Had the benefit of the doubt türkçesi Had the benefit of the doubt nedir

  • Suçsuz kabul edildi.
  • İnsanlar ona ne yapacakları konusunda tereddütlüydü.
  • Şüpheden yararlandı.

Had the benefit of the doubt ingilizcede ne demek, Had the benefit of the doubt nerede nasıl kullanılır?

Had : Bulunmak. Sahip olmak. Kabul etmek. Elde etmek. Dolandırmak. Zorunda olmak. Etmek. Göz yummak. Aldatmak. Olmak.

The : Belgili tanımlık. Belirli durumlarda isimden önce kullanılır. Belirli veya spesifik bir kimse veya şeyi ifade etmek veya tanımlamak için kullanılan betimleyici (gramer). Belli bir objeyi veya kişiyi veya yeri nitelemek için kullanılır.

Benefit : Yararlanmak. Fayda. Menfaat. Avantaj. Faydası olmak. Bk. fayda bir iktisadi etkinliğin iktisadi karar birimlerinin lehine verdiği somut ya da soyut her türlü sonuç. Yaramak. Yarar görmek. Kar.

Of : -den övünerek bahsetmek. Nin. İle ilgili. -in. -nin. In. Yüzünden. Den. -dan. Hakkında.

Doubt : Şüphelenmek. Kuşkulanmak. Emin olmamak. -den kuşkulanmak. Kuşkusu olmak. Şüphe. Çekinmek. -den kuşku duymak. Kuşku. Kararsız olmak.

Had the guts : Cesaret veya soğukkanlılığa sahipti. Cesareti oldu. Cesareti vardı.

Benefit of the doubt : Hüsn-ü zan. Hüsnü zan. Şüphenin ilgili lehine yorumlanması.

He had the cheek to say : Söylemekten çekinmedi. Söyleyecek kadar saygısızdı.

Give somebody the benefit of : Yararlandırmak.

Had the best of both worlds : İstediği her şeyi elde etti. Hak ettiğinden fazlasını istedi. Her ikisinden de yararlandı.