Ürküntü nedir, Ürküntü ne demek

  • Ürkme duygusu, tevahhuş

"Ürküntü" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Işıltılı gözlerinde en ufak bir ürküntü yoktu." - N. Araz

Yerel Türkçe anlamı:

Sıkıntıdan çıkan sivilce, alerji.

Yüzde çıkan çıban, yara.

Ergenlik.

Yüzde çıkan, yüzün başka yerlerine dağılan yara.

Ürküntü anlamı, tanımı:

Ürküntü vermek : Ürkütmek.

Ürküntülü : Ürküntü veren.

Ürküntüsüz : Ürküntü vermeyen.

Ürkme : Ürkmek işi, tevahhuş.

Duygu : Duyularla algılama, his. Kendine özgü bir ruhsal hareket ve hareketlilik. Belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim. Önsezi. Nesneleri veya olayları ahlaki ve estetik yönden değerlendirme yeteneği.

Tevahhuş : Ürkme, ürküntü.

Ürküntü vermek : ürkütmek. İlgili cümle: "“Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor / Lakin vatandan ayrılışın ızdırabı zor”" Y. K. Beyatlı.

Diğer dillerde Ürküntü anlamı nedir?

İngilizce'de Ürküntü ne demek? : sudden fright; panic.

Fransızca'da Ürküntü : épouvante [la], panique [la], effarement [le], frayeur [la]

Almanca'da Ürküntü : die Panik

Rusça'da Ürküntü : n. испуг (M), паника (F)