Presumed türkçesi Presumed nedir

  • Farzedilmiş.
  • Farzedilen.
  • Varsaymak.
  • Farzetmek.
  • İhtimal vermek.
  • Haddini aşmak.
  • Tahmin etmek.

Presumed ile ilgili cümleler

English: The picture is presumed to have been painted by Picasso.
Turkish: Resmin Picasso tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir.

English: The men we're chasing are presumed armed and extremely dangerous.
Turkish: Takip ettiğimiz adamlar silahlı ve oldukça tehlikeli farz edilmektedir.

Presumed ingilizcede ne demek, Presumed nerede nasıl kullanılır?

He shall be presumed : O -e bağlı. -varsayılıyor. O yükümlü.

Presumedly : Büyük ihtimalle. Herhalde. Muhtemelen. Galiba. Tahminen.

Presume on : Suiistimal etmek. Çıkarı için kullanmak. Yüzgöz olmak. Kötüye kullanmak. Sömürmek. Suistimal etmek.

Presume upon : Çıkarı için kullanmak. Sömürmek. Kötüye kullanmak. Yüzgöz olmak.

Presume : Cüret etmek. Yeltenmek. Haddini bilmemek. Kalkmak. Tahmin etmek. Addetmek. İhtimal vermek. Farz etmek. Haddini aşmak. Farzetmek.

Presumption of registration : Bir markanın kütüğe yazımının yapılıp yapılmadığının bilinmemesi durumunda, kimi belirtilerle yazılı olduğunun sanılması (marka numarası konulması gibi). Kütüğe yazıma dayanan belirti.

Presumably : Tahminen. (büyük) olasılıkla. Belki de. Galiba. Büyük ihtimalle. Zannedersem. Herhalde. Muhtemelen.

 

Presumption of rightful party : Hak iyeliğinin kesinlikle belli olmadığı durumlarda, bunu gösteren kimi belirtilerin ve kanıtların bulunması. Hak iyeliği belirtisi.

Presumes : Kabul etmek. Tahmin etmek. Varsaymak. Haddini aşmak. Haddini bilmemek. Farzetmek. Cüret etmek. Yeltenmek. Farz etmek. Kalkmak.

Presumption : Cüret. Farz. Olasılık. Haddini aşma. İpucu. Tahmin. Haddini bilmezlik. Varsayma. Sanı. Küstahlık.

İngilizce Presumed Türkçe anlamı, Presumed eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Presumed ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Deemed : Zannetmek. İnanmak. Saymak. Dikkate almak.

Opined : Görüş belirtmek. Fikrini söylemek. Fikir yürütmek. Düşünmek. Düşüncelerini belirtmek.

Approximate : -e yakın olmak. Andırmak. Yaklaşık. Çok yaklaşmak. Hemen hemen doğru ama tam değil. Yaklaşmak. Yaklaştırmak. Yakınlaşmak.

Be presumptuous : Haddini bilmemek.

Presume : Cüret etmek. Addetmek. Farz etmek. Kalkmak. Kabul etmek. Saymak.

Hypothesise : Farz etmek. Hipotez kurmak. Varsayımda bulunmak. Kuşkulu veya belirsiz bir temelde inanmak.

Anticipates : Sezmek. Söylenmeden yapmak. Geleceği görmek. Önce davranmak. Önceden görmek. Beklemek. Önceden yapmak. Ummak.

Posit : Farz etmek. Yerine koymak. Yerleştirmek. Oturtmak. Önermek.

Take for granted : Doğal karşılamak. Bir şeyin olması gerektiği gibi olduğunu düşünmek. Oldu bil. İtirazsız kabul etmek. Kanıksamak. Düzenlenmiş saymak. Cepte görmek. Çantada keklik saymak.

Call : Demek. İddia etmek. Söylemek. Uyandırmak. Çağrıda bulunmak. Aramak (telefon). Adlandırmak. Çağrı. Ziyaret etmek. Davet etmek.

 

Presumed synonyms : call on, affeer, be beyond the pale, deem, believe, conjecture, expect, exceeds, daresay, calculates, conjecturing, anticipate, exceed, opining, go too far, conjectures, presuppose, take over, overran, deem likely, augurate, approximated, exceeded, extravagate, overruns, assume, imagines, take on, approximates, suppose, count, calculate, grant.

Presumed zıt anlamlı kelimeler, Presumed kelime anlamı

Discontinue : Durmak. Sona ermek. Arkası kesilmek. Devam etmemek. Vazgeçmek. Kesmek. Durdurmak. Ara vermek. Kullanımdan kalkmak. Son vermek.

Stay : Alıkoymak. Dayanmak. Bastırmak. Ertelemek. Önlemek. Bastırmak (açlığı). Sabitlemek. Sürdürüp tamamlamak. Kalmak. Durmak.