Welding türkçesi Welding nedir

  • Kaynaklama.
  • Metal parçalarını ısı etkisi ile eriterek birbirlerine yapıştırma.
  • Kaynak işlemi.
  • Kaynak makinesi.
  • Kaynak yapma.
  • Kaynaklı.
  • Etme veya olma.
  • Kaynak.
  • Kimya alanında kullanılır.
  • Kaynaklamak.
  • Kaynama.
  • Baskıcı.

Welding ingilizcede ne demek, Welding nerede nasıl kullanılır?

Welding bar : Kaynak laması. Kaynak çubuğu.

Welding blowpipe : Kaynak hamlacı. Isıtarak metal parçaları birbirine eklemek için kullanılan gereç.

Welding current : Kaynak akımı.

Welding electrode : Kaynak çubuğu. Kaynak elektrotu. Kaynak elektrodu.

Welding equipment : Kaynak aleti. Kaynak aygıtı. Kaynak ekipmanı.

Welding goggles : Kaynaklama yapmak için kullanılan koruyucu özel gözlük. Kaynak gözlüğü. Kaynakçı gözlüğü.

Welding gun : Kaynak tabancası.

Welding flame : Isıtarak metalleri birbirine birleştirmek için kullanılan alev. Kaynaklama alevi.

Welding flux : Kaynak eritkeni. Kaynak tozu. Kaynak dekapani.

Welding furnace : Kaynak fırını.

İngilizce Welding Türkçe anlamı, Welding eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Welding ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Arc welder : Kaynak jeneratörü. Elektrik kaynakçısı. Trafo. Elektrikli kaynak makinesi.

Welders : Kaynakçı.

Follower : Hayran. Taraftar. Havari. Takipçi. Ahşap başlık. Mürit. Başlık. Kuyruk. Peyk. Destekçi.

 

Sticking : Sıkışma. Yapışma. Batırma. Yapışmak. Pörtlek. Tutukluk. Yapışkan. Tutmak. Yapışkanlı.

Aliphatic saturated compounds : Alifatik doymuş bileşikler. Molekülündeki karbonlar arasında tek bağlar bulunan organik bileşikler. örn. propan (.

Flash welding : Yakma alın kaynaklaması. Işıltılı alın kaynağı. Yakma alın kaynağı yapma. Yakma alın kaynağı.

Hardhanded : Zalim. Çalışmaktan ellerin sertleşmiş ve nasırlı olması. Merhametsiz. Zorba. Eli ağır. Gaddar.

Acid salt : Asit tuz. Aynı zamanda asit olan tuz. Sodyum klorit. Bileşimindeki asit hidrojenlerinin bir bölümü metallerle yer değiştirmemiş olan tuz. örn. sodyum bikarbonat (nahco3). Asit tuzu.

Tyrannizers : Tiran. Despot. Despotik bir tarzda hüküm süren veya baskıcı bir tarzda yöneten kimse. Zorba gibi davranan kimse. Zorba. Zulümcü. Diktatör.

Joining : Oynak yeri. İzafe. Film, mıknatıslı kuşak, mıknatıslı görüntü kuşağı gibi çeşitli gerecin zamk ya da yapıştırıcı kuşak (seloteyp) yardımıyla eklenmesi işi. Birleştirme. İştirak. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. İltihak. Ek. Kurma. Birleşme.

Welding synonyms : flash butt welding, butt welding, acier inoxydable, ebullitions, attachment, followers, weld, contexts, domineering, repressive, acidimetry, highhanded, activated coal, acid radical, basis, aldehydes, font, overbearing, oppressive, chapter and verse, oppressor, aggregator, active metals, fount, births, alcoholometry, ebullism, alicyclic compounds, additive properties, fastening, extortioner, derivation, anlage.