Redeemable loans türkçesi Redeemable loans nedir

  • İktisat alanında kullanılır.
  • Önceden belirlenen plan çerçevesinde ödenen borçlar. türkiye’de önceden belirlenen plan çerçevesinde uzun vadeli iç ve dış kamu borçları.
  • İtfaya bağlı borçlar.

Redeemable loans ingilizcede ne demek, Redeemable loans nerede nasıl kullanılır?

Redeemable : Ödenip kurtarılır. İhbarlı. Kurtarılabilir. Ödemeli. Paraya çevrilebilir. Amorti edilebilir. Telafi edilir. Bağışlanabilir. Affedilebilir. Ödenebilir.

Loans : Ödünç vermek. İkrazlar. Borçlar.

Redeemable bond : İtfa edilebilir tahvil. Ödenebilir tahvilat. Ödenebilir senet. Ödenebilir borç belgiti. Ödenmesi, kapatılması olanaklı borç. belgiti.

Redeemable loan : Ödeme yetenekli borçlanma. Borçlanma belgitlerini satağa çıkaran kamu tüzel kişiliğince belirtilen koşullar içinde ödenimleri yükümlülüğe alınmış borçlanmalar.

Redeemable preferred stock : İtfa edilebilen rüçhanlı hisse senedi. Geri alınabilir tercihli hisse senedi. Satın alınabilir pay belgiti. İtfa imtiyazlı hisse senedi. Ortaklık için satın alma hakkı kabul edilen pay belgiti.

Redeemable security : İtfa edilebilir taşınır değer. Belli bir tarihte geri ödenecek ya da ödünç alıcının seçme yetkisine göre geri ödenecek taşınır değer. Vadeli menkul kıymet. Amortili menkul kıymet.

 

İngilizce Redeemable loans Türkçe anlamı, Redeemable loans eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Redeemable loans ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abnormal budget expenditures : Olağanüstü bütçe gideri. Olağanüstü bütçenin giderleri.

Ability rent : Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı. Yetenek rantı.

Abnormal budget receipts : Olağanüstü bütçe geliri. Olağanüstü bütçe harcamalarını karşılamak için, söz konusu dönemde ek harç, vergi ve borçlanma gibi yollarla elde edilen gelir.

A change in demand : Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. İstem kayması.

A change in individual demand : Bireysel istem kayması. Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

A shift in demand : İstem kayması. Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

A shift in supply : Sunum kayması. Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması.

 

Abnormal budget : Olağanüstü bütçe. Olağan bütçeden ayrı bir belge olarak hazırlanan ve kabul edilen, her yıl tekrarlanmayan ve olağanüstü nitelik taşıyan harcama ve gelirleri gösteren özel bir bütçe.

Ability to pay principle : Ödeme gücü ilkesi. Vergilemenin bireylerin ödeme gücüne uygun bir biçimde yapılması gerektiğini ifade eden bir vergileme ilkesi. kaynağı bol olanların kamu projelerine daha fazla katkı vermesi gerektiği ilkesi.

A type mutual funds : A tipi yatırım fonu. Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu. A tipi yatırım fonu ortaklığı.

Redeemable loans synonyms : abolition of forced labour convention, a pass through certificate, a change in supply, a group shares, a shift in individual demand, ability to pay approach.