Toru nedir, Toru ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Yeni yetişen çam ağacı, fidan.

Parlak, temiz : Bu kitap ne kadar toru.

Koyu kırmızı, doru (at için).

Koyu kırmızı (at donu).

Genç çam, ardıç ve benzerleri ağaç.

Teknik terim anlamı:

[Bakınız: doruk].

Toru ile ilgili Cümleler

  • Erkek torunumu görmeye gittiğimde her zaman ona bir şey veririm.
  • Torunum karımı dinliyor.
  • Bu Nina, senin torunun.
  • Büyükanne torunlarına şeker verir.
  • Tom, John Jackson'ın büyük-büyük torunudur.
  • Ali torunlar istiyordu.
  • Torunların nerede?
  • Torunlarımıza temiz ve yeşil bir dünya bırakmak istiyoruz.
  • Torunlardan gelen mektuplar mutluluk kaynağıdır.
  • Torunlarım Boston'da yaşıyor.
  • Bizim 13 tane torunumuz var.
  • O yaşlı kadın kız torununa gülümsedi.
  • Torunum Pamuk Prenses hikayesini seviyor.

Toru ile ilgili Atasözü veya Deyim

dede (veya dedesi) koruk yer, torununun dişi kamaşır : “eskilerin yaptığı yanlış işlerden daha sonrakiler de zarar görür” anlamında kullanılan bir söz.

torun tosun (veya torba) sahibi olmak : torunu olmak yaşlı olmak.

torunlar : sonraki döller, kuşaklar.

Toru anlamı, kısaca tanımı

Toruk : Yeni yetişen çam ağacı, fidan. [Bakınız: toru]. Tepe, en yüksek yer, uç. Dikkafalı. Yünden ya da keçi kılından dokunmuş ufak azık torbası. Doruk. Küçük ekin torbası. (Dereyazıcı Alaca Çorum). [Bakınız: doruk]

 

Toruk vurmak : Yaprakların iyi yetişmesi için tütün bitkisinin ucundaki tohumları kırmak.

Toruke : Süzgeç.

Toruklamak : Bir şeyi tepeleme doldurmak.

Torukturmak : Kararlaştırmak.

Torula : Bölünerek çoğaldığı için mayalara benzeyen, bazı fermente süt ürünlerinde kullanılan, asitlendirici özelliği yüksek bir mantar grubu, torula mayası.

Torula kefyr : Candida.

Torula mayası : Torula.

Torulmak : Doğrulmak.

Torum atmak : Kendini övmek.

Torumtay : Yırtıcı bir kuş türü.

Torunısı : Torunu.

Torunlu : Manisa ilinde, Adala bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

Torunobası : Ankara ilinde, Evren ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yer.

Torunsolaklı : Adana şehri, Çatalan nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

Torus : Büyük tomurukları sürükleyerek taşımak için başlarına açılan delik. Çiçeğin reseptakulumu. Kenarlı geçitlerde geçit zarının orta kısmında bulunan, primer kalınlaşmayla oluşan yapı. 3.Çeşitli hayvanların ayaklarındaki yastık yapısı. Şiş, kabartı, boğum.

Torus karpeus : Atgillerde ön ayak bilek ekleminin orta kısmının üst yarımında bulunan ve kestane olarak da terimlenen epidermoidal oluşum. Etçillerde ön ayak bilek ekleminin palmar tarafında bulunan ayak yastığı.

Torus levatoryus : Ostium pharyngeum tubae auditivae’nin altında bulunan, m. levator veli palatini’nin çıktığı kabartı.

Torus lingua : Dorsum linguae üzerinde görülen, geviş getirenlere özgü olan kabartı.

Torus metakarpeus : Etçillerde ön ayak tarak kemiklerinin palmar tarafında bulunan ayak yastığı.

Torus metatarseus : Etçillerde arka ayak tarak kemiklerinin plantar tarafında bulunan ayak yastığı.

Torus palatinus : Kemikten damağın ortasında bulunan uzunlamasına kabartı.

 

Torus pilorikus : Domuzun midesinde ve geviş getirenlerin şirdeninde pylorus lumen’ine doğru olan mukoza kabartısı.

Torus tarseus : Atgillerde arka ayak bilek eklemin orta tarafının alt yarımında bulunan ve kestane olarak da bilinen epidermoidal oluşum.

Torus tubaryus : Ostium pharyngeum tubae auditivae’nin arkasında bulunan tümsek.

Torus ungula : Atgillerde tela subcutanea tori’nin arka ucunda fossa intertorica ile ayrılmış olan iki kabartı.

Toruş : Kütüklerin ve büyük ağaçların tepelerine açılan, kolay sürüklenmesini sağlayan kayış ya da ipin geçirildiği delik. Arabaya koşulan yedek hayvan.

Torul : Gümüşhane iline bağlı ilçelerden biri.

Torum : Deve yavrusu.

Torun : Bir kimseye göre çocuğunun çocuğu. Acemi er. Aynı soydan gelenlerden her biri. Takip eden, benimseyen, seven kimse.

Diğer dillerde Tortulbilim anlamı nedir?

İngilizce'de Tortulbilim ne demek ? : sedimentology