Sophomore türkçesi Sophomore nedir

  • Toy.
  • Lise ya da birdemde ikinci sınıf öğrencisi.
  • İkinci yıl öğrencisi (amerikan ingilizcesi).
  • İkinci sınıf öğrencisi (lisede veya üniversitede).
  • İkinci sınıf.
  • İkinci sınıf öğrencisi.
  • İkinci sınıf öğrencisi (üniv.).

Sophomore ile ilgili cümleler

English: I was a sophomore in college the year Tom was born.
Turkish: Tom'un doğduğu yıl üniversitede ikinci sınıf öğrencisiydim.

English: Are you a sophomore?
Turkish: Sen bir ikinci sınıf öğrencisi misin?

English: Ali is a sophomore.
Turkish: Ali bir ikinci sınıf öğrencisi.

English: I met Tom when I was a sophomore at Harvard.
Turkish: Harvard'ta ikinci sınıf öğrencisi iken Tom'la tanıştım.

English: She is a sophomore.
Turkish: O bir ikinci sınıf öğrencisi.

Sophomore ingilizcede ne demek, Sophomore nerede nasıl kullanılır?

Sophomores : İkinci sınıf. İkinci sınıf öğrencisi (lisede veya üniversitede). İkinci sınıf öğrencisi. İkinci yıl öğrencisi (amerikan ingilizcesi). İkinci sınıf öğrencisi (üniv.). Toy.

Sophomoric : Olgunlaşmamış. Kurumlu. Toylarla ilgili. Gösterişçi. Taze. Genç. Pişmemiş. Tavına gelmemiş. Havalı.

Sophomorically : Tavına gelmemiş bir şekilde. Olgunlaşmamış bir şekilde. Pişmemiş bir şekilde. Genç bir şekilde. Taze bir şekilde.

 

Psophometer : Gürültüölçer. Psofometre.

Sophoclean : Sofokles'e ait (antik yunanlı dramatist).

Nosophobia : Hastalanma korkusu. Nozofobi. Nozotobi. Hastalığa yakalanma korkusu.

Russophobia : Ruslardan korkma.

Anisophoria : Anizofori. Anizotori.

Mysophobia : Misofobi. Mikrop veya kir vb bulaşmasına karşı duyulan aşırı korku. Normal dışı pislik korkusu (psikiyatri).

Sophora : Sofora.

İngilizce Sophomore Türkçe anlamı, Sophomore eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Sophomore ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Colts : Tabanca. Tay. Usturpa kırbac. Kamçı. Sıpa (argo terim). Acemi.

Chickening : Yavru kuş. Piliç. Tavuk. Civciv. Korkudan çekinmek. Bulada. Korkak kişi. Korkak davranmak.

Child : Seyahatte. Küçük. Tıfıl. Küçük yaştaki oğlan veya kız. Bala. Yetişkinlere yakışmayacak davranışlarda bulunan kimse. Soy bakımından oğul veya kız. Çaylak. Deneyimsiz.

Bustard : Toy kuşu.

Second class : İkinci sınıf (kalite). 2.sınıf. Orta derece ile mezuniyet. İkinci derece. Kalitesiz ürün veya hizmet. Başaltı. İkinci mevki.

Great bustard : Toy kuşu. Büyük toy kuşu. Taraklıkuş. Bataklık kuşları (grallae) takımının, toygiller (otididae) familyasından, 100 cm kadar uzunlukta, avrupa, asya ve kuzey afrika'da yaşayan, ekin tarlalarına zarar veren bir tür. toy. Büyük toy.

Second rate : İkinci derecede.

Greenest : Yelve. Yeşertmek. Genç. Acemi. Yeşil alan. Ham. Yeşil renk. Yeşil. Yeşillendirmek.

Sophomore synonyms : second year, sophomores, soph, cabin class, secondary class, fledglings, brash, green, colt, fledgling, beardless, intermediate, second string, lowerclassman, underclassman, dewy eyed, chicken, bustards, callow.

 

Sophomore zıt anlamlı kelimeler, Sophomore kelime anlamı

Terminal : Dönemle ilgili. Son hece. Tren garı. Dalın ucunda yetişen. Ölümcül. Bağlantı uçları. Sonek. Bağlantı ucu. Kutup. Bir çevrimde üreteç ucaylarını çevrime bağlayan ekleme parçaları.

Sophomore ingilizce tanımı, definition of Sophomore

Sophomore kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : One belonging to the second of the four classes in an American college, or one next above a freshman.