Markiz nedir, Markiz ne demek

Markiz; kökeni fransızca dilinden gelmektedir.

  • Markinin karısı.
  • Bir kapı veya pencere önünde yağmurdan korunmak için yapılmış olan saçak.
  • İki kişilik, alçak, oldukça geniş koltuk

Tarih'teki anlamı:

Markinin karısı.

İngilizce'de Markiz ne demek? Markiz ingilizcesi nedir?:

marchoness

Markiz kısaca anlamı, tanımı:

Marki : Bazı Batı devletlerinde kont ile dük arasındaki bir soyluluk unvanı.

Markizet : Bir tür ince ve çoğu kez çiçekli, pamuklu kumaş.

Kişilik : Herhangi bir sayıda kişiden oluşan. İnsanlara yakışacak durum ve davranış. Yabanlık. Herhangi bir kişi için, herhangi bir kişiye yetecek miktarda olan. Bireyin toplumsal hayatı içinde edindiği alışkanlıkların ve davranışların bütünü. Bir kimseye özgü belirgin özellik, manevi ve ruhsal niteliklerinin bütünü, şahsiyet.

Alçak : Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı. Kısa (boy). Bile bile en kötü, en ahlaksızca davranışlarda bulunan, aşağılık, soysuz, namert, rezil, hain. Aşağıda olan, yüksek olmayan (yer).

Geniş : Çok. Bol (elbise). Kapsamı büyük, dar sınırlar içinde kalmayan, yaygın, makro. Kolay kolay tasalanmayan, hoşgörülü, rahat. Eni çok olan, enli, vâsi. Alanı büyük olan, makro, dar karşıtı.

Koltuk : Kenar, tenha yer. Demirledikten sonra gemiyi iskeleye, rıhtıma veya başka bir gemiye bağlayan ip. Mısır ve buğday fidesinin yanlarından çıkan filizler. Kol dayayacak yerleri olan geniş ve rahat sandalye. Omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer. Koltuklama veya koltuklanma. Eski düğünlerde damatla gelinin eve girerken konuklar arasından kol kola geçmeleri töreni. Genelev. Yapıcılıkta yan destek. Yüksek mevki, makam. Kayırma, destek.

 

Kapı : Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı. Gidere yol açan gereksinim. Ev gezmesi için gidilen yer. Osmanlı Devleti'nde resmî görev yeri. Sadece bir konuda yoğunlaşmış bilgilerin yer aldığı Genel Ağ sayfası, portal. Devlet dairesi. Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat. Tavla oyununda iki pul üst üste getirilerek karşı oyuncunun o haneyi kullanmasına engel olunan yer. Gelir, geçim, kısmet sağlayan yer, kaynak veya imkân.

Pencere : Yapıları veya tren, vapur vb. ulaşım araçlarını aydınlatmak, havalandırmak amacıyla yapılan, çerçeve, cam, panjur, perde gibi eklentilerle daha kullanışlı bir duruma getirilen açıklık.

Yağmur : Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumda olanı, yağar, yağış, baran, bereket, rahmet. Çokluk, bolluk. Çok ve sık düşen, gelen şey.

Diğer dillerde Markiz anlamı nedir?

İngilizce'de Markiz ne demek? : n. marquise, marchioness

Fransızca'da Markiz : marquise [la]

Rusça'da Markiz : n. маркиза (F)