Vain türkçesi Vain nedir

Vain ile ilgili cümleler

English: He tried in vain to open the locked door.
Turkish: Boşuna kilitli kapıyı açmaya çalıştı.

English: I tried in vain to persuade him not to smoke any more.
Turkish: Ben onu bir daha sigara içmemesi için boş yere ikna etmeye çalıştım.

English: He tried in vain to quit smoking.
Turkish: Boş yere sigarayı bırakmayı denedi.

English: Dick tried in vain to solve that problem.
Turkish: Dick o problemi çözmek için boşuna çalıştı.

English: Ali tried in vain to convince Mary to go to art school.
Turkish: Ali Mary'yi sanat okuluna gitmesi için boş yere ikna etmeye çalıştı.

Vain ingilizcede ne demek, Vain nerede nasıl kullanılır?

Vain endeavors : Boşuna çırpınmalar. Hiçbir sonuç vermeyen girişimler. Faydasız gayretler. Boşuna gayretler. Yararsız emekler.

Vain hope : Boş beklenti. Boş hayal. Boş umut. İllüzyon. Gerçekleşme ümidi bulunmayan hayal. Kuruntu. Boş ümit.

Vain idea : İşe yaramayan fikir. Boş fikir. Boş düşünce.

Vain of : İle böbürlenen. … ile çok övünen.

Vain promise : Aldatma. Boş vaatler. Boş sözler. Yalanlar. Aslı olmayan vaatleri. Boş söz. Bel bağlanamayacak vaatler.

 

Waiting in vain : Hiçbir şey için bekledi. Boşuna bekledi. Hiçbir sonuç almadan bekledi. Boşu boşuna bekledi.

Waited in vain : Hiçbir sonuç almadan bekledi. Boşu boşuna bekledi. Boşuna bekledi. Hiçbir şey için bekledi.

Vainglorious : Aşırı gururlu. Övüngen. Kendini beğenen. Gururlu. Övünen. Mağrur.

Vainest : Faydasız. Beyhude. Anlamsız. Nafile. Kendini beğenmiş. Boş. Gururlu. Abes. Kibirli.

Vain promises : Yalanlar. Boş vaatler. Aldatma. Boş söz. Boş sözler. Bel bağlanamayacak vaatler. Aslı olmayan vaatleri.

İngilizce Vain Türkçe anlamı, Vain eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Vain ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Lordly : Lordvari. Lort gibi. Yüce. Asil. Lorda yaraşır. Muhteşem. Amirane. Azametli.

Fastuous : Mağrur.

Otiose : Aylak. Boşuna. Tembellik yapan. İşsiz. Atıl. Tembel. Gereksiz.

Thankless : İyilikbilmez. Nankör. Takdire layık görülmeyen. Teşekkür etmemiş. Boşuna. Teşekkürsüz. Teşekkür etmeyen. Kimsenin takdir etmediği.

Cocky : Kendinden çok emin. Ukala. Burnu havada.

Pointless : Saçma. Puansız. Gereksiz. Uçsuz. Boşuna. Maksatsız.

Devoid : Geçersiz. Yoksun. Mahrum. Eksik. Hali.

Egotistical : Bencil. Egoist. Sürekli kendinden söz eden.

Dried : Kurutma. Kurumuş. Kurutulmuş. Gıda maddesinin içerdiği suyun, kontrollü koşullarda buharlaştırılması işlemi.

Boastful : Palavracı. Övüngen. Övünen. Övüngeç. Benbenci. Böbürlenen.

Vain synonyms : self conceited, preposterous, shewers, lordliest, deadpans, colourless, loftier, absurds, good for nothing, vainest, hammed, frustrating, braggers, pretentious, foolish, idle, bragging, blankest, lairy, fruitless, deadpan, sleeveless, hopeless, unproductive, cavalier, futilities, inanes, bighead, fruitlessly, trivial, vainer, emptiest, jejune.

 

Vain zıt anlamlı kelimeler, Vain kelime anlamı

Humble : Kibrini kırmak. Gururunu kırmak. Alçakgönüllü. Mütevazi. Aşağılamak. Basit. Alçakgönüllü olmaya itilmek. Naçiz. Mütevazı. Gösterişsiz.

Productive : Sonuç getiren. Kazançlı. Prodüktif. Müsmir. Üretken. Bereketli. Yaratıcı. Karlı. Mümbit.

Vain ingilizce tanımı, definition of Vain

Vain kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Emptiness. Now used only in the phrase in vain. Void. Empty. Having no real substance, value, or importance. Vanity. Unsatisfying. Worthless.