Keen to türkçesi Keen to nedir

Keen to ile ilgili cümleler

English: Ali wasn't at all keen to stay in the castle, which he'd heard was haunted.
Turkish: Ali kalede kalmaya hiç istekli değildi, onun perili olduğunu duymuştu.

English: She is keen to go abroad.
Turkish: O yurt dışına gitmek için hevesli.

Keen to ingilizcede ne demek, Keen to nerede nasıl kullanılır?

Keen : Düşkün. Düşkün olmak. Sert. Büyük. Akıllılık. Güçlü. Ucuz. Harika. Keskin. İnce.

To : Ye. İle. -e göre. -e kadar. İla. Arasında. Oranla. E. Kadar. -mek -mak (mastar).

Keen competition : Yoğun rekabet. Aşırı rekabet.

Keen edge : Ağız. Keskin yüz.

Keen edged : Keskin. Bilenmiş. Keskin ağızlı.

Keen edged knife : Keskin bıçak.

İngilizce Keen to Türkçe anlamı, Keen to eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Keen to ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Ardent : Gayretkeş. Işıl ışıl. Ateşli. Parlayan. Çabalı. Sıcak. Çok sıcak. Coşkun. Coşkulu.

Amateur : Deneyimsiz kimse. Tiyatroya özenen, tiyatroyu sevdiği için yönelen, tiyatro eğitiminden geçmemiş ve meslekten olmayan kişi. Özenci. Beceriksiz. Hiç bir çıkar ve kazanç gözetmeksizin kılıçoyunu ile uğraşan, bunu beğeni için yapan kimse. Amatör.

 

Bugs : Delilik. Merak. Tutku. Eklem bacaklı hayvanlardan, gerçek eklem bacaklılar (euarthropoda) alt dalının, böcekler (ınsecta) sınıfının, hortumlu böcekler (rhynchota) takımından, çoğunlukla yassı vücutlu, ön kanatları dipten başlayarak yandan çoğu sertleşmiş, son tarafları zar halinde, art kanatları da zar biçiminde, nimf ve erginlerinde integümentte genel olarak çok pis kokan bezler bulunan, çoğu karada, bazısı suda yaşayan, kan ve bitki öz suyu emerek beslenen bir alt takım. süne (eurygaster integriceps), kımıl (aelia rostrata), tahtakurusu (cimex lectularius), su akrebi (nepa cinerea) iyi bilinen türleridir. hemiptera. Tahtakuruları. Tahtakurusu. Dinleme cihazı. Programdaki hatalar. Gibbs ile bayesçi çıkarsama.

Bug : Çeşitli yarımkanatlılar türüne, özellikle yatak tahtakurularına ad olan bileşik sözcük. a. bk. yatak tahtakurusu, su tahtakuruları, toprak tahtakuruları. Rahatsız etmek. Gizli mikrofon yerleştirmek. Gizli mikrofon. Tahtakurusu. Başının etini yemek. Tutku. Meraklısı. Hata ya da güçlük. Uyuz etmek.

Desirous : Talip. Tutkulu. Arzu eden. Hırslı. İştahlı. Rağbetli. Arzulu.

Bouncy : Canli. Yaşam dolu. Canlı. Yerinde duramayan. Zıpır.

Connoisseurs : Erbap. Usta. Ehil. Mütehassıs. Eksper. Duayen. Uzman.

Bouncier : Yaşam dolu. Yerinde duramayan. Canlı. Zıpır. Canli.

Addicting : Alışmak. Tiryaki. Bağımlısı olmak. Alıştırmak. Bağımlı. Müptela. Tiryaki olmak. Bağımlılık yapmak. Düşkün.

Dilettante : Sanat meraklısı. Sanat meraklısı kimse. Heveskar. Güzel sanatlar meraklısı. Amatör. Zevk için ilgilenen kimse.

Keen to synonyms : bounciest, aspirants, addicted, applicant, buffs, buff, dabbler, avid, anxious, dabblers, athirst for, aspirational, aficionado, curious, curious person, appetence, connoisseur, addict, aspired, aspirant, amateurs, agog, ambitious, cheerful, athirst, awestruck, applicants.