Katet nedir, Katet ne demek

Katet; Matematik alanında kullanılan bir kelimedir.

Matematik'te terim anlamı:

Dik açılı üçgenin, dar açılarının köşe noktalarına karşı gelen yanlarından herbiri.

Katet ile ilgili Cümleler

  • Biz mesafe katetmedik.
  • Ali bugün bizimle olmak için Boston'dan bütün yolu katetti.
  • Trafik hafif olduğu için yolu hızlı katettik.
  • Ali bizi görmek için uzun bir yol katetti.
  • O, özel jetiyle tüm kıtayı katetti.
  • Çok yol katettin, komiser oldun.
  • Kendi başına bayağı bir yol katettin.
  • “Tam mesafe katettiğimiz zaman bizi nasıl yarı yolda bırakırsın?”
  • Trafik hafif olduğu sahile giden yolu hızla katettik.
  • Onlar yol katetmeyecekler.
  • Şirketimiz kurulduğundan beri uzun bir yol katetti.

Katet ile ilgili Atasözü veya Deyim

mesafe katetmek : yol almak, ilerlemek.

Katet kısaca anlamı, tanımı

Kateter : Teşhis ve tedavi amacıyla vücut boşluklarına, damarlar içine ilaç veya sıvı vermek veya almak için özel olarak hazırlanmış tüp. Sonda. Hayvanlarda dişi genital kanala gerekli materyali vermek için kullanılan madeni veya plastikten yapılmış boru şeklinde araç

Kateterizasyon : Bir kateterin uygulanması. Doğal vücut deliklerinden uygun bir kateterle sıvı alınması veya verilmesi.

Katetometre : Bir kaç santimetreyi geçmeyen dikey uzaklıkların ölçülmesinde kullanılan cihaz. Okuma mikroskobu veya teleskobu adıyla da bilinir.

 

Merkezi toplardamar basınç kateteri : Anestezi sırasında merkezi venöz basıncı ölçen alet, sentral venöz basınç katateri.

Nazolakrimal kateterizasyon : Nazolakrimal tıkanmaları açmak veya yeni nazolakrimal kanal açmak amacıyla yapılan işlem.

Sentral venöz basınç kateteri : Merkezi toplardamar basınç kateteri.

Suni tohumlama kateteri : Hayvanlarda embriyo veya spermayı dişi genital kanala vermek için kullanılan madeni veya plastikten yapılmış boru şeklinde araç. Serviksten geçirilerek uterusa payet içerisindeki spermayı boşaltmaya yarayan 44 cm uzunluğunda, 3.6 cm çapında, içerisinde çelik telden pistonu bulunan, uç kısmındaki 10.8 cm’lik piston kanalı payeti içerisine alacak şekilde genişletilmiş ve piston payetin içerisinden geçecek şekilde dizayn edilmiş kateter, yapay tohumlama kateteri.

Yapay tohumlama kateteri : Suni tohumlama kateteri.

Katetme : Katetmek işi.

Katetmek : Kesmek, bölmek. Bir yeri aşarak geçmek, yol almak.

Dar açı : Ölçüsü 90 dereceden küçük olan açı.

Dik açı : Birbirini kesen iki doğrunun oluşturduğu açılar eşit olduklarında, bu açıların her biri.

Noktal : Formülü C10H13BrN2O3, mol kütlesi 189 g, e.n. 178 °C olan, beyaz toz halde, bir çeşit uyuşturucu madde.

Üçgen : Üç tepe noktası, üç açısı, üç kenarı olan geometri biçimi, müselles. Bu biçimde olan.

Herbi : Her bir.

Nokta : Çok küçük boyutlarda işaret, benek. Orta nokta. Sınır, derece, radde. Konu, konu ile ilgili önemli bölüm. Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret. Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti (.). Yer. Nöbetçi, gözcü, bekçi. Hiçbir boyutu olmayan işaret. Nöbetçi bulunan yer.

 

Karşı : Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi. İçin, hakkında. Bulunan yere göre önde, ileride olan. Karşılık olarak, mukabil. -e doğru. Karşıt, zıt, muhalif. Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı. Ön, kat, huzur. Yüzünü bir şeye doğru çevirerek.

Gelen : Gelme işini yapan (kimse ya da nesne). Bir ışık kaynağından çıkıp bir aynanın yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine düşen (ışın).

Köşe : Birbirini kesen iki çizginin, iki düzlemin oluşturduğu açı, zaviye. İki duvarın birleştiği girintili veya çıkıntılı yer. İki sokağın veya caddenin kesiştiği yer, büküç. Bölüm, yer veya yan. Kuytu, tenha veya ücra yer. Kimsenin kolay kolay uğramadığı yer. Kesici araçları bilemeye yarayan bir çeşit taş, bileği taşı. Kadınların başlarına takarak yüzlerine ya da şakaklarına sarkıttıkları gümüş ya da altın süs eşyası. Dört yönden her biri. Yapıda köşelere konulan büyük ve düzgün taş. Deriden kesilmiş, çarık dikmekte kullanılan sırım. Kanepe yastığı. Gelin ya da sünnet çocuğu için hazırlanan yer. Ocağın bir kenarı. Ocak başı. [Bakınız: köş]. Ayrılık, anlaşmazlık, aykırılık : Ahmet gene köşe çıkardı. Halının bir köşesine yapılan bir çeşit süs, köşe motifi. Ayaktopu alanını oluşturan yan ve kale çizgilerinin kesişme noktalarından her biri. Bir açıyı belirleyen iki yarıdoğrunun kesiştiği nokta. Çokgen tanımında sözü geçen noktalarından biri Verilen bir çok yüzlünün yüzlerini oluşturan çokgenlerin köşelerinden biri. 4- Yalınca tanımında sözü geçen noktalarından biri. İki ya da daha çok sayıdaki metal parçanın birbirlerine bağlandığı yer.

Gele : Tavla oyununda elinde kırık taşı bulunan oyuncunun attığı, uygun olmayan zar.

Diğer dillerde Katet anlamı nedir?

İngilizce'de Katet ne demek ? : leg