Fıldıramak nedir, Fıldıramak ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Gözleri parıl parıl yuvalarında oynamak, parlamak.

Fıldıramak anlamı, tanımı

Fıldır : Çabuk, hızlı, telaşlı

Parıl parıl : Parıldayarak, ışık saçarak.

Parlamak : Güçlü bir ışık çıkarmak, ışık saçmak. Mevkisi yükselmek. Bir ışık kaynağından gelen ışınları yansıtmak. Ortaya çıkmak. Birdenbire öfkelenmek. Tutuşup alev çıkarmak. Ün, san kazanmak, herkesçe tanınmak.

Oynamak : Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma vb. amaçlarla bir şeyle uğraşmak. Tehlikeye düşürmek. Bir film, oyun vb.nde rol almak. Oyalanmak, gereği gibi yapmamak, boşuna vakit geçirmek. Sarsılmak, yeri değişmek. Rastgele yön vermek, aldatmak. Sporla ilgili çalışmalara katılmak. Bir şeyi sürekli evirip çevirmek veya sürekli olarak ona dokunmak. Büyük bir ustalık, beceri ve kolaylıkla bir işi yapmak. Herhangi birine karşı önemsemeyici davranışlarda bulunmak. Değişiklik göstermek. Eşyanın herhangi bir parçası kımıldamak, hareket etmek. Müziğin gerektirdiği uyumlu hareketleri yapmak. Kımıldamak, hareket etmek. Tedirgin etmek, rahatsız edici davranışta bulunmak. Film gösterilmek. Tiyatro eseri sahneye konmak. Değiştirmek, bozmak, tahrif etmek.

Yuvalar : Batman ilinde, Sason belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Çanakkale şehrinde, Çan belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.

 

Parlama : Parlamak işi.

Gözler : Denizli kenti, merkez ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Şanlıurfa şehri, Demirci bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Oynama : Oynamak işi.

Parla : “Işık saç, ışılda, ün kazan, tanın” anlamlarında kullanılan bir isim”.

Yuval : Küçük tencere.

Yuva : Kuşların ve başka hayvanların barınmak, yumurtlamak, kuluçkaya yatmak, yavrularını büyütmek veya yavrulamak için türlü şeylerden yaptıkları ve türlü biçimlerde hazırladıkları barınak. Kimsesizlere veya yoksullara yardım etmek ve onları barındırmak amacıyla açılan yer. Genellikle ailenin oturduğu ev. Bir şeyin içinde yerleşmiş olduğu veya yerleştirildiği oyuk. Bir şeyin öğretildiği yer. Bazı kötü nitelikli kimselerin çok bulunduğu, toplandığı yer. Bir şeyin çok bulunduğu yer. İki buçukla dört yaş arası çocukların bakıldığı, okul öncesi eğitim kurumu.

Parı : Az, azıcık. Para.

Diğer dillerde Fiksatif anlamı nedir?

İngilizce'de Fiksatif ne demek ? : fixative