Fall into line türkçesi Fall into line nedir

  • Sıraya girmek.
  • -'ın bir parçası olmak.
  • Sıra veya kuyruk oluşturmak.
  • Katılmak.

Fall into line ingilizcede ne demek, Fall into line nerede nasıl kullanılır?

Fall : Azalmak. Oturmak (laf). Devrilmek. Başlamak. Gece çökmek. Yağmak. Düşüş. Ölmek. Çökmek. Düşme.

Into : Şekline. Ye. Biçimine. -in içine. -e. -a. E. Haline. İçine. İçeriye.

Line : Sıra. Oyun alanını bölen, sınırlayan ve belirleyen boyadan şeritlere verilen ad. Düzdizim çizgisi. Doldurmak. Astarlamak. Oyun alanını bölen, sınırlayan, belirleyen boyadan şerit. Tarayıcı elektron demetinin yatay tarama sırasında soldan sağa bir gidişinde oluşturduğu çizgi. Tenis, futbol, bilgisayar, bilişim, masa tenisi, sinema, televizyon, voleybol alanlarında kullanılır. Çizgi. Özellikle pelajik balıkların avlanmasında kullanılan, yemli 2-7 iğneden oluşan olta takımı.

Fall into line with : - ile uyumlu olmak. Başkalarının düşüncelerini kabul etmek. Bir araya gelmek. Başkalarının izinden gitmek. Aynı görüşte olmak. Aynı düşüncede olmak. Kavuşmak. Uzlaşmak. Aynı şekilde hareket etmek. Belirli bir hareket tarzına razı olmak.

Fall into : Uğramak. Yer almak. Maruz kalmak. Yeralmak. Akmak. Başlamak (konuşma vb.). Dökülmek. Bölünmek. Edinmek.

Fall into a trap : Tuzağa düşmek. Sakata gelmek. Tuzağa yakalanmak. Çürük tahtaya basmak.

 

Fall into contempt : Aşağılanmak. Gözden düşmek. Hakir görülmek. Hor görülmek.

Fall into desuetude : Yürürlükten kalkmak. Kullanılmamak.

Fall into confusion : Karmakarışık olmak.

Fall into a habit : Huy edinmek. Huy haline gelmek. Alışkanlık edinmek. Adet edinmek. Alışkanlık halini almak. Alışkanlık olmak.

İngilizce Fall into line Türkçe anlamı, Fall into line eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Fall into line ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Accedes : Yönetime geçmek. İş başına gelmek. Yerine getirmek. Yanaşmak. Tahta çıkmak. Razı olmak. İktidara gelmek. Uymak. Kabul etmek.

Queue up : Kuyruk olmak. Kuyruğa girmek. Sıra olmak.

Acceding : İktidara gelmek. Kabul etmek. Uymak. Yönetime geçmek. Tahta çıkmak. Razı olmak. Yanaşmak. Yerine getirmek. İş başına gelmek.

Affiliating : Yakınlaşmak. Birleştirmek. Üye olmak. Kabul etmek. Bağlamak. Üyeliğe kabul etmek. Tanımak. Katmak. Evlat edinmek. Üye olarak almak.

Acceded : İş başına gelmek. Tahta çıkmak. Kabul etmek. Yönetime geçmek. İktidara gelmek. Uymak. Yerine getirmek. Yanaşmak. Razı olmak.

Fall in : Sıraya girmek (askeri terim). Kapılmak. Vadesi gelmek. Ödeme zamanı gelmek. Süresi bitmek (kira). Dizilmek. Çökmek. İçine düşmek. Göçmek.

Adhered : Sadık. Bağlı. Yapışık. Bitiştirmek. Bağlı kalmak. Yapışmak. Bağlanmak.

Agree with : Yaramak. Anlaşmak. Aynı görüşte olmak. (alınan karara vb) sıcak yaklaşmak. Hemfikir olmak. Uymak. İyi gelmek. Bağdaşmak. Aynı fikirde olmak.

Cuing : Bilardo sopası. Belirti. Sufle etmek. Son söz. İşaret vermek. İpucu. Fikir. İşaret. Başlama işareti.

Ally oneself : Birleşmek.

Fall into line synonyms : adhere, affiliates, adhering, come into line, adheres, cue, affiliate with, act the part, ally, accede, line up, form a line, affiliate.