Frog türkçesi Frog nedir

  • Kopça.
  • Fransız (kötü).
  • İlik.
  • Makas göbeği.
  • İki başlı kas.
  • Tuğla taban göçüğü.
  • Göbek kısmı.
  • Karakurbağası.
  • Tuğla harç çukuru.
  • Hem suda hem karada yaşayan, çeşitli solucanların arakonakçılığını da yapabilen, yüzücü ve sıçrayıcı ufak omurgalıların genel adı.
  • Kurbağa.

Frog ile ilgili cümleler

English: A frog came out of the water.
Turkish: Sudan bir kurbağa çıktı.

English: A frog in a well doesn't know the ocean.
Turkish: Kuyudaki bir kurbağa okyanusu bilmez.

English: Eat a live frog every morning, and nothing worse will happen to you the rest of the day.
Turkish: Her sabah canlı bir kurbağa ye ve günün geri kalan kısmında sana daha kötü bir şey olmayacak.

English: An old pond. A frog jumps in. The sound of water.
Turkish: Eski bir havuz var. Kurbağa içine atlar ve sudan ses çıkar.

English: He is like a frog in a well.
Turkish: O bir kuyudaki bir kurbağa gibi.

Frog ingilizcede ne demek, Frog nerede nasıl kullanılır?

Frog in the throat : Boğukluk (ses veya diğer sesler hakkında). Ses kısılması. Boğazına bir şey takılma. Ses kısıklığı.

Frog kick : Kurbağalama. Kurbağalama yüzüş. Kurbağa ilerleyişi.

Frog legs : Pişirilmiş kurbağa bacaklarından yapılan yemek (aşçılığa ait nefis yiyecek sayılan). Kurbağa bacağı. Bir kurbağanın bacakları. Kurbağa bacakları.

 

Frog march : Yaka paça götürmek. Kolunu arkaya bükerek götürmek.

Frog spawn : Kurbağa yumurtası.

Robber frog : Beş parmaklı kara kurbağası. Kuyruksuz iki yaşamlılar (anura) takımının, kara kurbağasıgiller (bufonidae) familyasından, 20 cm kadar uzunlukta, güney amerika'da yaşayan bir tür.

Grass frog : Çayır kurbağası. Kuyruksuz iki yaşamlılar (anura) takımının, su kurbağasıgiller (ranidae) familyasından, 6-10 cm kadar uzunlukta, avrupa ve asya'da yaşayan bir tür.

Flying frog : Uçar kurbağa. Kuyruksuz iki yaşamlılar (anura) takımının, paçavralı kurbağagiller (rhacophoridae) familyasından, 7.5 cm kadar uzunlukta, ön ayaklarından arka ayaklarına doğru saçak uzanan bir tür.

Bayonet frog : Süngü kopçası. Süngüyü kemere oturtmak için kullanılan aparat (askeri bir üniformanın bir parçası).

Frog test : Kısraklarda gebelik tanısında kurbağalara muayene edilecek kısrağın kan serumundan enjekte edilerek gonadotropinlerin etkisinin ortaya çıkarılması esasına dayanan, immünolojik testler ve ultrasonografinin kullanılmasından önce yapılan biyolojik yolla gebelik tanı yöntemi, galli maini testi. Kurbağa testi.

İngilizce Frog Türkçe anlamı, Frog eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Frog ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Amphibian : Amfibyum. Hem suda hem karada yaşayabilen hayvan. Suda ve karada yaşayabilen. Hem karada hem de suda işleyebilen taşıtlar. İkiyaşayışlı. Yüzer gezer araç. Yüzergezer. Amfibi araç. İki yaşayışlı hayvan. Hem karada hem suda gidebilen araç.

 

Buttonhole : Yakaya takılan çiçek. Esir almak. İliğe takılan çiçek. Düğme deliği. Durdurup dinlemeye zorlamak. Düğme iliği. Yakasına yapışmak. Düğme dikmek. Lafa tutmak.

Paddocks : Küçük otlak. Küçük çayır alan. Etrafı çevrili çayır. Padok. Manej at. Otlak.

Stomper : Kurbağa kompaktör.

Robber frog : Beş parmaklı kara kurbağası. Kuyruksuz iki yaşamlılar (anura) takımının, kara kurbağasıgiller (bufonidae) familyasından, 20 cm kadar uzunlukta, güney amerika'da yaşayan bir tür.

Tree toad : Kuyruksuz iki yaşamlılar (anura) takımının, ağaç kurbağasıgiller (hylidae) familyasından, 3-5 cm kadar boyda, sırtı yaprak yeşili, karnı beyazımsı, avrupa, kuzey afrika ve asya'da yaşayan bir tür. Yeşilbağa. Ağaç kurbağası. Ağaçkurbağası.

Tree frog : Yeşilbağa. Ağaçkurbağası. Ağaç kurbağası.

Toad : Otlubağa. Kara kurbağa. Kara kurbağası. İğrenç tip.

Paddock : Küçük çayır alan. Küçük otlak. Etrafı çevrili çayır. Padok. Otlak. Atların tutulduğu, genellikle 450 m2’den küçük, ahıra yakın, etrafı çitle çevrilmiş çayır veya otlak alan. evcil hayvanlar için çevrili alana verilen ad. Manej at.

Frog synonyms : south american bullfrog, bombina bombina, bell toad, ribbed toad, alytes cisternasi, leptodactylus pentadactylus, leptodactylid frog, salientian, tailed toad, spadefoot, toad frog, ascaphus trui, south american poison toad, fire bellied toad, eastern narrow mouthed toad, western narrow mouthed toad, crapaud, ranid, tailed frog, sheep frog, midwife toad, barking frog, gastrophryne olivacea, gastrophryne carolinensis, hylactophryne augusti, leptodactylid, liopelma hamiltoni, true toad, alytes obstetricans, tachs, becket, croakers, batrachians.

Frog ingilizce tanımı, definition of Frog

Frog kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : An amphibious animal of the genus Rana and related genera, of many species. Frogs swim rapidly, and take long leaps on land. Many of the species utter loud notes in the springtime. To ornament or fasten (a coat, etc.) with trogs. [Bakınız: Frog].