Bağlayıcı nedir, Bağlayıcı ne demek

Bağlayıcı; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.

  • Bağlama niteliği olan.
  • Kuruduğu zaman yüzeyde film oluşturan, pigment ve dolgu maddelerini bir arada tutan, boyanın uçucu olmayan bölümü.
  • Bağlamaya ve birleştirmeye yarayan: "Ve" bağlayıcı bir edattır.
  • Uyulması zorunlu

"Bağlayıcı" ile ilgili cümle

  • "Anayasanın bağlayıcı hükümleri."

Bilişim alanındaki terim anlamı:

Bir izlencenin ayrı ayrı yazılıp derlenmiş kesimlerini birleştiren izlence.

Bilimsel terim anlamı:

elektrik: a. Elektrik ağını taşınır bir alıcıya bağlayan parçaların tümü. b. Bir ya da birkaç elektrik aygıtının çevrimlerini bağlamaya yarayan düzenek.

bilişim: a. Elektrikli makinelerde birçok çevrimi bağlayan öğe. b. İki makineyi, elektrik bakımından ilişki kurarak bağlayan kablo. c. Bir mantık sırasının iki bölümü arasındaki ilişkiyi belirleyen işleç.

genel uygulayım: a. İki boruyu, iki birleştirme parçasını ya da bir boruyla bir birleştirme parçasını kaçak yapmayacak biçimde birleştirmeye yarayan dökme demir, çelik, seramik parça. b. İki borunun ya da bir besleme ağı ile içinde akışkan dolaşan bir örgenin bağlantısını sağlayan, kauçuk, bakır ve benzeri özdekten yapılmış kısa boru.

 

demiryolu: Çekitlerde, durduraç kumanda kollarını dingile bağlayan, iki ucunda kumanda kolunun girmesine uygun deliği bulunan parça ya da düzen.

İngilizce'de Bağlayıcı ne demek? Bağlayıcı ingilizcesi nedir?:

linkage editor, connector, bindery, binder, mount, sleeve

Bağlayıcı hakkında bilgiler

Bağlayıcı; boya içindeki reçinelere verilen addır.

Boya filminin fiziksel dayanımını sağlar ve bu dayanım sayesinde yapışma, çizilme, darbe direnci, kimyasal maddelere karşı dayanım, korozyon direnci gibi birçok özellikleri bu sayede oluşur. Başlıca bağlayıcı diğer adıyla reçine tipleri akrilik, epoksi, alkid, melamin, poliüretanlardır. Boyanın adlandırılmasında genellikle reçine tipi esas alınır ve bu onu tarifleyici bir göstergedir.

Bağlayıcı ile ilgili Cümleler

  • Bir kira sözleşmesi, ev sahibi ve kiracıları arasında yasal olarak bağlayıcı bir belgedir.
  • O yasal olarak bağlayıcı değil.

Bağlayıcı tanımı, anlamı:

Film : Fotoğrafçılıkta, radyografide ve sinemacılıkta resim çekmek için kullanılan, selülozdan, saydam, bükülebilir şerit. Camlara yapıştırılarak içerinin görünmesini engelleyen bir tür ince yaprak. Sinemalarda gösterilen eser. Bir oyunun bütününü taşıyan şerit veya şeritlerin bütünü.

Madde : Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım. Molekül. Boşlukta yer kaplayan, bir kütlesi olan her türlü varlık, özdek. Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri. Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm. Duyularla algılanabilen nesne. Bir cismi oluşturan öge, öz. Para, mal vb. ile ilgili şey.

 

Boya : Yazmak için kullanılan mürekkep. Renk vermek, dış etkilerden korumak için eşyanın üzerine sürülen veya içine katılan renkli madde. Resim yapmak için kullanılan kuru, sulu veya yağlı boya. Aldatıcı görünüş.

Bağlayıcı ünlü : Ünsüzle biten kelime kök ve gövdelerine ünsüz ile başlayan ek getirildiğinde kök ile eki birbirine bağlayan ünlü, bağlantı ünlüsü: al-ı-r, aç-ı-l-mak, gec-i-k-mek vb.

Bağlayıcı ünsüz : Ünlü ile biten kelime kök ve gövdelerine ünlü ile başlayan bir ek eklendiğinde araya giren "y" ünsüzü, koruyucu ünsüz, koruma ünsüzü, bağlantı ünsüzü: okul-da-y-ım, eski-y-ince vb.

Bağlayıcılık : Bağlayıcı olma durumu.

Bağlama : Yapılarda duvarları birbirine bağlayan kiriş, putrel vb. Üç çift telli olan ve mızrapla çalınan bir saz. Ulama. Bağlamak işi.

Nitel : Nitelik bakımından, nitelikle ilgili, kalitatif.

Birleştirme : Birleştirmek işi, kombinasyon.

Edat : Tek başına anlamı olmayan, sonuna geldiği sözle cümledeki diğer kelimeler arasında ilişki kuran kelime türü, ilgeç: Ev gibi huzur köşesi olmaz. Çocuk sabaha karşı uyudu.

Zorunlu : Kesin olarak gereksinim duyulan, zaruri, mecburi, ıztırari. Doğal olarak kaçınılması imkânsız olan, olumsal karşıtı.

Zaman : Belirlenmiş olan an. Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı. Çağ, mevsim. Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit. Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram. Bu sürenin belirli bir parçası, vakit. Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri. Dönem, devir.

Yüzey : Bir cismi uzaydan ayıran dış ve yaygın bölüm, satıh, yüz.

Reçine : Sonsuz polimerleşme ile elde edilen, büyük moleküllü yapay madde. Bazı bitkilerde, özellikle çamlarda oluşan, katı veya yarı akışkan organik salgı maddesi, ağaç sakızı.

Bağlayıcı çekim : Bir görünçlüğün kurgusunda zaman ya da akıcılık yönünden duyulan boşluğu doldurmak için kullanılan çekim.

Bağlayıcı diziler : DNA parçalarının uçlarına eklemek amacı ile sentezlenen, bir veya birden fazla kesme yerine sahip olan oligonükleotitler.

Bağlayıcı görüntü : İki çekim arasındaki bağı sağlayan görüntü.

Bağlayıcı kompleksler : Değişik yapı ve özellikte olan, maddelerin hücre içerisine veya dışına geçişlerini yönlendiren bağlama işlevli yapılar, hücre bağlantıları.

Bağlayıcı madde : Gıda mevzuatında belirtilen özellik ve koşullarda olmak üzere sucuk, salam, sosis vb. et ürünlerine dolgunluk, su tutucu ve hamuru bağlayıcı özellik veren doğal veya yapay maddeler.

Bağlayıcı ses : Belirli durumlarda kelime kök veya gövdelerine eklerin bağlanması sırasında kullanılan ses. bk. bağlayıcı ünlü, bağlayıcı ünsüz.

Bağlayıcı tuşlar : (Resim) Bir tablonun en egemen renginin resim yüzeyinde dolaşan lekeleri. a. bk. ton, fırça izi.

Diğer dillerde Bağlayıcı anlamı nedir?

İngilizce'de Bağlayıcı ne demek? : adj. binding, connecting, stringent, linking, connective, restrictive

n. subordinative conjuction

Fransızca'da Bağlayıcı : captivant/e, conjonctif/ive

Almanca'da Bağlayıcı : adj. bindend, obligat, obligatorisch, unabdingbar

Rusça'da Bağlayıcı : adj. связующий