İşe nedir, İşe ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Fidan.

Şey.

İşe ile ilgili Cümleler

  • “Babama varıncaya kadar hepimizi işe koşuyor.”
  • Bu plan işe yaramazsa, başka bir şey denememiz gerekecek.
  • İşe gitme zamanı.
  • “Her işe karışır, fikrini söyler, uzun uzun nasihatler eder.”
  • İşe geri döndük.
  • Alice nehir kıyısında kız kardeşinin yanında oturmaktan sıkılmaya başlamıştı ve yapacak da bir şeyi olmadığından bir iki kez kız kardeşinin okuduğu kitaba çaktırmadan bakıverdi fakat kitapta resim ya da diyalog yoktu, Alice de "resimsiz ve diyalogsuz bir kitap ne işe yarar" diye kendi kendine düşündü.
  • “Sattım dükkânı, verdim kendimi tiyatroculuğa.”
  • Beni işe almanın nedeni bu mu?
  • İşe dönmene izin vereceğim.
  • Bu yaklaşım daha önce işe yaradı.
  • “Daha çatal ve bıçağı tutmasına eli yatmamıştı, ikide bir düşürürdü.”
  • İşe giderken arabamla ilgili bir sorun yaşadım.
  • Doktor onun önümüzdeki hafta işe dönmesine izin verebilir.
  • İşe koyulalım.
  • Siz beni işe aldınız, değil mi?
  • Ali işe saat 7.30'da gider.
  • İşe geri gitmek istiyorum.
  • “Bunları ezberledik de ne oldu? Hiç! Ne o günlerde işimize yaradı, ne de ondan sonra.”

İşe ile ilgili Atasözü veya Deyim

acele işe şeytan karışır : düşünüp taşınmadan ivedi olarak yapılan işten iyi sonuç alınamayacağını anlatan bir söz.

 

(bir işe) adı karışmak : kötü bir işle birinin ilgisi bulunduğu söylenilmek.

(bir işe) eli yatmak : eli alışmak.

(bir işe) kendini vermek (veya vurmak veya çalmak) : bir şeye bütün varlığıyla bağlanmak, başka her şeyle ilgisini kesip tek şeyle aşırı ölçüde ilgilenmek.

(birini) işe almak : iş yerinde çalıştırmaya başlatmak.

(birini) işe koşmak : birine iş yaptırmak.

(bu işe) rufailer karışır : “bu iş öyle karışık ki bunu kimse çözemez” anlamında kullanılan bir söz.

eli işe yatmak : becerikli, eli yatkın, uz olmak.

işe bak : şaşırılacak bir durum karşısında kullanılan bir söz.

işe girmek : göreve, çalışmaya başlamak.

işe karışmak : herhangi bir konuda katkıda bulunmak, görev almak herhangi bir konuda olumsuz yönde müdahale etmek.

işe yaramak : elverişli olmak.

İşe anlamı, tanımı

İşe gelmek : İşe yaramak, fayda vermek

İşe gelmeme : İşçilerin işe gelememesi.

İşe gelmeme oranı : İşe gelmeme günlerinin tüm çalışılan günlere göre oranı.

İşe sunmak : İşe başlamak.

İşe yabancılaşma : Fordist üretim sürecinde işçi ile makine arasında sürekli bir ilişkinin kurulduğu hareketli montaj hattında işçinin işin bütününden ve karar alma sürecinden koparılması nedeniyle çalışma güdüsünü yitirmesi.

İşe yel iletmek : İşi soğutmak, unutuvermek, ihmal etmek, işi aksatmak.

İzinsiz işe gelmeme : İzin almadan işbaşında bulunmama.

Özürlü işe gelememe : İşçilerin, işe sayrılık ya da başka nedenlerle gelememeleri.

Özürsüz işe gelmeme : İşçilerin işe özürleri olmadığı halde gelmemeleri.

Özürsüz sürekli işe gelmeme : İşçilerin bir işe özürsüz sürekli olarak gelmemeleri.

 

Rastgele işe gelmeme : İşçilerin iş yerine zaman zaman gelmemeleri.

Sürekli işe gelmeme : İşçilerin bir işe gelmemelerinin sürekli durum göstermesi.

Süreli işe gelmeme : Bir iş yerinde çalışan işçilerin iş yerine sürekli olarak devam etmemeleri.

Tek yerden işe alma : Bir işletmede işe alma ve işçi bulma işlemlerinin bir elden yönetimi.

İşe uygun : Yapılan işe elverişli olan.

İşe uygunluk : İşe uygun olma durumu.

Fidan : Yeni yetişen ağaç ya da ağaççık. Başka bir yere dikilmek için bulunduğu yerden çıkarılan taze ağaç, dikme.

Şey : Madde, eşya, söz, olay, iş, durum vb.nin yerine kullanılan, belirsiz anlamda bir söz. Nesne, madde.

Diğer dillerde İşden çıkarma anlamı nedir?

İngilizce'de İşden çıkarma ne demek ? : lock-out