Magnetic türkçesi Magnetic nedir

  • Mıknatıs.
  • Devinen kıvıl yüklerin yarattığı alanla ilgili.
  • Manyetik.
  • Bilgisayar, fizik, kimya, uzay, sinema, televizyon alanlarında kullanılır.
  • Mıknatıslı.
  • Mıknatıs özelliği taşıyan; mıknatısla ilgili.
  • Magnetik.
  • Mıknatıssal.
  • Mıknatıs özelliği taşıyan, mıknatısla ilgili.
  • Çekici.

Magnetic ile ilgili cümleler

English: Magnetic fields on Mars sprout like mushrooms in its southern hemisphere.
Turkish: Mars'ta Manyetik alanlar, onun güney yarımküresinde mantar gibi türemiştir.

English: They were drawn to each other by a magnetic attraction.
Turkish: Manyetik bir çekimle birbirlerine çekildiler.

English: I sit in front of a computer screen all day, so I get pretty heavily bombarded by electro-magnetic waves.
Turkish: Ben bütün gün bilgisayar ekranı önünde otururum, bu yüzden elektro-manyetik dalgalar tarafından oldukça şiddetli şekilde bombardıman edilirim.

English: This may be because they could not use the earth's magnetic field.
Turkish: Bu onların dünyanın manyetik alanını kullanamadıklarından dolayı olabilir.

English: Sunspots are regions of the Sun where the solar magnetic field is very strong.
Turkish: Güneş lekeleri güneş manyetik alanının çok güçlü olduğu Güneş bölgeleridir.

Magnetic ingilizcede ne demek, Magnetic nerede nasıl kullanılır?

 

Magnetic alloy : Manyetik alaşım.

Magnetic amplifier : Manyetik amplifikatör. Manyetik yükselteç.

Magnetic analysis : Yüklü öğeciksel parçacıklardan oluşan bir demeti, bir mıknatıssal alan etkisi altında, hızlarına, yüklerine ya da kütlelerine göre ayırma işlemi. Manyatik analiz. Mıknatıssal çözümleme. Manyetik analiz.

Magnetic anneal : Mıknatıslı tavlama.

Magnetic annealing : Mıknatıslı tavlama. Mıknatıslı tav.

Magnetic bar : Mıknatıs çubuğu. Manyetik çubuk.

Magnetic bias : Manyetik ön alan.

Magnetic axis : Manyetik eksen.

Magnetic armature : Manyetik armatür.

Magnetic armature loudspeaker : Manyetik armatürlü hoparlör.

İngilizce Magnetic Türkçe anlamı, Magnetic eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Magnetic ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Breakdown lorry : Çekici araç. Arıza kamyonu. Tamir kamyonu. Kurtarıcı. Onarım aracı. Araçları bozuldukları yerde onarma amacıyla, onarım takımlarıyla donatılmış taşıt.

Attractive : Cazip. Fizik, kimya alanlarında kullanılır. Hoş. Güzel. İlginç. Havalı. Sempatik. Göz alıcı. Alımlı çalımlı.

Magneton : Mıknatın. Fizik, kimya alanlarında kullanılır. Öğeciksel parçacıkların mıknatıssal döngü birimi; bohr mıknatını 5584 gauss cm/mol 'dür. Dönü mıknatıs kolcuğu birimi. Manyeton.

Allures : Aklını başından almak (argo terim). Ayartmak. Çekmek. Albeni. Büyülemek. Aklını başından almak. Aklını çelmek. Baştan çıkarmak. Çekme.

Allure : Çekicilik. Büyülemek. Çekmek. Aklını başından almak. Cezbetmek. Albeni. Aklını çelmek. Aklını başından almak (argo terim). Baştan çıkarmak. Çekme.

 

Magnets : Magnet.

Magnetised : Manyetize.

Affinitative : Güçlü çekimi olan. Cazibeli. Yakın ilişki. Birleşme eğilimi gösteren.

Magnet : Nebraska eyaletinde yerleşim yeri. Fizik, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Bir elektrik akımı üzerinde kuvvet etkisi ile kendini belli eden ve demir mıknatıssal tozları çekebilen demir ya da çelik nesne. Demirkapan. Komşu cisimde bir mıknatıslı alan oluşturan cisim. Elektrikli mıknatıs.

Attractants : Çekici (madde). Çeken madde. Çeken. Atraktant.

Magnetic synonyms : attractant, adorable, attractor, magnetons, arrestive, appealing, bewitching, paramagnet, nonmagnetic, allured, attractable, bonnie, magnetics, alluring, attracting, pickup, magnetized.

Magnetic zıt anlamlı kelimeler, Magnetic kelime anlamı

Antimagnetic : Mıknatıslanmaz. Manyetizmaya dayanıklı. Antimanyetik.

Nonmagnetic : Manyetik olmayan. Mıknatıs. Mıknatıslanmaz. Mıknatıssız. Antimanyetik.

Magnetic ingilizce tanımı, definition of Magnetic

Magnetic kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Possessing the properties of the magnet, or corresponding properties. Pertaining to the magnet. A magnetic needle. As, a magnetic bar of iron. A magnet.