Turkish: Eskiden cinsiyetin doğuştan kazanıldığını savunanlardandım, ama artık ikili cinsiyet sistemine çok karşıyım.
English: What a queer story!
Turkish: Ne tuhaf bir hikaye!
English: Ali identifies as queer.
Turkish: Ali eşcinsel olarak tanınır.
English: Two male school pupils sharing an umbrella? That's quite a queer situation.
Turkish: Bir şemsiyeyi paylaşan iki erkek okul öğrencisi? Bu oldukça nonoş bir durum.
Queer bashing : Eşcinsel düşmanlığı.
Queer bird : Çok tuhaf olduğundan gruptan dışlanan tip. Tuhaf tip. Dışlanan insan. Garip insan.
Queer fellow : Tuhaf herif.
Queer fish : Acayip tip. Garip bir kimse. Kaşmerdikoz. Antika. Tuhaf bir kimse.
Queer in the head : Çatlak. Kaçık.
Queerest : Sahte. Keyifsiz. Kalp. Sarhoş. Garip. Çatlak. Midesi bozulmuş. Antika. Rahatsız. Kaçık.
Be in queer street : Borcu olmak. Uçan kuşa borcu olmak. Parasız kalmak. Borca batmak. Zor durumda olmak. Başı dertte olmak.
Queerness : Acayiplik. İbnelik. Eşcinsellik. Keyifsizlik. Homoseksüellik. Tuhaflık.
Queer the pitch : Müdahale etmek. Planını bozmak. İşini bozmak.
Queered : Midesi bozulmuş. Acibe. Bozmak. Sahte para. Acayiplik. Kalp para. Nonoş. Labunya. Keyifsiz. Mahvetmek.
Sözcükler, direkt olarak Queer ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Addling : Kokmak (yum.). Bozulmak. Şaşırtmak. Bozulmak (yum.). Kokmak. Çürümek. Kokuşturmak. Çürütmek. Çürük.
Bent : Çok istemek. Eğim. Namussuz. Bükük. Çatlak. Çimenlik. Bükülmüş. Azmetmek. Yetenek. Çimen.
Darksome : Belirsiz. Loş. Gölgeli. Karanlık. Kasvetli. Bilinmeyen.
Mincer : Homoseksüel. Homo. Kıyma makinesi. Gey. Eşcinsel erkek.
Battiest : Deli. Kıç. Üşütük (argo terim). Popo. Çatlak. Bir tahtası eksik.
Nellie : Kadınsı erkek homoseksüel. Eşcinsel erkek. Top. Gey. Homo. Ohio eyaletinde yerleşim yeri. Homoseksüel.
Queerer : Eşcinsel. Kalp. Çatlak. Sarhoş.
Camp : Kamp. Kamp yapmak. Ordugah. Homo. Bayağılaştırmak. Düşerge (azerice). Adileştirmek. Adenozin monofosfatta şekerin 5ı karbonuna bağlı fosforik asidin adenilat siklaz aracılığıyla ribozun 3ı karbonuna bağlanmasıyla meydana gelen, hormon vb. maddelerin fonksiyonlarına aracılık eden bir nükleotit, siklik amp, camp, halkasal adenozin monofosfat. ikinci haberci olarak çeşitli metabolik yolların düzenleyicisi olan önemli bir molekül. Ortak bir çıkar veya hedef paylaşan küçük grup.
Bananas : Deli. Çılgın. Heyecanlı. Kaçırmış.
Peril : Risk. Tehlike. Muhatara. Tehlike doğuran nedenler. Zarar doğuran nedenler. Vahamet. Tehlikeye uğrama. Tehlikeye atmak.
Queer synonyms : fruits, basecoin, adulterating, odd, curious, crankier, freakish, barbarizing, nancy, cheerless, cracked, duke, queers, funniness, cheerlessness, balmy, be ruin of somebody, bughouses, abash, beggaring, abashing, funny money, haywires, catamite, counterfeited, catamites, eccentricity, bizarres, compromise, adulterate, bender, expose, dejected.
Familiar : Anlayan. Senlibenli. Sulu. Yaygın. Yakın. İçten. Samimi arkadaş. Teklifsiz. Bildik. Samimi.
Bisexual : Hünsa. İkicinsli. İki cinsiyetli. Er dişi. İki eşeyli. Çift cinsiyetli. Biseksüel. Her iki cinse karşı erotik istek duyan. Biseksüel kimse.
Heterosexual : Karşı cinse ilgi duyan. Karşı cinse ait. Heterosexüel. Karşıcinsel. Düzcinsel. Heteroseksüel. Zıtcinsel.
Queer kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Differing in some odd way from what is ordinary. Singular. At variance with what is usual or normal. Counterfeit money. To puzzle. Strange. Whimsical. Odd. As, a queer story or act.
Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. (F5)
Bu kısımda Queer kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Queer ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Queer anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Queer ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.