Shattering türkçesi Shattering nedir

Shattering ile ilgili cümleler

English: The cup fell to the ground, shattering to pieces.
Turkish: Fincan yere düştü, param parça oldu.

Shattering ingilizcede ne demek, Shattering nerede nasıl kullanılır?

Shattering conventions : Genel olarak beklenin zıttına birşeyler yapma. Kabuledilmiş değerlere karşı isyan etme.

Earth shattering : Çok önemli. Dünyayı sarsacak.

Frost shattering : Günlük sıcaklık ayrımlarının büyük olduğu karasal iklimlerde görülen, donma ve çözülmelerle ilgili bir mekanik parçalanma biçimi, bk. mekanik parçalanma. Buzla çatlama.

Shatteringly : Parçalayan bir tarzda. Kırarak. Yıkıcı bir tarzda. Yıkıcı bir şekilde. Bozucu bir şekilde.

Shatter hopes : İyimserliği yok etmek. Ümitleri parçalamak. İyi beklentilerin umutsuz olduğunu göstermek.

Shattered hopes : Yokedilmiş iyimserlik. Parçalanmış umutlar. Umutsuz hale getirilmiş iyi beklentiler.

Shattered health : Zarar görmüş sağlık. Düzensiz sağlık. Değişken sağlık. İstikrarsız sağlık.

Shattered conventions : Parçalanmış adetler. Kendisine karşı isyan edilmiş değerler. Yokedilmiş değerler.

Shatterproof : Dağılmaz (cam vb.). Parçalanmaz. Kırılmaz. Dağılmaz.

Shattered : Mahvolmuş. Paramparça olmuş. Enkaz haline getirilmiş. Bozulmuş. Yok edilmiş. Paramparça. Parçalanmış. Hasar verilmiş. Çok yorgun. Kırılmış.

 

İngilizce Shattering Türkçe anlamı, Shattering eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Shattering ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Diffraction : Işınların kırılarak yayılması. Bir örütün atomlarından saçılan ya da çok küçük bir delikten geçen elektromıknatıssal dalgaların düz yollarından saparak yayılmaları ve girişim oluşturmaları. Kırınma. Kırınım. Ayrılma. Kırılıp geçme. Işınların, bir kırılcanın öğeciklerinden yansıdıktan sonra yine girişimler yaparak çıkmaları, böylece kırılca yapısını belirten düzenlerde görülmeleri olayı. Fizik, kimya, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Sapma. Kırılma.

Destroying : Tahribat. Tahrip etme. Tahrip.

Disintegrator : Ufalayıcı. Yapı giderici. Bölücü. Özekkaç değirmen. Öğütme makinesi. Parçalayıcı. Parçalama makinesi. Desintegratör.

Deathful : Kanlı. Ölümcül.

Depredatory : Zararlı. Harap edici. Yok edici.

Knacker : Bitap düşmek. Eski ev veya gemileri alıp satan kimse. Yorulmak. Eski evleri malzemesi için alan kimse. Yıkmacı. Yaşlanmış atları alıp satan kimse. Sakatat alıp hayvan maması yapan kasap.

Effacer : Yokedici. Yok edici. Silici. Temizleyici. İmha edici.

Destructors : Çöp fırını. Çöp yakma fırını. Patlatıcı. Yok eden. Tahrip eden.

Subversives : Huzur bozucu. Yıkan (insanların güvenini veya inancını sarsarak devleti veya bir kurumu). Baltalayıcı. Çökerten (insanların güvenini veya inancını sarsarak devleti veya bir kurumu). Devirmeyi tasarlayan.

 

Destructive : Destrüktif. Zararlı. Tahripkar. Yıkıntılı. Kıran. Yok edici.

Shattering synonyms : devastating, ruinous, demolisher, oppressive, catawampus, pounder, destructor, baneful, pounders, disintegrators, rending, deteriorating, demolitionist, overwhelming, groats, subversive, bursting, deforming, knockout, adulterinus, breaker, defacer, breakings, damning, goffer, disruptive, crusher, defacers, half blood, disturbing, destroyer, annihilative, break.

Shattering zıt anlamlı kelimeler, Shattering kelime anlamı

Soft : Belli belirsiz. Sevecen. Sulu. Kolay. Tatlı. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Müşfik. Az zararlı. Deli. Ilıman.

Insignificant : Cüzi. Silik. Hafif. Ehemmiyetsiz. Naçiz. Manasız. Pek az. Küçük. Önemsiz. Değersiz.