Kırılma nedir, Kırılma ne demek
- Kırılmak işi.
- Saydam bir ortamdan başka bir saydam ortama geçen ışının doğrultusunu değiştirmesi
- Yürürken salınma, nazlı yürüyüş.
"Kırılma" ile ilgili cümleler
- "Gözlükleri pencerelerden yansıyan ışık kırılmalarıyla çevresine gökkuşağı renkleri saçıyor." - A. İlhan
- "Ancak diyince şu bilmem ne kulübüyle bilmem ne kulübünün son maçlarındaki kafa, kol, bacak kırılmasından söz açacağımı sanmayınız." - N. Hikmet
Gök bilimleri ve Uzay alanındaki anlamı:
Bir ortamdan başka bir ortama geçen ışığın yol değiştirmesi.
Gösteri Sanat terimi olarak anlamı:
Işının, yoğunlukları değişik iki ortamın birinden ötekine geçerken doğrultusunu değiştirmesi olgusu.
Kimya'daki anlamı:
Işık demetinin yönünün, içine girdiği ortam tarafından değiştirilmesi.
Orta Öğretim alanındaki anlamı:
[Bakınız: çatlak]
Sinema ve Televizyon dünyasındaki anlamı:
Bir ışının, saydam bir ortamdan öbürüne eğik olarak geçerken doğrultusunun değişmesi.
Bilimsel terim anlamı:
Belirli bir ışınımın, optik bakımdan bağdaşık olmayan bir ortamda yayılma hızı değişimleriyle ya da bir ortamdan başka bir ortama geçmeyle yayılma doğrultusunu değiştirmesi.
Özellikle Gotça'da bazı açınıkların, kendi yakınlarındaki bir takım belli seslerin etkisiyle değişmesi.
Gerilim uygulanan bir özdeğin, iki ya da daha çok parçaya ayrılacak duruma girmesi olayı.
fizik: Işının, yoğunlukları değişik bir ortamdan, başka bir ortama geçerken doğrultusunu değiştirmesi olayı.
optik: Saydam bir ortamdan öbürüne geçerken ışık doğrultusunda görülen değişim.
İngilizce'de Kırılma ne demek? Kırılma ingilizcesi nedir?:
refraction, fracture
Fransızca'da Kırılma ne demek?:
rupture, brisure, fracture
Osmanlıca Kırılma ne demek? Kırılma Osmanlıca'da ne anlama gelir?:
inkisâr, inkisar
Kırılma tanımı, anlamı:
Kırılma noktası : Bir olay veya gelişmenin ulaştığı en duyarlı an veya durum.
Kırılmak : Kırma işine konu olmak, bir veya birçok parçaya ayrılmak. Bükülerek kat yeri oluşturmak. Birine karşı kırgın duruma gelmek, gücenmek, incinmek. Soğuk, rüzgâr vb. eski gücü kalmamak, azalmak, yatışmak. Cesaret, umut, onur azalmak, yok olmak. Saydam bir ortamdan başka bir saydam ortama geçen bir ışın, doğrultu değiştirmek. Savaş, bulaşıcı hastalık sebebiyle çok sayıda insan ölmek. Kırgınlık duymak. Ağaç, dal üzerinde meyve, çiçek, yaprak çok olmak.
Burnu kırılmak : Büyüklenemez duruma gelmek.
Burnunun direği kırılmak : Çok pis bir koku duyarak tedirgin olmak.
Burnunun yeli kırılmak : Öfkesi yok olmak.
Eli kırılmak : Eli, işe yatkın bir duruma gelmek.
Gönlü kırılmak : Üzülmek, incinmek, yerinmek.
Gülmekten kırılmak : Aşırı derecede gülmek.
Kahkahadan kırılmak : Çok gülmek.
Kolu kanadı kırılmak : Bir şey yapamayacak duruma gelmek, çaresiz kalmak.
Mukavemeti kırılmak : Direnci, gücü azalmak.
Testi kırılmadan : İş işten geçmeden.
Ümidi kırılmak : Umudu kırılmak.
Umudu kırılmak : Bir şeyin artık gerçekleşemeyeceği inancına varmak.
Yürü : "devam et, git" anlamında kullanılan bir söz.
Salınma : Salınmak işi.
Nazlı : Sağlığını, dayanıklılığını çabuk yitiren. Üstüne titrenilerek, değer verilerek. Kolayca gönlü olmayan, kendini ağır satan, ısrar bekleyen, işveli, edalı. Özen isteyen, nazik.
Yürüyüş : Yürüme işi. Birliklerin bir yerden başka bir yere gitmesi. Spor amacıyla yapılmış olan yürüme. Bir olayı protesto etmek, bir konuya dikkati çekmek amacıyla topluca yürüme.
Saydam : Açık seçik, belirgin. Asetat. İçinden ışığın geçmesine ve arkasındaki şeylerin görülmesine engel olmayan (cisim), şeffaf, transparan. Üzerindeki resim ve şekilleri beyaz bir zemin üzerine yansıtmak amacıyla tepegöze konan şeffaf, ışığı geçiren kâğıt veya madde, slayt. Sayısal ortamda hazırlanmış, yansıtım aygıtında kullanılmaya özgü pozitif görüntü, slayt, diyapozitif.
Ortam : Bir topluluğun veya toplulukların hareket alanı, platform. Bir kimsenin veya bir insan topluluğunun yaşayışını etkileyen ruhsal, toplumsal ve kültürel etkilerin bütünü. Nesnel ve toplumsal yönlerle bazen kişinin iç dünyasını da kapsayan yakın çevre, vasat. Canlı bir varlığın içinde bulunduğu doğal veya maddi şartların bütünü.
Doğrultu : Yön, istikamet. Belli bir sonsuz doğrunun belirttiği tek yol, istikamet. Tutulan, izlenen yol. Paralel olmayan iki sonsuz doğruyu birbirinden ayırt ettiren durum.
Kırılma açısı : (astronomi)
Kırılma artifaktı : Ultrasonografide, sesin farklı dokulardan farklı hızlarda geçerken oluşan ses kırılmasının görüntü bozulmasına yol açması. Özellikle kistik oluşumların kenarlarının alt kısımlarında hipoekoik gölgelenmeler şeklinde görülür.
Kırılma belirteci : Geçen bir ışık ışını, eğri bir açı ile bir kristale çarptığında, gelen ışın ile sapan ışının normal ile yaptıkları açıların sinüslerine oranı.
Kırılma dayancı : Kırılma olayını başlatan yük.
Kırılma deneyi : Kırık yüzeylerin yapılarını incelemek ve kırılma özelliklerini saptamak ereğiyle yapılan çarpı deneyi.
Kırılma direnci : Kemik direnci.
Kırılma fotoğrafı : Isılyoğruk saptamada kullanılan ve gaz ya da sıvılardaki yoğunluk değişikliklerinin oluşturduğu kırılmaların fotoğraflarını çekmeye dayanan işlem.
Kırılma göstergesi : Bir kırılmada kırılmanın derecesini belirten sayı. (Gelen ışının gelme açısı sinüsünün, kırılma açısı sinüsüne oranıyla belirtilir).
Kırılma indisi : Optik özellikleri ayrı iki ortamda ışık hızlarının birbirine oranı. Kırılma indisi, iki ortamı ayıran yüzeyi geçen bir ışık ışınının gelme ve kırılma açılarının sinüslerinin oranına eşittir. Bir ortamdaki ışık hızının havadaki ışık hızına oranı. Sembolü ndir. (fizik) Refraktometre prizmasına sürülmüş yağdan geçirilen ışığın giriş ve çıkış açılarının sinüs değeri.
Kırılma tanesi büyüklüğü : Kırık yüzeylerdeki tanelerin ortalama büyüklüğü.
Kırılma ile ilgili Cümleler
- Yeni kriket sopamın kırılmaz olduğundan oldukça eminim.
- Herkesin bir kırılma noktası var.
- Ben kolayca kırılmam.
- Siz kırılmayın diye oyunu sürdürdüm.
- Tom'un cesareti kırılmaya başlıyor.
- Bambu eğildi ama kırılmadı.
- Hidrolik kırılma gerçekten depremlere yol açar mı?
Diğer dillerde Kırılma anlamı nedir?
İngilizce'de Kırılma ne demek? : adj. refractive
n. breaking, refracting, breakage, break, fracture, offence [Brit.], offense, refraction, rupture, smash, split
Fransızca'da Kırılma : cassure [la], fracture [la], rupture [la], dislocation [la]
Almanca'da Kırılma : n. Brechung, Bruch, Verwerfung
Rusça'da Kırılma : n. раскалывание (N), поломка (F), излом (M), преломление (N), лучепреломление (N), рефракция (F), дифракция (F), кокетство (N)
Bu kısımda Kırılma nedir? Kırılma ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Kırılma tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Kırılma hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.