Impulsions türkçesi Impulsions nedir

Impulsions ingilizcede ne demek, Impulsions nerede nasıl kullanılır?

Impulsion : Teşvik. Tahrik. Şevk. İtici güç. Dürtü. Sevk. İtki. İtme. İtici kuvvet. İtiş.

Impulsive : Düşüncesizce hareket eden. İtici. Fevri. Dürtüsel. İvecen. Düşüncesiz. Dürtücü. Atılgan. Düşünmeden hareket eden. Düşüncesizce davranan.

Impulsive noise : Dürtün gürültü. Ani darbeli gürültü.

Impulsively : Düşünmeden. Birdenbire. Dürtüyle. Düşüncesizce.

Impulsiveness : Düşünmeyerek hareket etme. Delişmenlik. Düşünmeden hareket etme. Düşüncesizlik. İvecenlik.

Impulse separator : Darbe ayırıcı.

Impulse generator : Darbe üretici. Darbe üreteci. Dürtü üreteci. Darbe jeneratörü.

Impulse approximation : İmpuls yaklaştırması. İtki yaklaştırması.

Impulse excitation : Şok uyarımı. Darbeyle uyarma. Dürtü uyarımı. Darbeli ikaz. Darbeli uyarma.

Impulse : İçtepi. Biyoloji, eğitim, fizik, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Bir kuvvetin çok kısa bir süre için etkimesi durumunda, kuvvetin büyüklüğü ile etki süresinin çarpımı. İtiş. Tepi. Uyarma sonucu bir sinir teli boyunca meydana gelen kimyasal ve elektriksel değişiklikler. İmpuls. İtici güç. İtme. İtki.

 

İngilizce Impulsions Türkçe anlamı, Impulsions eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Impulsions ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Motored : Otomobille götürmek. Otomobil. Taşıt. Arabayla götürmek. Motor. Araba. Makine. Otomobille gitmek. Motorlu.

Blessing : Şükran. Yemekten önceki şükran duası. Gücüyle başaramadığı bir dileğini gerçekleştirmek isteyen birey ya da toplumun, doğaüstü güç, nesne ya da varlıktan sözlü ya da yazılı gelenek yoluyla öğrendiği, genellikle belirli bir yapı ve uyumla söylenen ya da içten yinelenen dinsel nitelikli sözlerle yardım istenmesini içeren eylemli ya da eylemsiz dilek. bk. sözlü gelenek, adak yapmak. Hayır dua. Nimet. Dua. Kayra. Lütuf. Kutsama. Yakarı.

Force : Serada yetiştirmek. Bir cismin durma ya da devinim durumunu değiştiren dış etken. (sı birimi newton'dur). Baskı yapmak. Mecbur etmek. Irzına geçmek. Zorlama. Bir cismin durgunluk ya da devinim durumunu değiştirebilen yönleçsel nitelikli etki. anlamdaş gürelik. Güç. Zorlamak. Kuvvet.

Jog : Ağır aksak ilerlemek. Ağır ağır koşmak. İtmek. Hafifçe vurma. Dürtmek. Koşmak (tempolu). Dürtme. Yavaş koşmak. Hafifçe itmek.

Propulsive : Tahrik veya itici güce sahip olan. İtici. Tahrik edici. Yürütücü. Çalıştırıcı.

Actuation : İşletme. Gerçekleşme. Aktivasyon veya etkinleştirme. Çalıştırma. Harekete geçirme.

Actuating : Harekete geçirme. İşletmek. İşletme. Çalıştırmak. Çalıştırma. Harekete geçiren. Çalıştıran. Harekete geçirmek.

Forwarding : Yollama. İrsal. Gönderme. Taşımacılık. Nakletme. Nakliye. Taşıma. Nakliyat.

 

Consignment : Sevkedilen mal. Gönderi. Parti. Koruyum. Gönderme. Aracıya satılmak üzere gönderilen mal. Mal gönderme. Bir malın belirli bir süre korunmasını ücret karşılığı birine bırakma. 2, ücret karşılığı belirli bir süre korunması için birine bırakılan mal. Teslim.

Push : Çaba. Dürtme. Destek. Girişkenlik. İşten kovulma. Dayanmak. Kakma. Sürmek. Yardım. Vuruşta elin toptan ayrılmadan bir süre kalması eylemi.

Impulsions synonyms : retropultion, conveyance, excitement, consignments, cowl, propelling force, jab, driving force, jabbing, propellant power, fomentation, repulsions, compulsions, propulsion, gingers, propulsive force, compulsion, encouragement, driving, fosterage, excitements, jabs, impetuosity, impetuses, driving power, countenance, prime mover, ginger, impellent, thrust, boost, agitations, drive.