Liquid assets türkçesi Liquid assets nedir

  • Hazır değerler.
  • Likit varlıklar.
  • Kolaylıkla paraya çevrilebilen varlıklar.
  • Disponibilite.
  • Likid varlıklar.
  • Birinci dereceden likit varlıklar ve ikinci dereceden likit varlıklar toplamı. bk. birinci dereceden likit varlıklar.
  • Paraya kolay çevrilebilir mal.
  • İktisat alanında kullanılır.
  • Dönen varlıklar.

Liquid assets ingilizcede ne demek, Liquid assets nerede nasıl kullanılır?

Liquid : Mayi, sıvı. Saydam. Fizik, kimya, madencilik alanlarında kullanılır. Islak. Özdeğin su, yağ gibi, bulunduğu kalbin biçimini alan az sıkışabilir akışkan hali. Sıvı madde. Moleküllerin bir birlerine göre devinim yapabildikleri, ancak tektürel yapışma kuvvetleri etkisiyle değişmeyen oylumu bulunduğu kabın biçimiyle sınırlanmış, özgün nitelikleri olan evre. Akışkan. Sıvı. Hemen paraya çevrilebilir.

Assets : Mal. Mal varlığı. Servet. Alacaklar. Mevcudat. Tecimsel bir kuruluşun ya da bir tecimevinin belirli bir zamandaki taşınır ve durağan mallarından paraya çevrilmesi olumlu bulunanları da kapsamak üzere varlıkları ve alacaklarının tümü. Varlıklar. Mevduat. Malvarlığı. Demirbaşlar.

Liquid air : Soğutucu olarak kullanılan sıvı hava. Sıvılaştırılmış hava. Sıvı hava.

Liquid asset : Emre hazır değer. Likit varlık. Bir girişimin ödemelerde bulunmak amacıyla derhal kullanabileceği taşınmaz malların tümü. kasadaki para, bankalardaki depo sayıştırılan gibi arıtımlı değerler. Kolayca paraya dönüştürülebilen varlık. Likit değer. Hızlı bir şekilde paraya dönüştürülebilen varlık. Arıtımlı değer.

 

Liquid brewers yeast : Sıvı bira mayası. Bira üretiminde yan ürün olarak ele geçen, fermantasyon yeteneği olmayan ve kuru madde temelinde % 35'den az ham protein içermeyen bir maya.

Liquid carbonitriding : Sıvı karbonlu nitrürleme.

İngilizce Liquid assets Türkçe anlamı, Liquid assets eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Liquid assets ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Ability to pay approach : Güç yaklaşımı. Bireylerin, devlet harcamalarının finansmanına, elde ettikleri gelir düzeyiyle orantılı olarak vergilendirilmeleri yoluyla katılmalarını ifade eden ve adam smith tarafından geliştirilen vergileme yaklaşımı. krş. yararlanma yaklaşımı.

Floating assets : Dönen varlık. Cari aktifler. Döner sermaye.

A change in demand : İstem kayması. Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

A pass through certificate : Tutsat senedi. Taşınmaz rehniyle sağlanmış bir kişisel alacak karşılığında alacak sahibi finansal kurum tarafından çıkarılan değerli kağıt.

Abnormal budget : Olağanüstü bütçe. Olağan bütçeden ayrı bir belge olarak hazırlanan ve kabul edilen, her yıl tekrarlanmayan ve olağanüstü nitelik taşıyan harcama ve gelirleri gösteren özel bir bütçe.

 

Ability rent : Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı. Yetenek rantı.

Goods of period : Döner varlıklar. Dönen varlık. Bir yıl ya da işletmenin olağan çalışma dönemi içinde ve olağan koşullar altında paraya çevrilebilir ya da kullanılabilir varlıklar.

A shift in supply : Sunum kayması. Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması.

A type mutual funds : Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu. A tipi yatırım fonu. A tipi yatırım fonu ortaklığı.

Ability to pay principle : Ödeme gücü ilkesi. Vergilemenin bireylerin ödeme gücüne uygun bir biçimde yapılması gerektiğini ifade eden bir vergileme ilkesi. kaynağı bol olanların kamu projelerine daha fazla katkı vermesi gerektiği ilkesi.

Liquid assets synonyms : current assets, a change in individual demand, a shift in demand, a group shares, abnormal budget expenditures, a shift in individual demand, abnormal budget receipts, abolition of forced labour convention, current asset, a change in supply.