Trumpeting türkçesi Trumpeting nedir

  • Borazan çalmak.
  • Boru çalarak ilan etmek.
  • Yaymak.
  • İlan etmek.
  • Borazan.
  • Trompet çalmak.
  • Boru çalmak.
  • Bir şaftın tuğla kaplamasının arkasında açılan kanal (madencilik'te).
  • Trompet.
  • Boru gibi ses çıkarmak.
  • Boru sesi.

Trumpeting ingilizcede ne demek, Trumpeting nerede nasıl kullanılır?

Trumpet creeper : Borulu hanımeli.

Trumpet flower : Boru çiçeği.

Trumpet forth : İlan etmek.

Trumpet honeysuckle : Borulu hanımeli.

Trumpet major : Trompet bandosu.

Speaking trumpet : Megafon.

White trumpet lily : Beyaz boru zambağı. Boru şeklinde kokulu çiçekleri olan uzun bir japon zambağı.

Trumpet section : Boru kesiti.

Ear trumpet : Kulak borusu (cihaz). Kulak borusu.

Trumpeters : Trompet çalıcısı. Tellal. Borazancı kuşu (g. amer.). Borazan kuşugiller. Kuşlar (aves) sınıfının, bataklık kuşları (grallae) takımından, güney amerika'da yaşayan, kanatları ve kuyrukları kısa, boyunları ve bacakları uzun kuşları içine alan bir familya. Trompetçi. Borazancı.

İngilizce Trumpeting Türkçe anlamı, Trumpeting eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Trumpeting ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Bugling : Boru (askerlere işaret vermek için kullanılan çalgı). Boru çalgı. Büğlü. Kokain. Boru.

Clarion : Yüksek (ses). Yüksek ses. Duyurmak. Boru ile çalınan müzik. Davulla zurnayla duyurmak. Berrak ve tiz ses. Zurna. Vazıh.

 

Circulated : Tedavül ettirmek. Tedavül etmek. Devretmek. Dolaşmak. Dolaştırmak. Yayılmak. Deveran etmek.

Broadcasts : Ekmek (tohum). Duyurmak. Yayın yapmak (radyo ve televizyon terimi). Saçmak. Yayımlamak. Yayınlar.

Circulate : Yayılmak (haber). Akımını sağlamak (havanın veya sıvının). Tedavül etmek. Dolaştırmak. Devretmek. Dolaşmak (kan veya hava). Deveran etmek. Yayılmak. Sürümde olmak (para). Tamim etmek.

Broadcasted : Yayımlamak. Yayınlanan. Duyurmak. Yayını yapılan. Ekmek (tohum). Yayın yapmak (radyo ve televizyon terimi). Saçmak.

Trumpeted : Bağırmak (fil).

Circulates : Sürümde olmak (para). Akımını sağlamak (havanın veya sıvının). Devirdaim olmak. Yayılmak (haber). Tedavül etmek. Devridaim yapmak (motordaki sıvı). Deveran etmek. Tedavül ettirmek. Dolaşmak. Tamim etmek.

Trumpeting synonyms : pipe sound, pipe, piped, blazon abroad, sennet, advertizing, trumpets, advertizes, bugle, bugles, blaze abroad, pooping, announces, clarions, deployed, bespreading, turn, clarioned, tarantara, deploy, tooting, announced, tantara, advertises, bridge, trumpet, advertize, delate, sennets, tantaras, ruff, broadcast, annunciated.

Trumpeting ingilizce tanımı, definition of Trumpeting

Trumpeting kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A channel cut behind the brick lining of a shaft.