Public guaranteed debts türkçesi Public guaranteed debts nedir

  • Kamu güvenceli borçlar.
  • İktisat alanında kullanılır.
  • Hazine güvencesiyle alınan kamu kuruluşlarının borçları.

Public guaranteed debts ingilizcede ne demek, Public guaranteed debts nerede nasıl kullanılır?

Public : Halk için. Kamu. Aleni. Devlete ait. Seyirci. Herkesin bildiği. Milli. Ulusal. Topluluk oluşturucu ortak çıkarlar çevresinde oluşan ve üyeleri bu ortak çıkarlar konusunda karar birliğine ulaşmak için etkileşimde bulunan toplumsal kesim. Genel.

Guaranteed : Güvence altında. Söz verilmiş. Sağlama bağlanmış. Garanti edilmiş. Garanti kapsamında. Garanti edilen. Garantili. Teminatlı.

Debts : Borçlu olma. Düyun. Pasif borçlar. Borçlar. Borç.

Public guaranteed loans : Kamu güvenceli borçlar. Hazine güvencesiyle alınan özel kuruluşların borçları. Hazine güvencesiyle alınan kamu kuruluşlarının borçları. Kamu güvenceli özel kesim borçları.

Public guaranteed private sector debts : Hazine güvencesiyle alınan özel kuruluşların borçları. Kamu güvenceli özel kesim borçları.

Non guaranteed debts : Herhangi bir devlet güvencesi altında olmayan, vadeleri dolduğu halde ülkenin içinde bulunduğu döviz darboğazı dolayısıyla ödenememe riski taşıyan borçlar. krş. güvencesiz ticari borç. Güvencesiz borçlar.

İngilizce Public guaranteed debts Türkçe anlamı, Public guaranteed debts eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Public guaranteed debts ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

A group shares : A grubu hisse senedi. Şirkete sonradan ortak olanlardan farklı olarak, şirketin ilk kurucularına genellikle kara iştirak ve oy kullanmayla ilgili haklar veren ayrıcalıklı hisse senedi türü.

A change in individual demand : Bireysel istem kayması. Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

A change in demand : İstem kayması. Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

Abolition of forced labour convention : Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi. Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi.

A shift in supply : Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması. Sunum kayması.

 

Abnormal budget receipts : Olağanüstü bütçe harcamalarını karşılamak için, söz konusu dönemde ek harç, vergi ve borçlanma gibi yollarla elde edilen gelir. Olağanüstü bütçe geliri.

Abnormal budget expenditures : Olağanüstü bütçenin giderleri. Olağanüstü bütçe gideri.

Ability to pay approach : Bireylerin, devlet harcamalarının finansmanına, elde ettikleri gelir düzeyiyle orantılı olarak vergilendirilmeleri yoluyla katılmalarını ifade eden ve adam smith tarafından geliştirilen vergileme yaklaşımı. krş. yararlanma yaklaşımı. Güç yaklaşımı.

A shift in individual demand : Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. Bireysel istem kayması.

A type mutual funds : A tipi yatırım fonu ortaklığı. A tipi yatırım fonu. Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu.

Public guaranteed debts synonyms : ability rent, abnormal budget, a pass through certificate, public guaranteed loans, a change in supply, a shift in demand, ability to pay principle.