Welders türkçesi Welders nedir

Welders ingilizcede ne demek, Welders nerede nasıl kullanılır?

Arc welder : Elektrik kaynakçısı. Elektrikli kaynak makinesi. Trafo. Kaynak makinesi. Kaynak jeneratörü.

Welder : Kaynakçı. Kaynak yapımında uzman kişi. Kaynak makinası. Kaynak makinesi.

Welded : Kaynak yapılmış. Kaynaklı. Kaynaklı (yapı vb). Kaynak edilmiş. Kaynatılmış kaynaklı. Kaynaklanmış.

Welded bellows : Kaynaklı körük.

Welded joint : Kaynaklı bağlantı. Kaynaklı mafsal. Kaynaklı ek. Kaynak bağlantısı.

Weld zones : Kaynak zonu. Kaynak bölgesi.

Weld defect : Kaynak bozukluğu. Kaynak hatası. Kaynak kusuru.

Weld together : Bir araya getirmek. Birbirine iliştirmek. Birleştirmek. Birbirine kaynatmak.

Butt weld : Ucuca kaynak. Uç kaynağı. Uç uca kaynatmak. Küt kaynak. Küt kaynak dikişi. Alın bağlantısı. Alın kaynağı.

Weld size : Kaynak büyüklüğü.

İngilizce Welders Türkçe anlamı, Welders eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Welders ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Welding machine : Kaynak makinası. Kaynak yapımında kullanılan makine. Isıtarak metalleri birbirine birleştirmek için kullanılan gereç.

Adult : Erin. Yetişkin kişi. Reşit. Erişkin. Ergin. Büyümüş. Er kişi. Organizmaların eşeysel olgunluğa erişmiş olması; eşey organlarında eşey hücrelerinin olgunlaşarak çalışmaya başlaması. Oluşmuş, gelişimini tamamlamış. bir böceğin olgun, seksüel olarak etkin, genellikle kanatlı son gelişim evresi. Normal olarak seyahat hizmetlerine tam ücret ödemesi gereken kişi.

 

Supreme headquarters : Başkomutanlık karargahı. En önemli karargah. Üst komuta.

Welder : Kaynak makinası. Kaynak yapımında uzman kişi.

Leadership : Lidere yakışan vasıflar. Bir toplumsal kümede üyelerce gönüllü olarak izlenen bir kişinin ünü, gücü ya da toplumsal yeri dolayısıyla öncülük etmesi, toplumsal davranış başlatabilmesi, başkalarının çabalarını yönetmesi, örgütlemesi, denetlemesi durumu ya da süreci. Liderlik. Önde gelenler. Reislik. Önderlik. Öncülük. Başkanlık. Liderler.

Doyenne : Duayen (kadınlar için). Bir toplumun kadın üyesi. Duayen kadın.

Welding : Kaynama. Metal parçalarını ısı etkisi ile eriterek birbirlerine yapıştırma. Kaynaklama. Kaynak yapma. Kaynak. Etme veya olma. Kaynaklı. Kaynak işlemi.

Dean : Başkan. Dekan. Baş papaz. En kıdemli üye. Fakültede eğitim öğretim etkinliklerinin düzenle yürümesinden başlıca sorumlu olan yönetici; fakülte başkanı. Katedralin başrahibi. Papaz meclisi başı.

Rome : Roma.

High command : Bir askeri veya başkaca bir otoritenin üst komutası. Üst komuta. Baş kumandanlık.

Welders synonyms : grownup, body, senior, doyen, arc welder.

Welders zıt anlamlı kelimeler, Welders kelime anlamı

Juvenile : Jön. Yavru. Jüvenil. Genç erkek rolü. Gençlikte olan, gençliğe ait olan. Temel olarak ergin bireylere benzeyen fakat henüz eşeysel olgunluğa erişmemiş olan genç bireyler. Otuz yaşına kadar olan erkeklerin canlandırabileceği rol. Otuz yaşına kadar olan erkeklerin canlandırdığı rol. Tiyatro, veterinerlik alanlarında kullanılır. Çocuk.

 

Junior : İki kişiden küçük olanı. Küçük. Oğul. Çocuk. Yaşça küçük. Daha genç. Küçük kimse. Ast. Mevki veya kıdemce küçük olan kimse. Genç.