Price earning ratio türkçesi Price earning ratio nedir

  • Fiyat kazanç oranı.
  • İktisat alanında kullanılır.
  • Karın hisse senedi fiyatına oranı.
  • Fiyat-kazanç oranı.
  • Hisse senedi fiyatının, hisse başı kazancına bölünmesiyle hesaplanan ve kabaca hisse senedinin göreli kazancını gösteren oran.

Price earning ratio ingilizcede ne demek, Price earning ratio nerede nasıl kullanılır?

Price : Rüşvet. Bir mal ya da işin para ile olan değişim değeri. paranın mal birimini kapsayan eder. Karşılık. Bir malın ya da işin karşılığı olan değer, fiyat, denklik. Bilgisayar, iktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Fiyatlandırmak. Değer. Fiyat koymak. Fiyatını belirlemek. Paha biçmek.

Earning : Maaş. Gelir. Kazanç. Para kazanma. Kazanma. Ücret. Kar. Kazanılan para.

Ratio : Nispet. Oran. Nisbet. Rasyo. İki değerin birbirine bölünmesiyle elde edilen göreli ölçüm. İncelenen nüfusta belli bir sürede görülen iki olaydan birinci olay sayısının ikinci olay sayısına bölünmesiyle elde edilen değer. Bilgisayar, veterinerlik alanlarında kullanılır. Orantı. Hız.

İngilizce Price earning ratio Türkçe anlamı, Price earning ratio eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Price earning ratio ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

A shift in demand : İstem kayması. Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

 

A type mutual funds : Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu. A tipi yatırım fonu ortaklığı. A tipi yatırım fonu.

A change in demand : İstem kayması. Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

A change in supply : Sunum kayması. Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması.

Ability rent : Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı. Yetenek rantı.

Per : Vasıtasıyla. Gereğince. -de. Tarafından. Her. Başına. Nazaran. Eliyle.

Abnormal budget receipts : Olağanüstü bütçe harcamalarını karşılamak için, söz konusu dönemde ek harç, vergi ve borçlanma gibi yollarla elde edilen gelir. Olağanüstü bütçe geliri.

 

A pass through certificate : Taşınmaz rehniyle sağlanmış bir kişisel alacak karşılığında alacak sahibi finansal kurum tarafından çıkarılan değerli kağıt. Tutsat senedi.

A shift in individual demand : Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. Bireysel istem kayması.

A shift in supply : Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması. Sunum kayması.

Price earning ratio synonyms : ability to pay principle, abnormal budget expenditures, abolition of forced labour convention, a group shares, abnormal budget, ability to pay approach, a change in individual demand.