Scholl türkçesi Scholl nedir

  • Okul.
  • Tiyatroya yeni bir görüş, yeni bir anlayış ve heyecan getiren, bunları kurallara bağlayan çığırın kaynağı.

Scholl ingilizcede ne demek, Scholl nerede nasıl kullanılır?

Scholar : Mektepli. Öğrenci. Allame. Okumuş kimse. Bursiyer. Tahsilli kimse. Çok bilgili kimse. Devletten ya da herhangi bir özel kuruluştan burs alarak öğrenimini sürdüren öğrenci. Eğitimini almış kimse.

Scholarliness : Eğitim görmüşlük. Eğitimli olma durumu. İyi eğitim almış olma durumu. Eğitimlilik. İyi tahsil görmüş olma durumu. Bilgililik. Bilginlik.

Scholarly : Bilimsel. Bilgece. Muttali. Bilgili. Bilgine yakışır. İlmi.

Scholarly person : Alim.

Scholars : Okumuş kimse. Bilginler. Alim. Bilgin. Eğitimini almış kimse. Bilge. Mektepli. Edip. Burslu öğrenci. Öğrenci.

Scholastic aptitude test : Akademik yeterlik testi. Sat. Akademik yetenek sınavı. Eğitim yetenek testi. Skolastik yetenek testi. Abd'de çoğu kolej ve üniversiteye kabul edilmek için gerekli olan standart test. Akademik yeterlilik testi.

Scholarship awarding ceremony : Burs ödül töreni. Dereceye giren öğrencilere veya yüksek notlu öğrencilere finansal ödüllerin verildiği tören.

Scholarship : Bilim. İrfan. Ciddi çalışma. Bilginlik. Kimi öğrencilere orta ya da yüksek öğrenimlerini sürdürebilmeleri için, belli bir süre devlet ya da özel kuruluşlarca ödenen aylık para. Burs. Öğrenim. Derin bilgi. İlim.

 

Scholasticism : Ortaçağ avrupa'sında hakim olan aristo metafiziği ile hıristiyan teolojisinin karışımından oluşan düşünce biçimi. Skolastik felsefe. Skolastisizm. Skolastik düşünce.

Scholastic : Eğitsel. Ukalaca. Okulla ilgili. Kılı kırk yaran. Aristoteles'in yapıtlarından alınıp hıristiyan kilisesi anlayışına göre değiştirilmiş olan ve orta çağ boyunca batı üniversitelerinde okutulan biçimci ve gelenekçi felsefe. bu felsefeye ilişkin. Kuru. Okullara ve öğretime ilişkin. Okul ile ilgili. Bilimsel yöntemlerle çalışan kimse.

İngilizce Scholl Türkçe anlamı, Scholl eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Scholl ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Schoolhouse : Okul binası.

Grade school : İlkokul. Ortaokul. İlköğretim okulu.

Secondary school : Ortaokul. Ortaöğretim kurumu. Milli eğitim bakanlığı'na bağlı ortaokul, lise, ilköğretmen okulu, ticaret lisesi, imam-hatip okulu, teknisyen okulu, kılgılı sanat okulu ve her türlü sanat enstitüleri ile benzerleri ve bunların dengi özel okullardan herhangi birine verilen genel ad. Orta ve lise seviyesinde okul. Orta dereceli okul.

Day school : Yatısız okul. Gündüzlü okul. Gündüz okulu.

School teacher : Öğretmen.

Schoolteacher : Öğretmen.

College : Birlik. Kolej. Kurul. Öğretim programında, genellikle ingilizce olmak üzere, yabancı bir dil öğretimine ağırlık veren lise dengi okul. kimi meslek okullarına verilen ad (örn. sağlık koleji, polis koleji). İş grubu. Fakülte. Dernek. Özel lise. Enstitü.

 

Classroom : Sınıf. Dersane. Dershane. Derslik.

Sabbath school : Sabbath okulu. Pazar günü okulu. Pazar günleri yapılan dini okul.

Sunday school : Pazar okulu. Klise okulu.

Scholl synonyms : dancing school, nursing school, secretarial school, dance school, religious school, grad school, direct grant school, ecole, finishing school, academies, instituting, crammer, night school, correspondence school, building, edifice, faculty, gymnasium, colleges, elementary school, conservatoire, lycee, language school, flying school, driving school, primary school, training school, middle school, riding school, schoolroom, coll, grammar school, academe.

Scholl zıt anlamlı kelimeler, Scholl kelime anlamı

Night school : Akşam okulu. Gece bölümü. Gece okulu.

Day school : Yatısız okul. Gündüzlü okul. Gündüz okulu.

Specialist : Uzman hekim. Mütehassıs. Sanatkar. Uzman ekip. Bir bilim dalında, belli bir teknik alanda yoğun bir öğrenim görerek ya da türlü uygulamalara katılarak yüksek derecede yeterlik kazanmış olan kimse. üniversite ve yüksek okulların deney odası, kitaplık, enstitü, klinik ve işliklerinde, öğretimle doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak ilgili olan ve özel bilgi ya da yetişmeyi gerektiren bir görevde bulunan kimse. Uzman doktor. Uzmanlık gerektiren. Kompetan. Uzman.