Perfected türkçesi Perfected nedir

Perfected ingilizcede ne demek, Perfected nerede nasıl kullanılır?

Perfect causality : Olaylar ya da değişkenler arasında durumsal koşulların ve öteki değişkenlerin etkilerini yokumsamaya elverecek biçimde gerçekleşen neden- sonuç ilişkisi, bk. nedensellik ilkesi, nedensel ilişki. Tam nedensellik.

Perfect circle : Tam daire.

Perfect collinearity : Tam doğrusallık.

Perfect competition : Tam rekabet. Giriş ve çıkışın serbest ve bilginin tam olduğu, türdeş mallar üretilen piyasada çok sayıda satıcı ve çok sayıda alıcı arasındaki rekabet.

Perfect competition market : Atomisite, türdeş mal, tam bilginin ve giriş-çıkışın serbest ve tam rekabetin olduğu piyasa. Tam rekabet piyasası.

Perfect field : Yetkin cisim. Mükemmel cisim.

Perfect diffusion : Tam yayınma. Gelen ışığın tamamının bütün doğrultularda eşit ışıklılıklar verecek biçimde tam bir eşitlikle düşüncel bir yayınması. not: bu özelliği olan yüzeylere "tam donuk" denir. bk. tam yayıcı.

Perfect diffuser : Tam yayıcı. Yutma çarpanı sıfır olan düşüncel tam donuk yayıcı (ortotrop yayıcı).

Perfect complementary goods : Mutlak tamamlayıcı mallar. Bir gereksinmenin karşılanmasında aynı anda ve aynı oranda birlikte tüketilen, marjinal ikame oranı sıfır ve sonsuz olmak üzere yalnızca iki değer alan, diğer bir deyişle l biçimindeki kayıtsızlık eğrisinde yer alan mallar.

 

Perfect correlation : Bağımlı değişkende gözlenen değişmelerin tümüyle bağımsız değişkene bağlanabildiği ya da birlikte değişmeye ilişkin gözlemlerin tümüyle birlikte gidişim çizgisi üzerine düştüğü bağıntı durumu. Tam bağıntı.

İngilizce Perfected Türkçe anlamı, Perfected eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Perfected ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Complete : Bitev. Tam. Bitirmek. Tamam. Yeniden tamamlama. Bütünlemek. Bütün. Tümlemek. Yerine getirmek.

Perfects : Geliştirmek. Bitirmek. Berkemal. Dört dörtlük. Kusursuz. Mükemmel. Yetkin.

Catch up on : Zaman açığını gidermek. İhmal edilmiş bir işi yapmak. Ertelenmiş bir işi yapmak. Biriken işleri yapmak. (arada olup biteni) öğrenmek. Arayı kapatmak. Yetişmek. Yakalamak.

Finished : İşlenmiş. Tam. Cilalı. Tükenmiş. Mafiş. Mükemmel. Bitik. Bitmiş. Tamam.

Completest : Tam. Bütün. Tamam. Eksiksiz. İyice. Mükemmel. Tamamı.

Completed : Biten. Tamamlanma sayısı. Tamamlanan. Tamamlandı. Tamamla. Tarihinde tamamlandı.

Accomplishing : Başarıyla tamamlamak. Başarmak. Yapmak. Üstesinden gelmek. Sonuçlandırmak. Almak (yol, zaman). Sonunu getirmek. Başarı elde etmek. Becermek. Bitirmek.

Done with : Neticelendirilmiş. Bitirilmiş. Sonuçlandırılmış.

Integrated : Tümleşik. Tümlenik. Tümlenmiş. Tümlevi alınmış olma özelliğinde. Entegre olmuş. Birleşik. Entegre edilmiş. Bütünleşmiş. Karma.

 

Complement : Tamamlayıcı (şey). Tam kadro. Tümleyici. Bir kısım serum proteinlerinin oluşturduğu antikor aracılığıyla gerçekleşen immün hemoliz ve bakteriyoliz için gerekli olan ayrıca bazı biyolojik reaksiyonlarda da rol oynayan bir enzimatik sistem. Tüm. Tümleç. Tamamlayıcı. Mürettebat. Tamamlayıcı şey.

Perfected synonyms : bring to completion, complemented, clearing up, carry out, carry through with, consummated, idealising, all over with, complementing, accomplish, idealises, make glorious, accomplishes, perfect, perfecting, consummating, the perfect, clear up, idealize, make perfect, be completed, fulfilled, idealise, idealizes, dead and buried, idealised, formed, consummate, cap, finishes, consummates, finalized, finish.

Perfected zıt anlamlı kelimeler, Perfected kelime anlamı

Unformed : Gelişmemiş. Oluşmamış. Biçimsiz. Şekillenmemiş. Biçimlendirilmemiş. Şekilsiz. Biçimlenmemiş. Yaratılmamış.