Gülü nedir, Gülü ne demek
Yerel Türkçe'deki anlamı:
Kuluçka (tavuk için).
Hindi.
[Bakınız: gurk].
Ana baba bir olan ya da baba bir ana ayrı olan kardeşler.
Teknik terim anlamı:
Koyunların ayaklarını birbirlerine bağlamakta kullanılan ip.
Gülü ile ilgili Cümleler
- Hepimiz gülüyorduk.
- Yooo, dedi, al gülüm ver gülüm. On para için ben senin canını alırım, on para için sen benim canımı al.
- Onların hepsi gülümsüyorlardı.
- Ali Mary'ye bir şey fısıldadı ve o gülümsedi.
- Gülümseyin, bu bir kamera şakası!
- Biz neye gülüyoruz?
- Gülümsemeni özlüyorum.
- Onun harika bir gülümsemesi var.
- Gülünç!
- Gülümsemeye devam et.
- Bu kesinlikle gülünç.
- Gülümsemiyorsunuz.
- Belki tramvayda, vapurda yan yana giderken, o ona için için gülmüştür, belki de alay etmiştir.
- Bu kız odaya girince, her çocuk onun küçük şapkasına gülüyordu.
- Gülümsüyor musun?
- Bizi şimdi böyle görse yine sadece gülüp geçer miydi?
Gülü ile ilgili Atasözü veya Deyim
al gülüm ver gülüm : çıkar ilişkilerinde bazı sıkıntıları karşılıklı olarak görmezden gelme bir kimseye yapılan hizmetin hemen karşılığını bekleme durumu.
gülü seven dikenine katlanır : insan sevdiği kimse veya sevdiği iş yüzünden gelecek sıkıntılara katlanır anlamında kullanılan bir söz.
gülü tarife ne hacet, ne çiçektir biliriz : birinin uygunsuz özellikleri sayılırken bunların öteden beri bilindiğini anlatmak için söylenen bir söz.
gülüp geçmek : umursamamak, aldırış etmemek, üzerinde durmamak.
gülüp oynamak (veya söylemek) : neşeli, sevinçli, keyifli, güzel vakit geçirmek.
için için gülmek (veya gülümsemek) : belli etmeden, gizli gizli gülmek.
yandı gülüm keten helva : kaçırılmış bir fırsat anlamında kullanılan bir söz.
Gülü kısaca anlamı, tanımı
Gül : Gülgillerin örnek bitkisi (Rosa). Bu bitkinin katmerli, genellikle kokulu olan çiçeği
Asker gülü : Dağlarda yetişen bir çeşit yaban gülü.
Aydın gülü : Ayçiçeği.
Ayu gülü : Gelincik çiçeği.
Ballım gülüm olmak : Çok sevişmek, sıkı fıkı olmak, kaynaşmak, anlaşmak.
Cazu gülü : Yaban gülü.
Cüz gülü : Yazma mushafların cüz başlarına konulan im.
Deniz gülü : (Actinia) Sölenterelerden knidliler (Cnidaria) filumunun mercanlar (Anthozoa) sınıfına giren bir cins. Dokunaçları oldukça kısadır. Kırmızı, mavi, yeşil renklerde olur. Tek yaşar.
Firenk gülü : Krizantem denilen çiçek.
Gülü gülü : Hindi.
Gülübağı : Kırkılacak hayvanların ayaklarını bağlamak için kullanılan bağ.
Gülüç : Zonguldak ilinde, Ereğli ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.
Gülüdeğini çalmak : Birini övmek.
Gülüdekçi : Birini öven, övücü.
Gülüf : Yangın alevi.
Gülügülü : [Bakınız: gündük]. [Bakınız: gülü]. Sıpa, eşek yavrusu.
Gülükler : Kastamonu ilinde, İğdir bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Gülükse : Kuluçka.
Gülüküzüm : Kırmızı renkli bir çeşit üzüm.
Gülül : Bezelye.
Gülüm : Gül kadar güzel olan sevdiğim anlamında kullanılan bir isim.
Gülümay : Gül kadar güzel olan sevdiğim anlamında kullanılan bir isim.
Gülümdanlık : Gülsuyu ve kolonya şişesi.
Gülüme : Bir koyun hastalığı.
Gülümek : Koyun, keçi kırkılırken ayaklarını bağlamak. Yünü kesilecek hayvanların ayaklarını, gülübağı adı verilen bağla, sıkıca bağlamak. (Gedikli Şarkikaraağaç Isparta; Yenikent Aksaray Niğde).
Gülümpaşalı : İçel şehrinde, Taşucu bucağına bağlı bir yer.
Gülümserleşmek : Gülümsemek, gülümser gibi yapmak.
Gülümsetme : Gülümsetmek işi.
Gülümsetmek : Gülümsemesine yol açmak.
Gülümseyebilme : Gülümseyebilmek işi.
Gülümseyebilmek : Gülümseme imkânı veya olasılığı bulunmak.
Gülümseyiş : Gülümseme işi.
Gülümseyiverme : Gülümseyivermek işi.
Gülümseyivermek : Bir an gülümsemek.
Gülümsirek : Gülünç, gülünecek.
Gülümsuremek : Gülümsemek.
Gülümsünmek : Gülümsemek, tebessüm etmek.
Gülümşen : Şen, mutlu olan sevdiğim anlamında kullanılan bir isim.
Gülümuşağı : Malatya ilinde, Çolaklı nahiyesine bağlı bir bölge.
Gülünceğe almak : Maskaraya, alaya almak.
Gülüncek : Maskara. Sevinç.
Gülüncün istemek : Gülünç olmasını istemek.
Gülünç olan : Komedyanın özünü belirleyen nitelik. Genel anlamı içinde, bir toplumsal olgu, insan davranışı, ahlak ölçütü ya da töreleri arasında ortaya çıkan ve tarih yoluyla belirlenen bağdaşmazlığı anlatan güzelduyusal kavram.
Gülünçleme : Özü değiştirmeden biçimi değiştirip gülünç duruma getiren yazın türü. İtalyanca travestira, yani kılığa bürünmek deyiminden kaynaklanır. Bir eserin gülünç bir eşini meydana getirme işi. [Bakınız: travesti]. Bir yapıtın gülünç bir eşini yazma.
Gülünçleştirme : Gülünçleştirmek işi.
Gülünçlü opera : Bestelenmiş konuşmaları içeren, gülünç bir kişiyi ya da durumu işleyen opera türü. Bestelenmiş konuşmalar olan, gülünç bir durumu ya da kişiyi işleyen opera türü.
Gülünçlü oyun : Gülünç kişileri ya da durumları işleyen oyun. Gülünç durumları ya da kişiyi işleyen oyunlara verilen ad.
Gülünçlü süsleme : (Mimarlık, Süsleme) Özellikle çiçek dalları, meyveler, perde ve halı örgeleri ile yapılan, yabancı, güldürücü bir çeşit süsleme.
Gülündürmek : Gülünç etmek, başkalarını bir kimseye güldürmek.
Gülündürük : Dama enine konan uzun ağaç.
Gülünk : Kâğıtlarla süslenmiş sopa.
Gülür : Bezelye. Çocuklar için yapılan ortası delikli küçük ekmek.
Gülüser : Pazartesi: Gülüserden sonra salı gelir.
Gülüstan : Ardahan kenti, Çayırbaşı nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.
Gülüstü : Gülün üst tarafı.
Gülüşken : Bir kaç kişiyle birlikte çok gülen.
Gülüşlü : Adana kenti, Karaisalı ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.
Gülüt yaratmak : Hazırcevap olmak; sahnede tulûat yaparak seyirciyi güldürmek.
Gülütçülük : Gülütçünün yaptığı iş.
Gülütök : Hindi.
Gülüverme : Gülüvermek işi.
Gülüvermek : Ansızın gülmek.
Van gülü : Akgül.
Ayı gülü : İki çenekliler sınıfının düğün çiçeğigiller familyasından bir tür şakayık (Peconia corollina).
Çin gülü : Kamelya.
Gülücük : Gülümseme, tebessüm.
Gülük : Hindi. Sebze yetiştirmek için açılan ocak.
Gülümseme : Gülümsemek işi, tebessüm.
Gülümsemek : Güler gibi olmak, hafifçe gülmek.
Gülümser : Hafifçe gülümseyen, sevimli.
Gülünç : Güldürücü, tuhaf, komik.
Gülünçleşme : Gülünçleşmek işi, komikleşme.
Gülünçleşmek : Gülünç duruma gelmek, komikleşmek.
Gülünçleştirmek : Gülünç duruma getirmek.
Gülünçlü : Güldürücü, eğlendirici özellikleri bulunan (oyun, hikâye, söz).
Gülünçlük : Gülünç olma durumu, komiklik.
Gülünme : Gülünmek işi.
Gülünmek : Gülme işi yapılmak. Alay edilmek.
Gülüş : Gülme işi.
Gülüşme : Gülüşmek işi.
Gülüşmek : Karşılıklı veya birlikte gülmek.
Gülüşülme : Gülüşülmek işi.
Gülüşülmek : Karşılıklı veya birlikte gülünmek.
Gülüt : Skeç, revü, eğlence gösterisi vb.ne eklenen beklenmedik gülünç sözler veya durumlar.
Gülütçü : Bir skeçte, revüde veya eğlence gösterisinde eklenen sözleri ve durumları hazırlayan kimse.
Gün gülü : Gelincik.
Isparta gülü : Isparta yöresinde yetişen kendine özgü kokusu ve değişik renkleri ile tanınan bir gül türü.
İpek gülü : İpek ağacı.
Japon gülü : Kamelya.
Kır gülü : Çorak bölgelerde biten ve gün gülüne benzeyen bir tür çiçek (Fumana).
Menekşe gülü : Tırmanıcı, küçük çiçekli bir gül (Rosa chinensis).
Orman gülü : Avrupa, Asya dağlarında yetişen açelyaya benzer bitki.
Yaban gülü : Gülgillerden, çiçekleri soluk pembe, beyaz, yemişi parlak kırmızı renkte bir bitki, yabani gül (Rosa canina).
Yayla gülü : Ölmez çiçek.
Yüze gülücü : İkiyüzlü, riyakâr.
Yüze gülücülük : Yüze gülücü olma durumu.
Diğer dillerde Gülmeceli roman anlamı nedir?
Fransızca'da Gülmeceli roman nedir ? : roman humoristique
Bu kısımda Gülü nedir? Gülü ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Gülü tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Gülü hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.