmak. İkamet etmek. Uymak. Dayanmak. Tahammül etmek. Sadik kalmak. Durmak. Baki kalmak.

Chop round : Yön değiştirmek. Değişmek.

Contests : Yarışmak. Rekabet etmek. Çekişmek. İtiraz etmek.

Eminencies : Yüksek mevki. Tepe.

Kisser : Ağız. Öpücük.

Impugned : Şüphe etmek. Kuşkulanmak. Dil uzatmak. Yalanlamak. Aleyhinde olmak. Yalancı çıkarmak.

Honorableness : Dürüstlük. Saygıdeğerlik. Şereflilik. Güvenilir olma durumu. Doğruluk. Muhterem. Saygıdeğer. Onurluluk.

Face synonyms : facial vein, external body part, human face, seventh cranial nerve, human, affording, facial muscle, chanced, confronting, antagonise, altitude, take on, fronting, front on to, colourings, carriage, encountered, bears, administer to, beat about, arrive, daub, lean to, contravene, map, argue against something, abidden, eikon, blanket, beclouding, chop about, becloud, change into.

Face zıt anlamlı kelimeler, Face kelime anlamı

Avoid : Engellemek. Atlatmak. Savuşturmak. Uzak durmak. Savmak. Engel olmak. Kaçmak. Korunmak. Sakınmak. Yanaşmamak.

Back : Ters. Geçmişe. Geriye. Sırt. Arkasını imzalamak. Ayak arkası. Ciro etmek. Geçmişte. Bir takımda savunma katını oluşturan ve kalecinin önünde yer alan oyunculardan her biri. Futbol, gitar, jimnastik, madencilik alanlarında kullanılır.

Face ingilizce tanımı, definition of Face

Face kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To resist, or to meet for the purpose of stopping or opposing. To meet in front. To play the hypocrite. As, to face an enemy in the field of battle. The exterior form or appearance of anything. That which particularly offers itself to the view of a spectator. Especially, the front or upper part or surface. To oppose with firmness. To carry a false appearance. To encounter. That part which presents itself to the view. To confront.