Leveling türkçesi Leveling nedir

  • Tesviye.
  • Ayarlama.
  • Düzleştirme.
  • Düzgünleştirme.
  • Aynı veya eşit yapma.
  • Nivelman.
  • Bir binayı tamamen tahrip etme veya yıkma.
  • Eşitleme.
  • Kangal açma.
  • Düzleme.
  • Zemin seviyesini düz veya hafif eğimli olacak şekilde değiştirme.
  • Düzeltme.
  • Düzeyleme.

Leveling ingilizcede ne demek, Leveling nerede nasıl kullanılır?

Leveling instrument : Yatay ve düşey konumları belirten araç. Su düzeci.

Asphalt leveling course : Asfalt düzeltme tabakası.

Barometric leveling : Barometrik nivelman.

Land leveling : Arazi düzlemesi.

Unleveling : Düzgün olmayan. Düzgünsüz. (boya) düzgünsüz.

Level at : Doğrultmak. -e yöneltmek. (suçu) -e yüklemek. Doğrultmak (silahı). Yöneltmek. (silahı) -e doğrultmak. Yüklemek (suçu). Hedef almak.

Level adjustment : Düzey ayarı.

Level of analysis : Analiz seviyesi. Analiz düzeyi.

Level change : Lc. Düzey değişimi. Seviye değişimi.

Level crossing : Düzey ekseni kesme. Karayoluyla demiryolunun ya da iki karayolunun aynı düzeyde kesiştikleri, elle ya da özdevimli bir biçimde açılıp kapatılabilen geçit bk. düzeydeş geçit. Hemzemin geçit. Düz geçit. Demiryolu geçidi. Yer geçidi.

İngilizce Leveling Türkçe anlamı, Leveling eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Leveling ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Surveying : Arazi ölçme. Etüt etme. Rölöve. Topografya. Mesaha bilimi. İnceleme. Etüt. Haritacılık. Ölçme.

Amendments : Yasayı değiştirme. İyileştirme. Değişiklikler. Yasa değişikliği.

Levelling : Tahrip etme. Seviyelendirme. Düz yapma. Eşdüzeltim.

Balancing : Dengeleme. Doruluk. Denge. Kimya, ekonomi alanlarında kullanılır. Simetrik olma durumu. Doğruluk. Yazılık, çizelge ve sayışımlar arasında uygunluk sağlama. belirli bir süre sonunda sağlanan karı ve yitireceyi saptamak üzere kuruluşça tutulan sayışrmların borçlu ve alacaklı dalları üzerinde sonuç olarak bir denge sağlama. Denkleştirme. Mutabakat. Uyarlık.

Forming up : Uyuşma. Hiza. Sıra. Düzen. Düzenleme.

Smoothing : Pürüzlerini giderme. Yumuşatmak. Süt liman olmak. Sakinleştirmek. Düzeltmek. Düzletme. Sakinleşmek.

Amelioration : Anlam yücelmesi. İyileştirme. İyileşme. Ameliyorasyon. İmar ve ihya etme. Tadil. Islah. Gelişme. Düzelme.

Dressing : Salata sosu. Giyme. Giydirme. Yapının dış kısmı. Sargı. Pervaz. Kuklayı giydirme işi. Giyinme. Pansuman. Terbiye.

Collimation : Paralellik. Hizalama. Yönlendirme. Kolimasyon.

Grading : Dereceleme. Tasnif. Düzgün, tek biçimli, yoğunluğu doğru ve değişmez pozitif bir eşlem sağlamak amacıyla, yoğunluğu değişik bir negatife basımda verilecek ışığı ayarlama. Ürünün sınıflara ayrılması. Ayırma. Sınıflandırma. Madencilik, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Derece vermek. Kerteleme.

Leveling synonyms : human action, human activity, gauging, adjust, amendment, alinement, straightening, decoiling, deed, escalator, equalization, fitting, evening, equaling, equalising, calibrations, equating, adaptions, correct, bonification, correcting, reconciliation, equalling, correction, act, equalisation, checkouts, corrections, adjusting, betterment, adjustment, flatting, construction.

 

Leveling ingilizce tanımı, definition of Leveling

Leveling kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : The act or operation of making level.