Nurseling türkçesi Nurseling nedir

Nurseling ingilizcede ne demek, Nurseling nerede nasıl kullanılır?

Nurse a grudge : Kin beslemek. Diş bilemek.

Nurse cells : Oositin çevresinde ya da yakınındaki oosite besin sağlayan tek tek hücreler ya da hücre grubu. trofosit. Besin hücreleri.

Certified nurse : Lisanslı hemşire. Bir onay kurulundan lisans almış hemşire.

Charge nurse : Başhemşire. Baş hemşire. Sorumlu hemşire. Yüksek hemşire.

Chief nurse : Baş hemşire. Sorumlu hemşire. Başhemşire.

Staff nurse : Kadrolu hemşire.

Foster nurse : Süt dadı. Sütnine.

Dry nurse : Emzirmeyen bebek bakıcısı. Bakıcı. Dadı. Emzirmeyen dadı.

Sick nurse : Hemşire. Hastabakıcı.

Student nurse : Öğrenci hemşire.

İngilizce Nurseling Türkçe anlamı, Nurseling eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Nurseling ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Maintenance : Geçimlik. Muhafaza. İdame. Herhangi bir dizgenin, işlevini sürdürmesini, olanaklıysa en yüksek verimle çalışmasını sağlamak için gerekli düzeltmeleri uygulamak amacıyla gerçekleştirilen hizmetler bütünü. donanım dizgelerini oluşturan makinelerin bakımı gibi, yazılım dizgelerinin de bakımı söz konusudur. izlencelerin son durumu, bunlara ilişkin belgelemenin günlenmesi, izlenceleme dillerinin gelişmesi yazılıma dönük bakımla ilgili sorumluluklardır. Geçindirme. Bilgisayar, bilişim, iktisat, madencilik, sinema, televizyon, veterinerlik alanlarında kullanılır. Hayvanların sabit vücut kondisyonlarında tutulması için gerekli gıdalarla beslenmesi. Devam. Koruma. Geçim.

 

Milquetoasts : Korkak. Çekingen kimse. Hanım evladı. Sümsük tip. Muhallebi çocuğu.

Suckling : Meme emen bebek. Agucuk. Emzirme. Süt bebeği. Süt kuzusu. Süt verme. Yeni doğanların memeyi emerek beslenmesi. Emzirilme dönemindeki bebek.

Jellyfish : Denizısırganı. Deniz ısırganı. Muhallebi çocuğu. Deniz anası. Pısırık. Medüz. Denizanası.

Custody : Tevkif. Tutukluluk. Velayet. Vesayet. Sorumluluk. Koruma. Hapis. Hapsetmek. Gözetim bakım.

Baby : Her ihtiyacını karşılamak. Bala. Bebek muamelesi yapmak. Yavru. Henüz süt emme çağında bulunan çocuk; genellikle bir yaşından daha küçük olan çocuğa verilen ad. Bebeksi. Şımartmak. Küçük. Aşırı bir özenle bakmak.

Sissies : Hanım evladı. Karı kılıklı. Muhallebi çocuğu. Kadınsı kimse. Homoseksüel. Korkak.

Care : Üzüntü. Umursamak. Kaygı. Hevesli olmak. Kafaya takmak. İlgilenmek. Önemsemek. Sevmek. Kendini üzmek.

Handling : Elleçleme. Bir işi idare etme. Yol tutuş. Gümrük gözetimi altındaki eşyanın asli niteliklerini değiştirmeden istiflenmesi, yerinin değiştirilmesi, büyük kaplardan küçük kaplara aktarılması, kapların yenilenmesi veya tamiri, havalandırılması, kalburlanması, karıştırılması. Nakliye. İdare. Dokunma. Elle kullanma. Ambalajlama.

Nurseling synonyms : nursling, attention, keep, sissy, pansy, babe, handlings, infant, jellyfishes, pantywaist, milksop, keeping, attendances, nurslings, custodies, babe in the woods, milksops, maintenances, aspects, attendance, aspect, keepings, pantywaists, milquetoast.