Mark nedir, Mark ne demek
Yerel Türkçe anlamı:
Durgun, yumuşak hava.
Mark anlamı, tanımı:
Marka : Tanınmış ürün, saygın kişi vb. Resim veya harfle yapılmış olan işaret. Bir ticari malı, herhangi bir nesneyi tanıtmaya, benzerinden ayırmaya yarayan özel ad veya işaret. Bilet, para yerine kullanılan metal veya başka şeyden parça.
Marka giymek : Kullanmak için seçkin, kaliteli olan malı tercih etmek.
Marka olmak : Markalaşmak.
Markacı : Marka satan kimse. Marka düşkünü olan kimse.
Markaj : Tutma.
Markaj yapmak : Takım oyunlarında karşı takımdaki bir oyuncuyu yakından izlemek, tutmak, gölgelemek.
Markaja almak : Birinin hareketlerini engelleyici bir biçimde yakından izlemek, ne yaptığını gözlemek. tutmak, perdelemek.
Markalama : Markalamak işi.
Markalamak : Bir nesneyi tanıtmak veya benzerlerinden ayırmak için işaret koymak.
Markalanma : Markalanmak işi.
Markalanmak : Markalama işi yapılmak.
Markalı : Markası olan.
Markasız : Markası olmayan.
Marke : "Takım oyunlarında karşı takımdaki bir oyuncuyu yakından izlemek, tutmak, gölgelemek, markaja almak" anlamındaki marke etmek birleşik fiilinde geçen bir söz.
Market : Özellikle her türlü yiyecek maddesinin, ev, büro, mağaza vb. yerlere ait gereçlerin satıldığı dükkân.
Marketçi : Market işleten kimse.
Marketçilik : Market işletme işi.
Marki : Bazı Batı devletlerinde kont ile dük arasındaki bir soyluluk unvanı.
Markiz : Markinin karısı. Bir kapı veya pencere önünde yağmurdan korunmak için yapılmış olan saçak. İki kişilik, alçak, oldukça geniş koltuk.
Markizet : Bir tür ince ve çoğu kez çiçekli, pamuklu kumaş.
Markka : Finlandiya para birimi, mark.
Markör : Önemli ibareleri veya dikkati çekmek istenilen yerleri işaretlemeye yarayan kalem.
Marksçı : Marksçılık yanlısı olan (görüş veya kimse), Marksist.
Marksçılık : Alman filozof Marks'ın düşüncelerine dayanan devrimci sosyalist akım, Marksizm.
Marksist : Marksçı.
Marksizm : Marksçılık.
Çarliston marka : Yeni icat, az bulunur, antika.
Çarliston marka kereste : Az bulunan kereste. Haddini bilmez, terbiyesiz.
Kazık marka : Çok pahalı.
Müzik market : Değişik müzik aletlerinin, plak, kaset, disk vb. ürünlerin pazarlandığı yer.
Alman : Bu halktan olan kimse. Cermen soyundan olan halk.
Para : Kuruşun kırkta biri. Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit. Kazanç.
Birim : Dilin, oluşturduğu yapı içinde, belli bir düzlemde yer alan öbür ögelerle kurduğu bağıntılarla tanımlanan ayrı nitelikli öge, ünite. Bir niceliği ölçmek için kendi cinsinden örnek seçilen değişmez parça, vahit. Bir çokluğu oluşturan varlıkların her biri, ünite. Bir kümenin her elemanı. Herhangi bir kuruluştaki alt bölümlerden her biri.
Mark-houwink eşitliği : Polimerin viskozite ölçümüyle mol kütlesi tayininde kullanılan homojen doğrusal polimerlerin mol kütlesi ile gerçek viskozitesi arasındaki bağıntı..
Marka aktarılmasının geçerliği : Yordamına ve yöntemine uygun olarak yapılan marka aktarılmasının geçer sayılması.
Marka belgesi : Markanın kütüğe yazıldığını göstermek için verilen belge.
Marka bölümleri : Markaların kütüğe yazımında ve kullanılmasında yararlanılmak üzere ayrılmış bulunan bölümler.
Marka çevirisi : Bir dildeki markanın başka dile çevrilerek kullanılması. (Fransa'daki "eau écarlate"ın İngilizce'ye "scarlet water"a çevrilip kullanılması ya da İngilizce "eagle" markasının dilimize "kartal" olarak çevrilmesi gibi).
Marka dağıtımcılığı anlaşması : Markanın dağıtım işlerinde kullanılması için, çeşitli ülkelerin dağıtımcıları ile yapılan anlaşma.
Marka duyurusu : Kütüğe yazılan markanın, Resmî Yapım İyeliği Gazetesi ile duyurulması.
Marka düzmeciliği : Aldatıcı bir yol ile, başka bir markanın asıl markaya benzetilmesi ve böylece kullanılması.
Marka harcı : Markanın kütüğe yazımı için ödenmesi gereken harç.
Marka imajı : Tüketicinin belleğinde bir ürün ya da grubu hakkında oluşturulan izlenimler.
Mark ile ilgili Cümleler
- Mark, 1991 yılında Harvard'dan mezun oldu.
- "Bunlar kimin giysileri?" "Onlar Mark'ın giysileri."
- Sen süper marketteyken ben yemek yedim.
- Mark Twain ", bu da dahil olmak üzere tüm genellemeler yanlış " dedi.
- Her sabah market alışverişine giderim.
- Ali bir süper markette yarı zamanlı çalışmaktadır.
- Mark kitabı aldı.
- Genellikle hangi marka tuvalet kağıdı satın alırsın?
- Mark kolunu kırdığından beri üç hafta oldu.
- Mark o kadar dürüsttür ki bunun için herkes onu över.
- Mark arabayı satacak.
- Mark kitabı götürdü.
- Bunun onun ticari markası olduğunu düşünüyorum.
- Liisa Markku'nun taşınmak zorunda olduğuna karar verdi.
Diğer dillerde Mark anlamı nedir?
Almanca'da Mark : Mark
Bu kısımda Mark nedir? Mark ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Mark tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Mark hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.