Franchiser türkçesi Franchiser nedir

  • Ticari ismini veren ana firma.
  • Franchise veren.
  • Acentelik verme hakkı olan kimse.
  • Ticari ismini ve markasını kullandıran ana firma.
  • İmtiyaz sahibi.

Franchiser ingilizcede ne demek, Franchiser nerede nasıl kullanılır?

Franchisers : Franchise veren. Ticari ismini veren ana firma. Acentelik verme hakkı olan kimse. İmtiyaz sahibi. Ticari ismini ve markasını kullandıran ana firma.

Disfranchiser : Bir vatandaşın haklarını hükümsüz kılan. Bir yurttaşın (oy kullanmak gibi) haklarını reddeden.

Disfranchisers : Bir yurttaşın (oy kullanmak gibi) haklarını reddeden. Bir vatandaşın haklarını hükümsüz kılan.

Elective franchise : Seçim hakkı. Oy verme hakkı.

Electoral franchise : Rey hakkı. Oy hakkı. Seçme hakkı. Oy kullanma hakkı.

Franchisement : Azat etme. Özgürlük. Azat. Serbest kama.

Franchisees : Franchising alan. İmtiyaz sahibi olan kimse. Belli bir ödeme karşılığında başka bir üreticinin ürünlerini satmasına markasını kullanmasına izin verilen ufak ölçekli işletme. İmtiyaz sahibi. Satış tekeli hakkı alan kimse. İmtiyaz sahibi olan.

Disenfranchise : Oy hakkını kullandırtmamak. Mahrum etmek. Haklarından mahrum etmek.

Franchise : Hak. İmtiyaz (şirketin bayiye tanıdığı). Melce. Üyelik. Oy hakkı. Muhafiyet. Satış tekeli hakkı. Berat. Hükümetçe tanınan ayrıcalık veya bağışıklık. Ayrıcalık.

 

Franchised : Bayilik verilmiş. Bayilik almış olan. Şirket ürünleri veya hizmetleri satma yetkisi olan. Bayilik almış. İmtiyaz sahibi olan.

İngilizce Franchiser Türkçe anlamı, Franchiser eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Franchiser ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Grantee : Hibe alan. Devralan. Malı veya hizmeti devralan kişi ya da kurum. Yardım alan kimse. Burslu öğrenci. Burs verilen kişi. Hibe alan kimse. Bağış yapılan kişi. Temellük eden.

Vote : Oylayarak kararlaştırmak. Rey. Oy. Bildirmek. Rey vermek. Oylamak. İlan etmek. Oy kullanmak. Oy vermek. Önermek.

Franchisees : İmtiyaz sahibi olan kimse. İmtiyaz sahibi olan. Belli bir ödeme karşılığında başka bir üreticinin ürünlerini satmasına markasını kullanmasına izin verilen ufak ölçekli işletme. Franchising alan. Satış tekeli hakkı alan kimse.

Grantees : Devralan. Bağış yapılan kişi. Burslu öğrenci. Yardım alan kimse. Malı veya hizmeti devralan kişi ya da kurum. Temellük eden. Burs verilen kişi. Hibe alan. Hibe alan kimse.

Suffrage : Oy kullanma. Oy hakkı. Seçme hakkı. Oy kullanma hakkı. Oy.

Franchisee : İmtiyaz sahibi olan. İmtiyaz sahibi olan kimse. Belli bir ödeme karşılığında başka bir üreticinin ürünlerini satmasına markasını kullanmasına izin verilen ufak ölçekli işletme. Franchising alan. Satış tekeli hakkı alan kimse.

Patentees : İhtira beratı sahibi. Patent sahibi. İhtira beratı alan.

Right to vote : Oy verme hakkı. Oy kullanma hakkı. Oy hakkı. Seçme hakkı.

Concessionaire : Temsilci. Bayi. İmtiyaz sahibi kimse. Ayrıcalıklı kimse.

 

Licensee : Ruhsat sahibi. Berat sahibi. İşletme ruhsatı sahibi. Lisansiye. Ruhsatlı kişi. Lisans sahibi. Lisansı olan. Yetki belgesi. Ayrıcalıklı kimse.

Franchiser synonyms : legal right, enfranchisement, franchisers, concessionaires, concession, grant, franchisor, proprietor, patentee.

Franchiser zıt anlamlı kelimeler, Franchiser kelime anlamı

Decertify : Resmi bir belgeyi iptal etmek. Bir ruhsatı iptal etmek. Bir belgeyi iptal etmek. İptal etmek. Bir lisansı iptal etmek. Bir belgeyi reddetmek. (bir belgenin vb) geçerliliğini bozmak.