İngili nedir, İngili ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Ağaç tepesi.

İngili ile ilgili Cümleler

  • O, Fransızca ve açıkça görülüyor ki İngilizce konuşabilir.
  • İngilizce artık dünyanın her yerinde konuşulur.
  • İngilizce zorunlu bir konu.
  • Sade bir İngilizceyle yazılmış bu kitabı okumak kolay.
  • İngilizce'yi adım adım öğrenmek zorundasın.
  • Amerika'ya getirildikten sonra babam İngilizceyi akıcı şekilde konuşuyor.
  • Ali patronu için bir mektubu Fransızca'dan İngilizce'ye çevirdi.
  • İngilizce "I" zamiri neden hep büyük harfle görünüyor bilmiyorum.
  • İngilizcede akıcı olmak için ne kadar süre İngiltere'de yaşamalıyım?
  • Alesszia İngilizce konuşamıyor.
  • İngilizce konuşan o çocuk benden daha uzun.
  • İngilizce konuşan o oğlan benden daha uzundur.
  • Hangi nedenle İngilizce öğreniyorsun?

İngili ile ilgili Atasözü veya Deyim

ingiliz ipi ile asılmak : İngiliz sicimi ile asılmak.

ingiliz sicimi ile asılmak : bir işi ustasına yaptırmak.

İngili tanımı, anlamı

İngi : Nezle. inme hastalığı. İnme

İngil : Küçük baş hayvanlara takılan ip ya da kayış tasma: Köpek boğazındaki ingili kırmış. Çocuk başlığı ya da şapkanın çene altından geçen bağcığı. İplik. Kibir: Fatma nine çok ingillidir. Kuşku. Çok zayıf insan ya da hayvan. Sümük. Koyun ve kuzunun boynuna geçirilen tasma.

 

Eski ingiliz oyun tavuğu : Sekiz adet varyetesi bulunan, deri rengi ve yumurta kabuğu rengi beyaz, süs amacıyla yetiştirilen, İngiltere’de bulunan, küçük yapılı ve oldukça tüylü etkin tavuk ırkı.

İngiliz açkısı : Burmaç, başlık, boru gibi cisimleri sıkıp gevşetmeye yarayan, ağız açıklığı değiştirilebilen açkı.

İngiliz arap atı : İngiliz ve Arap safkanların çiftleştirilmesiyle elde edilen ve en az % 25 Arap Atı genotipi taşıyan at.

İngiliz atı : 1. yüzyılın sonlarından itibaren yarış yeteneği yüksek olan İngiltere’nin yerli at ırklarıyla 30’un üzerinde Arap aygırı kullanarak kombinasyon melezlemesi yöntemiyle yarış yeteneği ve hız yönünden seleksiyon uygulanarak elde edilmiş, başı büyük ve uzun, kulakları sivri ve az hareketli, boynu uzun ve kuvvetli, cidago uzun kuvvetli ve yüksek, bedeni uzun ve yandan bakıldığında dikdörtgen şeklinde, 6 adet bel omuruna sahip, daha çok al ve doru seyrek olarak kır ve yağız donlarına rastlanan, iklime uyma yeteneği yüksek, yarış ve spor amaçlı yetiştirilen, at ırkları içinde en hızlı koşan bir at ırkı.

İngiliz belgesel okulu : John Grierson'un önderliğinde kurulan, özellikle 1928-1951 arasında kendini gösteren belgesel film akımı. Çağının önemli sorunlarını insancıl bir yaklaşımla ele alan, bu sorunların günlük yaşamdaki yansımalarını işleyen, bunların kesinlikle çözülmesi gerektiğine izleyicileri inandırmağa çalışan okul. Doğal çevreyi ustalıkla yansıtmak, insanı bu doğal çevre içindeki günlük uğraşılarıyla ele almak, görüntü-ses uyuşumu denemelerine girişmek, kurguyu sesin olanaklarıyla yeniden değerlendirmek, etkileyici bir tartım sağlamak, belgesel filmle öykülü film arasında örgensel bir bağ kurmağa çalışmak bu okulun belli başlı özellikleridir.

 

İngiliz beyaz sığırı : İngiltere’den köken alan, vücudu orta büyüklükte, beyaz renkli, ayakları, memeleri, göz kapakları, burnu ve mermesi siyah ve bazen kırmızı benekli, boynuzsuz, ineklerinin memeleri vücuda sağlam bağlanmış ve sıkı yapıda, meme başları oldukça küçük ve siyah renkli, uysal mizaçlı ve sürü idaresi kolay, dayanıklı ve sert iklim koşullarına ve olumsuz hava koşullarına uyum sağlayabilen, hastalıklara karşı direnç gösterme eğiliminde, kolay buzağılayan, etinin mermerleşme oranı iyi, öncelikli olarak et verimi yönünde yetiştirilmesine rağmen süt verimi de yüksek, kombine verimli sığır ırkı.

İngiliz boğa teriyeri : İngiltere’den köken alan, Buldok ve şimdi nesli tükenmiş olan Eski Beyaz İngiliz Teriyeri başta olmak üzere Dalmaçya ve İspanyol Poyıntır gibi birkaç ırk melezlenerek geliştirilen ancak ümit edildiği gibi dövüş ringlerinde başarılı olamayan fakat Beyaz Kavalye adıyla köpek yarışmalarında ve İngiliz aristokrasisinde güçlü bir yer edinerek bu günlere ulaşmayı başaran, rengi beyaz, siyah, kaplan desenli, kızıl, açık kahve ve üç renkli olmak üzere kısa ve sık tüylü, en belirgin özelliği bir rugby topunu andıran uzun, üst kısmı neredeyse düz ve hiç alın çıkıntısı olmaksızın bir kavisle burunda son bulan kafa şekli olan, bir zamanlar köpek dünyasının gladyatörü olarak anılsa da artık oldukça yumuşamış doğasıyla kibar ve güvenilir karakterde uysal, cesur, korkusuz, kabadayı, etkin ve oyun düşkünü, önceleri koruma, fare avcısı ve bekçi köpeği olarak kullanılan fakat günümüzde insanları koruması ve eşlik etmesi için yetiştirilen köpek ırkı, Bull teriyer.

İngiliz boğa teriyerlerinin ölümcül akrodermatitisi : Ölümcül akrodermatitis.

İngiliz buldoğu : Kökeni eski Asyatik mastılara dayanan fakat gelişimi İngiltere'de gerçekleşen, Orta Çağ orijinli "Buldok" adı, yalnızca küçük bir boğanın güçlü görünümünden değil aynı zamanda 1. yüzyılda yasaklanıncaya kadar devam etmiş boğa-köpek dövüşlerinden gelen, sağlam ve güçlü yapıda, kafası iri ve yanakları gözlerinin yanına kadar ulaştığından dolayı geniş, burnu kısa, basık ve geniş, üst dudakları sarkık ve alt çene dışa çıkık, gözleri yuvarlak, birbirinden ayrık ve koyu renkte, kulaklar küçük, ince, gül biçiminde ve geri doğru kıvrık, kuyruğu kısa ve aşağıda taşınan tarzda, tüyleri kızıl, kaplan desenli, sarı, soluk kırmızı veya beyaz veya bu renklerin birleşiminden oluşabilen, yüzü bazen koyu renkli olabilen, vücudu sıkı ve adaleli, bacaklarının kısa, güçlü ve vücudunun yanlarına konumlanmış olması nedeniyle paytak bir yürüyüş sergileyen, görünümü korkutucu olsa da tamamen güvenilir, sevdiklerine karşı kibar ve sevgi dolu, düşmana karşı ise oldukça cesur ve sert, horlamaları ünlü ve salyalı, eskiden dövüş köpeği olarak günümüzde ise ev hayvanı olarak yetiştirilen köpek ırkı.

İngiliz çimi : Ülkemizde doğal olarak yetişen, buğdaygiller familyasına bağlı çok yıllık iyi bir yem bitkisi.

İngiliz çimi zehirlenmesi : Çim üzerinde gelişen mantarlarda lolitrem A ve B adlı zehirlerin alınması sonucu özellikle koyunlarda birinci derecede sinirsel bozukluklar, kafa sallama, sallantılı yürüyüş ve şoka neden olan bir zehirlenme.

İngiliz güldürüsü : Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonunda büyük bir gelişme gösteren film çeşidi: Hangi yönden bakılırsa bakılsın inanılmayacak, alışılmadık, saçma gibi görünen bir durumu, bir olayı çıkış noktası olarak almak, sonra bunun yol açtığı sonuçları büyük bir ağırbaşlılık, soğukkanlı bir gülmeceyle işlemeye dayanır. Ayrıca, gelenek ve göreneklerin eleştirilmesi, toplumsal yergi, kişilerin ruhbilimsel çözümlenmesi de büyük önem kazanır. Ölülerin, ölüm olaylarının gülmece öğesi olarak çokça kullanılması da bu filmlerin en büyük özelliklerindendir.

İngiliz iplik numarası : Pamuk ipliğinde 840 yarda uzunluğundaki kaç tek kat ipliğin bir libre olduğunu açıklayan, nec olarak belirtilen birim. Keten, kendir, sisal ve manila ipliklerinde 300 yarda uzunluğundaki kaç tek kat ipliğin bir libre olduğunu açıklayan, nel olarak gösterilen birim.

İngiliz kambiyo denkleştirme fonu : İngiltere’nin altın standardından ayrılmasından sonra sterlini dalgalanmaya bıraktığı ve birçok küçük ülkenin parasını sterline bağladığı dönemde, sahip olduğu döviz rezervlerine dayanarak piyasada döviz karşılığı sterlin alım ve satım işlemlerinde bulunarak sterlinin istikrarını sağlamak amacıyla 1934 yılında kurduğu fon.

İngiliz kısa tüylü kedisi : İngiltere’den köken alan, tarihi 1. yüzyılın sonlarına kadar uzanan. dünya savaşına kadar uzun yıllar kedi gösteri dünyasının en popüler kedisi olan, tüyleri kısa, dayanıklı ve tek kat, rengi kızıl, beyaz, mavi, siyah, krem, vizon, duman, tekir, lekeli ve çift renkli de olabilen, bazen içine kapanık bazen de hareketli ve canlı tam bir mahalle kabadayısı gibi davranan, uyumlu ve dayanıklı, kısa tüylü kedi ırkı.

İngiliz köpek kenesi : Genellikle İngiltere’de köpeklerde parazitlenen Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’da da bulunan kene türü, Ixodes canisuga.

İngiliz kukır spanyeli : Amerikan kukır spanyeli.

İngiliz landracedomuzu : Günümüzde İngiltere’de bulunan, yaygın olarak Kuzey İrlanda ve İskoçya’da da bulunan, beyaz renkli, karakteristik olarak sarkık ve yüzün çoğunu kaplayan uzun kulakları bulunan ve iyi kalitede domuz etine sahip domuz ırkı.

İngiliz lopdomuzu : Resmi olarak 1920 yılında belirlenmiş, ancak esas kaynağı bilinmeyen, Wales, Camberland ve Ulster ırklarından köken aldığı düşünülen, beyaz tüy rengi hariç diğer özellikleri bakımından Large Black ırkıyla benzerlik gösteren, beden yapısı uzun ve derin, kalça yapısı derin ve iyi gelişmiş, tüy rengi beyaz kulaklar ise geniş, ince ve yüze doğru sarkık, İngiltere’de bulunan en geniş yapılı domuz ırkı.

İngiliz merkantilizmi : Deniz aşırı ticaretin İngiliz gemilerinin tekelinde olmasını savunan ve İngiliz mallarıyla rekabet edebilecek yabancı malların ülkeye girişine izin vermeyen özellikleriyle öne çıkan merkantilist görüş. karşılığı merkantilizm, Alman merkantilizmi, Fransız merkantilizmi.

İngiliz ölçünler enstitüsü : İngiltere'de, sinema ve televizyonu da kapsayan ulusal ölçünleri saptamakla görevli kurum.

İngiliz poyıntırı : İngiltere’den köken alan, muhtemelen 300 yıl kadar önce İtalyan Poyıntır, tilki tazısı, Bloodhound, tazı, Newfoundland, Setter ve Buldok ırklarının birleştirilmesinden geliştirilmiş, Poyıntır adını, avını bulduğundan takındığı, avın yerini işaret eden kıpırtısız duruşundan alan, tüyleri kısa ve parlak, rengi genelde beyaz ancak parçalı veya benekli de olabilen, koku alma yeteneğiyle ünlü, büyük bir hızla geniş bir alanı tarayabilen, özellikle kuş avında iyi fakat diğer avlara da uyum sağlayabilen, sıcak havaları sert kışlara tercih eden, suyu sevmeyen, efsanevi avın yerini gösterme becerisine rağmen vurulan avı geri getirmesi pek beklenmeyen, günümüzde bir aile ve av köpeği olarak yetiştirilen köpek ırkı, poyıntır.

İngiliz setteri : İngiltere’den köken alan, Setter adını köpek avı belirlediğinde sergilediği nerdeyse oturma pozisyonundan dolayı almış, kürkü benekli ve kendine özgü bir tarzda, tüyleri uzun, düz, ipeksi ve biraz dalgalı, rengi beyazla karışık mavimsi gri, sarımsı veya kahverengi benekli, bazıları üç renkli (siyah-beyaz ve pas rengi), kuyruğu, kulakları, bacakları ve vücudunun alt kısmı bol tüylü, diğer köpeklerle oynamaktan keyif alan, kendi başını alıp gezmekten hoşlanan, dayanıklı, çalışkan, süratli ve sessiz bir avcı olan, avcılık, vurulan avı getirme, iz sürme, avı belirleme ve bekçi köpekliği yetenekleri olan köpek ırkı.

İngiliz springer spanyel köpeği : Bütün İngiliz av spanyellerinin modeli olup neşeli, cesur, çok dikkatli, güçlü uzun bacaklı ve diğer spanyellerden daha hızlı koşan av köpeği.

İngiliz springer spanyeli : İngiliz av spanyellerinin modeli olan, neşeli, cesur, çok dikkatli, avı arama ve getirme konusunda çok dikkatli ve titiz, her türlü arazide, özellikle dikenli ve çalılık yerlerde kullanılan, güçlü uzun bacaklı ve öteki spanyellerden daha hızlı koşan, uzun tüylü ve sarkık kulaklı av köpeği.

İngiliz sterlini : Büyük Britanya ulusal para birimi.

İngiliz sütçü koyunu : Geliştirilmesinde doğu Friesian, siyah yüzlü Leicester, Polled Dorset, Lleyn ırkları kullanılan, orta büyüklükte, boynuzsuz, beyaz renkte, memeleri iyi gelişmiş, yüzde ve bacaklarda yapağı bulunmayan sütçü koyun ırkı.

İngiliz tilki tazısı : İngiltere’den köken alan, 1800’lü yıllarda çeşitli tazı ırklarının ve Greyhound, Buldok ve tilki Teriyeri ırklarının birleştirilmesiyle geliştirilen, son üç ırktan ani hızlanma, güç, kararlılık ve ava düşkün olma özelliklerini alan, dayanıklılığı ve kondisyonu çok iyi, tilki avında kullanılan ayrıca iz sürme ve bekçilikte de kullanılabilen, etkin, cesur ve iyi huylu, sahibine karşı itaatkâr, diğer köpeklerle gruplar hâlinde olmayı seven, beş veya altı saat durmaksızın sabit bir hızla sert arazide koşabilen, Amerikan tilki tazısıyla aynı karakterde fakat biraz daha yapılı ve yavaş, av köpeği ve son dönemlerde ev köpeği olarak de yetiştirilen köpek ırkı.

İngiliz uluslar topluluğu : İngiltere ile eski sömürgeleri arasında oluşturulan iktisadi, mali, siyasi ve kültürel birlik.

İngiliz uzun boynuzlu sığırı : İngiltere ve İrlanda’dan köken alan, hızlı büyüme ve vücudunun arka kesiminin ağırlığı ölçütlerine göre seleksiyon uygulanmış, öncelikli olarak et verimi yönünde yetiştirilen, 1800’lü yılların erken dönemlerinde Shorthon ırkı tarafından geride bırakılıncaya kadar İngiltere ve İrlanda’da kullanılan en yaygın ırk olan, nesli tükenmekte olan ırkları hayatta tutma kurumu tarafından yardım edilinceye kadar 200 yıl boyunca sayıları giderek azalmış, rengi kırmızı, gri, kahverengi veya alaca, sırtı (omurga kemiği hattı) beyaz renkli, etçi sığır ırkı.

Amerikan ingilizcesi : Amerikanca.

İngiliz : İngiltere halkından olan kimse.

İngiliz anahtarı : Somunları gevşetmeye veya sıkıştırmaya yarayan ve çeneleri paralel olarak açılıp kapanan kıskaç.

İngiliz ingilizcesi : İngilizce.

İngiliz ipi : İngiliz sicimi.

İngiliz sicimi : Çok sağlam, sık bükümlü sicim, İngiliz ipi.

İngiliz siyaseti : Bir işi soğukkanlılık ve kurnazlıkla yapma veya yaptırma.

İngiliz tuzu : İç sürdürücü olarak kullanılan magnezyum sülfatı.

İngilizce : Hint-Avrupa dil ailesinden, İngiltere'de, biraz farklı biçimiyle Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avustralya ve İngiliz uygarlığını benimsemiş olan ülkelerde kullanılan dil, İngiliz İngilizcesi. Bu dille yazılmış olan.

Diğer dillerde İngesyon anlamı nedir?

İngilizce'de İngesyon ne demek ? : ingestion