Hurried türkçesi Hurried nedir

Hurried ile ilgili cümleler

English: Ali hurried away.
Turkish: Ali aceleyle uzaklaştı.

English: Ali anxiously hurried away.
Turkish: Ali endişeyle uzaklaştı.

English: Ali hurried off.
Turkish: Ali aceleyle çıktı.

English: Ali hurried back into the house.
Turkish: Ali evine geri döndü.

English: Ali hurried down the stairs with his suitcase.
Turkish: Ali bavuluyla merdivenlerden aşağıya hızla indi.

Hurried ingilizcede ne demek, Hurried nerede nasıl kullanılır?

Hurriedly : İvedilikle. Hızlı şekilde. Acele. Alelacele. Paldır küldür. Çabucak. Apar topar. Acele ile.

Hurriedness : Telaşlandırılma durumu. Acelecilik. Aceleye getirilme. Acele ettirilme.

Overhurried : Aşırı acele. Fazlasıyla aceleci. Aşırı telaşlı.

Unhurried : Sakin. Rahat. Acelesiz. Telaşsız.

Unhurriedly : Telaşsız bir şekilde. Alel acele olmayan bir tarzda. Sakim bir şekilde. Acele olmayan bir şekilde. Sakin bir yolla.

Hurrahing : Hurray. Yaşasın. Oley.

Hurricane lamp : Fırtına feneri. Rüzgar feneri. Gemici feneri.

Hurriers : (kadın veya çocuk) kömür çekme işçisi. Ustabaşı (ingiliz ingilizcesi).

Hurricane deck : Üst güverte. Gezinti güvertesi.

 

Hurricane : Fırtına. Urağan. Bora. Kasırga. Tropik siklon. Hortum.

İngilizce Hurried Türkçe anlamı, Hurried eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Hurried ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Precipitant : Bir çözeltiye eklendiğinde az çözünen bir özdeğin oluşumuna yol açan kimyasal özdek ya da çözeltisi. Çökeltme maddesi. Çöktürücü. Presipitan. Çökeltici madde. Acele giden. Çökeltici bir madde. Acele ile yapılmış. Aceleci.

Cursory : Gelişigüzel. Baştan savma. Baştansavma. Üstünkörü.

Cryings : Büyük. Ağlayan. Ağlama. Göze çarpan. Apaçık. İğrenç. Acil. Çığlık.

Disconcerted : Canı sıkılmış. Rahatı bozulmuş. Telaşlanmış. Karışık.

Fast : Geriye sarmanın hızlı olanı. Perhiz yapmak. Sabit (renk). Yapışmak. Hızlı geriye sarma. Sıkı. Çabuk. Hızlı. Süratli. Rengi atmaz.

Bustling : Hareketli. Canlı.

Anxious : Meraklı. Korkuya yol açan. Endişeli. Çok arzulu. Tedirginliğe neden olan. Can atan. Mustarip. Çok istekli. Hevesli. Kasavetli.

Extemporaneous : Anında yapılan. Hazırlıksız. İrticali. İçten geldiği gibi. Doğaçlamayla söylenen. Doğaçtan. Doğaçlamayla yapılan. İrticalen. Doğaçtan yapılan.

Expeditions : Sevk. Sefer. Çabukluk. Hız.

Precipitate : Çökeltmek. Yüksekten atmak. Sonucuna ulaşmak. Yoğunlaşıp yağmak. Kimyasal bir tepkime sonucunda, çözeltide çözünmediği için katı olarak ayrılan ve tanecik büyüklüğü nedeniyle dipte toplanan özdek. Sürat vermek. Çökelmek. Hızlandırmak. Sıvı içindeki bir tepkime sonucu, dibe çöken çözünmez özdek (deney tüpünde olduğu gibi). Fizik, kimya, veterinerlik alanlarında kullanılır.

 

Hurried synonyms : instants, hasty, rushed, abruptness, hastier, fussiest, bustled, fevered, unadvised, frenetics, hastes, agitated, frenetic, excited, festinate, excitable, bustles, emergency, helter skelter, posting, rush, bustle, burning, headlong, exigent, dispatch, hastiest, expedition, instant, haste, fussier, precipitous, distracted.

Hurried zıt anlamlı kelimeler, Hurried kelime anlamı

Slow : Sıkıcı. Geç. Uzun süren. Geri. Ağırlaşmak. Hızı azaltan. Yavaşlamak. Geri kalmış. Zor anlayan. Geç anlayan.

Unhurried : Acelesiz. Telaşsız. Sakin. Rahat.

Hurried ingilizce tanımı, definition of Hurried

Hurried kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Urged on. Going or working at speed. As, a hurried writer. A hurried life. Hastened.