Sandbank türkçesi Sandbank nedir

  • Kumla.
  • Kumsal sığlık.
  • Sığlık.
  • Deniz veya akarsu içinde sığlık oluşturan kum yığını.
  • Kumsal.

Sandbank ingilizcede ne demek, Sandbank nerede nasıl kullanılır?

Sandbanks : Kumla. Kumsal. Sığlık. Deniz veya akarsu içinde sığlık oluşturan kum yığını.

Sandbag : Yanıltma. Kum torbaları ile çevirmek (siper). Kum torbasıyla korumak. Siperlik. Siperlik kum torbası. Siper torbası. Kum torbası.

Sandbagged : Kum torbasıyla korumak. Kum torbası. Kum torbaları ile takviye edilmiş. Siperlik kum torbası. Siperlik. Kum torbaları ile çevirmek (siper). Yanıltma.

Sandbagger : Kum torbaları ile takviye eden kimse. Gözünü korkutan kimse. Bir başkasını birşey yapmaya mecbur eden kimse.

Sandbaggers : Kum torbaları ile takviye eden kimse. Gözünü korkutan kimse. Bir başkasını birşey yapmaya mecbur eden kimse.

Sandbar : Kıyı kordonu. Kıyı dili. Sığlık. Sahil kordonu. Kum yığını. Akıntıların ve gelgitlerin hareketi ile nehir veya denizlerde meydana gelen büyük kum öbeği.

Sandblaster : Kumla karışık güçlü hava akıntısı vasıtasıyla parlatan veya temizleyen alet. Kum püskürtme cihazı. Kum püskürtücü aygıt. Kumlama makinası.

Sandblasted : Kum püskürtmek. Kumlanmış.

Sandbagging : Yanıltma. Kum torbası ile vurma. Kum torbasıyla korumak. Siperlik kum torbası. Siperlik. Kum torbası. Kum torbaları ile çevirmek (siper).

 

Sandbed : Doğal olarak veya suni şekilde serilmiş kalın kum tabakası. Kum yatağı.

İngilizce Sandbank Türkçe anlamı, Sandbank eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Sandbank ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Sandy : İngiltere'de yerleşim yeri. Saman sarısı (saç). Sarımsı kızıl. Kum rengi. Kum gibi. İskoçyalı. Utah eyaletinde şehir. Kumluk. Kumlu.

Sandier : Utah eyaletinde şehir. Kum rengi. Kumlu. Sarımsı kızıl. İskoçyalı. Kumluk. Saman sarısı (saç). Kum gibi. İngiltere'de yerleşim yeri.

Sand bar : Kumla oluşan engel. Bir körfezin önünü kapatan, denizle küçük bir bağlantı kalsa da körfezi göl durumuna sokan, kıyı oklarına göre daha geniş ve daha sürekli kum ve çakıl karışımı birikinti. Kum seti. Kıyı kordonu. Kum yığını. Sahil kordonu. Kıyı dili. Kum bankı.

Sandbar : Akıntıların ve gelgitlerin hareketi ile nehir veya denizlerde meydana gelen büyük kum öbeği. Kıyı dili. Kıyı kordonu. Kum yığını. Sahil kordonu.

Sands : Çimerlik. Plaj. Zaman. Dakikalar. Kum taneleri. Ömrün dakikaları. Kumluk.

Bank : Yığmak. Küme. Önlemek. Para yatırmak. Sahil. Silindir arası (motor). Bilgisayar, coğrafya, iktisat, madencilik, ekonomi alanlarında kullanılır. Banka. Uçağın bir yana yatması. Banko.

Plages : Plaj. Güneşin aşırı parlak bölgesi.

Sandiest : Kumlu. Sarımsı kızıl. İngiltere'de yerleşim yeri. Saman sarısı (saç). Utah eyaletinde şehir. Kumluk. Kum gibi. İskoçyalı. Kum rengi.

Shoals : Kalabalık. Tehlike. İndiana eyaletinde yerleşim yeri. Sığ yer. Bilinmeyen güçlük. Balık sürüsü. Sürü.

 

Plage : Güneşin aşırı parlak bölgesi. Veba. Veba mikrobundan ileri gelen ve pirelerle bulaşan çok korkunç salgın hastalık; yumurcak. Plaj.

Sandbank synonyms : beach, sand, beaches, sandy beach, sandbanks, sandy seashore, shallow, shallows, sand bank, beachheads, shoal, sandbars, shelf, beachhead, tongue of land, shallowness, facileness.