Rezone türkçesi Rezone nedir

  • Bölgeyi farklı bir kullanım için tahsis etmek.
  • Bir bölgenin veya bölgedeki binaların kullanım amacını değiştirmek.
  • Bölgenin (dolayısıyla içindeki binaların) imar durumunu değiştirmek.

Rezone ingilizcede ne demek, Rezone nerede nasıl kullanılır?

Rezoned : Bölgenin (dolayısıyla içindeki binaların) imar durumunu değiştirmek. Bölgeyi farklı bir kullanım için tahsis etmek. Bir bölgenin veya bölgedeki binaların kullanım amacını değiştirmek.

Rezones : Bölgeyi farklı bir kullanım için tahsis etmek. Bir bölgenin veya bölgedeki binaların kullanım amacını değiştirmek. Bölgenin (dolayısıyla içindeki binaların) imar durumunu değiştirmek.

Rezoning : Bir bölgenin veya bölgedeki binaların kullanım amacını değiştirmek. Bölgeyi farklı bir kullanım için tahsis etmek. Bölgenin (dolayısıyla içindeki binaların) imar durumunu değiştirmek.

Angrez : İngiliz. İngiltere'de doğmuş ve büyümüş olan kişi.

Brezhnev : Bir soyadı. Leonid ılyich brezhnev (1906-1982). Sovyet devlet adamı.

Jerez : İspanya'da bir şehir. Güneybatı ispanya'da bulunan şehir.

Erez checkpoint : Erez kontrol noktası. Kuzey gazze'de bulunan filistin yönetimi ve israil arasında düzenlenmiş olan sınır geçiş noktası.

Erez crossing point : Kuzey gazze'de bulunan filistin yönetimi ve israil arasında düzenlenmiş olan sınır geçiş noktası. Erez sınır geçiş noktası.

 

Erez crossing : Erez geçidi. Kuzey gazze'de bulunan filistin yönetimi ve israil arasında düzenlenmiş olan sınır geçiş noktası.

Guereza : Gereza. Maymunlar (primates) takımının eski dünya maymunugiller (cercopithecidae) familyasından, 70 cm kadar uzunlukta, 60 cm kadar ucu beyaz ve püsküllü bir kuyruğa sahip, tembel, omuzundan kaidesine kadar iki taraftan sarkan ak, ipeğimsi kıllara sahip, habeşistan'da sürüler halinde yaşayan bir tür.

İngilizce Rezone Türkçe anlamı, Rezone eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Rezone ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Pull up : Azarlamak. Sökmek. Yetişmek. Kaldırmak. Yanaştırmak. Durdurmak. Yukarı çekmek. Çekmek (bandıra). Arabanın yolda durması. Durmak.

Muck : Yaş gübre. Çamur. Gübrelemek. Hayvan boku. Bataklık toprağı. Gübre. Pislik. Kir. Bataklık çamuru. Çepel.

Skim : Sıyırıp geçmek. Üstünden şöylesine geçmek. Almak (bir sıvının üzerinden kaymak vb). Sekmek. Gözden geçirmek. Su üzerinde kaydırmak. Yüzeyini sıyırmak. Kayar gibi gitmek. Kaymağını almak. Kaymağını yemek.

Scoop out : Kepçe ile çıkarmak. İçini oymak. Çıkarmak. Kepçe ile boşaltmak. Çukur açmak. Oymak. Çekip çıkarmak. Kaşıkla çıkarmak. Kepçeyle çıkarmak.

Ladle : Kova. Kepçeyle koymak. Kepçe ile vermek. Kepçe. Kepçe ile doldurmak veya boşaltmak. Pota (metal). Kepçe ile almak. Kaşık. Kepçe ile boşaltmak. Pota.

Wear off : Eskimek. Geçmek. Yıpranmak. Eskitmek. Aşındırmak. Etkisi geçmek. Yavaş yavaş yok olmak. Zamanla yok olmak. Aşınmak. Hafiflemek.

 

Clear up : Açmak. Tamamlamak. Düzelmek. Çözümlemek. Halletmek. Temizlemek. Çözülmek. Bulmak. Açıklamak. Tasfiye etmek.

Resect : Kesip çıkarmak. Parça almak (organ).

Take away : Çalmak. Almak. Alıp götürmek. Uzaklaştırmak. Paket yaptırıp götürmek. Dışarıya çıkarmak. Elinden almak (bir hakkı). Kaldırmak. Ortadan kaldırmak. Çekmek (desteği).

Spoon : Daha çok koyunlarda prolapsus vajina tedavisinde vajinanın yeniden prolabe olmasını engellemek amacıyla vajina içine geçici olarak yerleştirilen lastik veya diğer maddelerden yapılmış araç. Kepçe. Kaşık. Kaşıkla almak. Flört etmek. Zevzeklik etmek. Golf sopası. Çıkmak. Aşık.

Rezone synonyms : detusk, decoke, offsaddle, hypophysectomize, suck out, chip away at, hypophysectomise, decarburise, de iodinate, de ionate, ream, wash, bear away, hollow, expectorate, knock out, wipe away, bear off, laden, pull out, hull, shake off, take out, empty, dehorn, pull off, gut, take off, skim off, burr, unburden, disinvest, decarbonise.

Rezone zıt anlamlı kelimeler, Rezone kelime anlamı

String : Dizmek. Yutturmak. İpe dizmek. Dizgi. Bağlamak. Sıralamak. Sıra halinde gitmek. Germek. Halk arasında sicim adı verilen katransız kendirden yapılan kınnap. Damgalar ya da fiziksel öğeler gibi nesnelerin doğrusal bir dizisi.

Saddle : Sırtına yüklemek. Semer. Telli çalgılarda telin gövdeyle temasını sağlamak amacıyla köprü üzerine yerleştirilen ve çalgının türüne bağlı olarak her tel için ayrı ayrı veya tüm teller için tek parça olabilen bileşen. Yüklemek. Semer vurmak. Eyerlemek. Eyer vurmak. Eyer. Kaltak (eyer).

Calcify : Kireçlenmek (zemin veya boru). Kireç haline getirmek. Kireçleşmek. Kireçlendirmek. Kalkerleştirmek. Kireçleştirmek. Kireçlenmek. Kalkerleşmek.

Rezone antonyms : ionate, iodinate, dock, charge, fuse, burden, lodge, pack, near.