Falling türkçesi Falling nedir

Falling ile ilgili cümleler

English: Ali couldn't help falling asleep.
Turkish: Ali uyumaktan kendini alamadı.

English: After supper, I always find myself falling asleep.
Turkish: Akşam yemeğinden sonra, ben her zaman kendimi uykuya dalmakta bulurum.

English: Ali is falling asleep.
Turkish: Ali uyuyor.

English: Ali is falling in love with Mary, I think.
Turkish: Ali Mary'ye aşık oluyor, sanırım.

English: Ali broke his neck falling down a flight of stairs.
Turkish: Ali merdivenlerden düşerek boynunu kırdı.

Falling ingilizcede ne demek, Falling nerede nasıl kullanılır?

Falling apart : Duygusal kendine hakimiyetini kaybetmek. Duygusal bir krizden dolayı acı çekmek. Parçalara bölünmek. Duygularını kontrol edememek.

Falling asleep : Uyuma. Uykuya dalma.

Falling away : Eksilme. Düşme. Azalma.

Falling dead : Aniden ölmek.

Falling diphthong : İkinci ögesi birinciye göre daha dar ve süreksiz olan ikiz ünlü türü: ai, au, ei, üi gibi: nirey [nirei] gezecan? «nereyi gezeceksin?» vb. dilimizdeki öyle [öile], ayrı [airı], eyri [eiri], gayrı [gairı], tüy [tüi] gibi kelimelerde y ünsüzü ile biten heceler, y’nin yarı ünlü niteliğinde bir ünsüz olmasından dolayı, söyleniş ve boğumlanma özellikleri bakımından birer ikiz ünlü durumundadır. yavru [yauru], avrupa [aurupa] gibi kelimelerdeki v’lerin ses değeri de böyledir. karşıtı yükselen ikiz ünlü’dür. buna bk. Alçalan ikiz ünlü.

 

Falling disease : Bakırın ve sitokrom oksidaz enziminin yetersizliği nedeniyle hücre içi solunumun yapılamamasından kaynaklanan sığırların ani ölüm ve kalp kası nekrozuyla belirgin hastalık. Düşme hastalığı.

Falling out : Eksilmek. Dışarıya çıkmak. Ortaya çıkmak. Külahları değişmek. Bozuşmak. Sıradan çıkmak. Dökülmek.

Falling into the trap : Kandırılmış olma. Birşey için düşme. Tuzağa düşme. Aldatılmış olma. Yakalanma.

Falling leaves : Düşen yapraklar. Dallarından veya saplarından düşen yapraklar (özellikle ağaçlardan).

Falling down : Düşme. Atlamadan sonraki denetimli düşüş. Düşüş.

İngilizce Falling Türkçe anlamı, Falling eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Falling ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Lowed : (ses) yavaş. Böğürmek. Alçak. Ucuz. Böğürme. Böğürmek (inek veya öküz). Az. (inek) böğürmek. Yıkmak.

Drop : Alçalmak. Düşmek. Çıkagelmek. Çıkarmak. Görüşmemek. Yavrulamak. Bırakmak (fare). Damla. Öldürmek.

Downfall : Boşanma (yağmur). Sağanak. İnkıraz. Tuzak. Çöküş. Ani yağış. Mahvolma. Yağış.

Decrease : Azaltmak. Azalmak. Eksilmek. Azalma. Düşüş göstermek. İnmek. Düşmek. Eksiltme. Küçültmek.

Abortions : Akamet. Kürtaj. Düşürtme (dölütü). Başarısızlık. Alma (çocuk). Düşürme (çocuk). Çocuk düşürme. Bebek aldırma. Alma (dölütü).

Low : Yıkmak. Alçak. Böğürmek (inek veya öküz). (ses) yavaş. Az. Böğürme. Böğürmek. Ucuz.

 

Declaredly : Açıkça. Kendi itirafı ile. Kesinlikle.

Fallen : Düşkün. Düşmüş. Günahkar. Ele geçirilmiş. Şehit. Yeryüzüne inmiş. Şehit düşmüş. Kötü yola düşmüş.

Decline : Çürümek. Alçalmak. Düşmek. Geri çevirmek. Batmak. Çekilmek. Azalmak.

Downfalls : Yıkılma. Çöküş. Çökme. Mahv. Boşanma (yağmur). İnkıraz. Sağanak. Yağış.

Falling synonyms : cutbacks, ebbing, cutback, downfalling, abortus, comedown, decreasing, incumbent, downtrends, degradations, failed, saggiest, downtrend, declining, dwindling, eclipses, degression, waning, downturn, descent, saggy, faller, ebb tide, saggier, baggiest, decliner, climbed down, declination, dropping, deducting, descents, lowlier, incumbents.

Falling zıt anlamlı kelimeler, Falling kelime anlamı

Increasing : Artağan. Giderek artan. Artış. Artırma. Artırıcı. Çoğalan. Artan. Yükseltme.

Ascending : Asendan. Yukarı çıkma. Artan sırada. Çıkan. Yükselen. Yukarı çıkan. Artan.

Falling ingilizce tanımı, definition of Falling

Falling kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : From Fall.