Yoksulluk nedir, Yoksulluk ne demek

"Yoksulluk" ile ilgili cümleler

  • "Yoksuldu biliyorum ama boyuna da yoksulluk sözü edilmez ya!" - O. V. Kanık

İktisat alanındaki kelime anlamı:

[Bakınız: mutlak yoksulluk]

Yoksulluk anlamı, tanımı:

Fakirlik : Yoksulluk. Yetersizlik. Verimsizlik, kısırlık.

Yoksulluk çekmek : Sürekli yoksulluk içinde bulunmak.

Yoksulluk belgesi : Devletin sağladığı nakdî ve ayni yardımlardan yararlanmak üzere mahalle muhtarları tarafından düzenlenen ve muhtaç olanlara verilen belge.

Yoksulluk sınırı : Bir ülkede insanların yoksul tanımı içerisine girmesine yol açan gelir düzeyi.

Yoksul : Geçinmekte çok sıkıntı çeken (kimse, toplum, ülke), yoksuz, varlıksız, variyetsiz, fakir, fukara, zengin, varsıl karşıtı. İstenilen nitelikte ve özellikte olmayan, yetersiz.

Durum : Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Duruş biçimi, konum, tavır. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon.

Yoksuzluk : Yoksulluk. Yoksuz olma durumu, bulunmama.

Variyet : Varlık, zenginlik.

Sefillik : Yoksulluk. Alçaklık.

Sefalet : Yoksulluk, yoksulluk sıkıntısı.

 

Verimsizlik : Verimsiz olma durumu.

Yetersizlik : Yetersiz olma durumu, kifayetsizlik.

Yoksulluk açığı dizini : Yoksulların yoksulluk sınırının ne kadar gerisinde gelir elde etmekte olduklarını göstermek amacıyla kullanılan, yoksulluk sınırından her yoksul kişinin gelirinin çıkarılıp bu farkların toplanarak yoksul kişi sayısına bölünmesiyle hesaplanan yoksulluk dizinlerinden biri. krş. Foster-Greer-Thorbecke dizini, kafa sayısı dizini, Sen dizini

Yoksulluk adası : Bir kent içinde, düzentasara uygun olarak oluşmuş komşuluk birimleri arasında kalan ve bütün nitelikleriyle göze batan yoksul komşuluğu, bk. yoksul komşuluğu.

Yoksulluk dizinleri : Yoksulluğun ölçülmesinde kullanılan kafa sayısı dizini, yoksulluk açığı dizini, Sen dizini, Foster-Greer-Thorbecke dizini.

Yoksulluk düzeyi : Bir birey ya da ailenin bağımsız varlığını sürdürebilmesi için zorunlu olan en az ölçüde bile yeme, giysi ve barınma araçları sağlıyamaması durumu.

Yoksulluk kısır döngüsü : Başlangıçta düşük gelir, düşük tasarruf ve düşük yatırım düzeyindeki bir az gelişmiş ülkenin süreç içerisinde kalkınmaya yönelik politikalar izlemediği takdirde yine benzer bir düşük gelir, düşük tasarruf, düşük yatırım ve düşük gelir düzeyinde kalacağını ileri süren ve R. Nurkse tarafından geliştirilen az gelişmişliği tanımlamaya yönelik kuram.

Yoksulluk tuzağı : (unemployment trap) Ekonomik ve sosyal yardım politikalarının uygulandığı ülkelerde düşük gelir gruplarının, bir iş bulmaları nedeniyle sosyal yardımlarının kesilmesi ve vergi mükellefi haline gelmeleri sonucu iş bulmadan önceki gelir düzeylerine veya onun gerisine bile düşebildikleri durum. Tarımsal ürün fiyatlarının sürekli düşmesine bağlı olarak üretici gelirleri azaldığından çiftçilerin üretim yaptıkları bölgede başka bir işlendirme olanağı da bulamamaları nedeniyle aynı bölgeye düşük gelirle tutsak oldukları durum. krş. King yasası bk. yoksulluk kısır döngüsü

 

Yoksulluk ile ilgili Cümleler

  • Yoksulluk insanlardaki en kötüyü ortaya çıkarmak ve en iyiyi gizlemek için dünyadaki başka her şeyden daha fazlasını yapar.
  • Eğitim olmadan, sen her zaman yoksulluk hissedeceksin.
  • Yoksulluk kurnazlık öğretir.
  • Sen yoksulluk içinde büyüdün, değil mi?
  • Jale yoksulluk içinde büyüdü.
  • Yoksulluk bütün kötülüklerin kaynağıdır.
  • Yoksulluk her yerde.
  • Aile yoksulluk içinde yaşadı.
  • O kasabanın gümüşçülerinin aşırı yoksulluk nedeniyle gümüş yedikleri söylenilmektedir.
  • Çavdara yoksulluk tahılı denirdi.
  • Yoksulluk içinde yaşamak, bazı kadınların fantezisidir. Onlar bunun biraz romantik olduğunu düşünüyorlar.
  • Her yerde yoksulluk var.
  • Yoksulluk kapıdan içeri girdiğinde, sevgi pencereden dışarı uçar.
  • Yoksulluk bütün ahlaksızlıkların anasıdır.

Diğer dillerde Yoksulluk anlamı nedir?

İngilizce'de Yoksulluk ne demek? : n. bareness, calamity, destitution, hardship, misery, need, neediness, pauperism, penury, poorness, poverty, privation; indigence

Fransızca'da Yoksulluk : indigence [la], pauvreté [la], pénurie [la], nécessité [la], maigreur [la], misère [la]

Almanca'da Yoksulluk : n. Bedürftigkeit, Dürftigkeit, Elend, Entblößung

Rusça'da Yoksulluk : n. бедность (F), нищета (F), нужда (F), недостаток: недостатки (PL), лишение: лишения (PL), убожество (N)